Morales: Kapitalizm en çok Latin Amerika'yı vurdu

Morales: Kapitalizm en çok Latin Amerika'yı vurdu

Der Spiegel'in, Bolivya Devlet Başkanı Morales ile yaptığı ropörtaj

SPIEGEL: Sayın Başkan, sizce neden Latin Amerika"nın büyük bir kısmı sola kayıyor?

Morales: Adaletsizlik, eşitsizlik ve kitlelerin yoksulluğu insanları daha iyi yaşam şartları aramaya zorluyor. Nüfusunun geniş bir bölümü Kızılderili olan Bolivya halkı bugüne kadar genelde dışlandı, kültürel olarak yabancılaştırıldı ve siyaseten baskı altına alındı. Ulusal zenginliklerimiz, ham maddelerimiz talan edildi. Bir zamanlar Kızılderililer bu topraklarda hayvan muamelesi gördüler.1930 ve 40"lı yıllarda Kızılderililer şehirlere geldiklerinde derilerine ve saçlarına DDT ilaçları sıkıldı, derileri üzerine yapışmış küçük haşarattan bu şekilde kurtulunacağı sanıldı. Mesela annemin büyüdüğü şehir olan Oruro"ya ayak basmasına müsaade edilmedi. Şimdi biz iktidardayız ve parlamento bizim elimizde. Bana göre solcu olmak adaletsizlikle ve eşitsizlikle mücadele etmek demektir. Hepimiz daha iyi şartlarda yaşamak istiyoruz.

SPIEGEL: Yeni bir Bolivya için anayasa yapmak üzeresiniz. Yeni Bolivya nasıl olacak?

Morales: Kimseyi baskı altına almak veya dışlamak istemiyoruz. Yeni anayasa temellerini farklılıklardan alacaktır. Farklı renklere saygı duyacak ve eşit haklar tanıyacaktır. Yapacak çok işimiz var. Çocuk ölüm oranları ürkütücü sayılara ulaşmış durumda. Benim altı kardeşim vardı, dördü öldü. Kırsalda çocukların neredeyse yarısı henüz yaşını doldurmadan ölüyorlar.

SPIEGEL: Geçici olarak tabii kaynakların millileştirilmesini durdurmanızın nedeni nedir? Zira bu sizin en önemli projelerinizden birisiydi. Bolivya"nın ham madde işleme konusunda bilgi eksikliği mi var?

Morales: Biz konuyla ilgili olan herkesle konuşmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anki yatırım eksikliğinin millileştirme (ulusallaştırma) projesiyle herhangi bir alakası bulunmuyor. Bu tamamıyla eski sağcı hükümetin hatasıdır. Eski başkan Tuto Quiroga 2001 yılında doğal gaz yatırımlarını Bolivya"da Pazar payı bulunmadığı gerekçesiyle sonlandırmıştı. Biz Arjantin"le doğal gazın teslimatı için bir anlaşma imzaladık. Yeniden sondajlara başlayacağız. Venezuela"yla da gaz dağıtımı anlaşması yapmak üzereyiz. Demir madenleri üzerinde çalışmak için Hindistanlı büyük bir firmayla anlaştık. Bu da 7,000 direkt, 10,000 dolaylı iş imkanı demektir.

SPIEGEL: Brezilyayla bazı büyük sorunlar yaşıyorsunuz. Bolivya doğal gazın taşınması için yüksek rakamlar talep ediyor. Bu Brezilya Başkanı Luiz İnacio da Silva"yla (Lula) aranızda problem çıkmasına neden olmuyor mu?

Morales: Lula birlik mesajları veriyor. Büyük ağabey rolünü oynuyor. Ama biz aslında Brezilya enerji şirketi Petrobas ile sorunlar yaşıyoruz. Onlarla anlaşmak oldukça zor, ama ümitliyiz.

SPIEGEL: Bolivya Şili"ye doğal gaz satmıyor çünkü 120 sene önceki savaşta Şili Bolivya"nın denize erişimine son vermişti. Ama bugün Şili"de iktidarda sosyalist bir lider var. Onlara doğal gaz satacak mısınız şimdi?

Morales: Şili"yle aramızdaki tarihi sorunları aşmak istiyoruz. Deniz bizi ayırdı ama şimdi aynı deniz bizi birleştirmeli. Şili ilk kez Bolivya"nın denize erişimi meselesini konuşmayı kabul etti. Bu büyük bir adımdır. Şili lideri bir açılış törenimize katıldı ben de onun Santiago"daki bir açılışına katıldım. Birbirimize iltifatlar ettik. Şili"nin bizim tabii kaynaklarımıza ihtiyacı var, bizim de deniz erişimine. Bu şartlar altında birbirimizin menfaatleri göz önüne alınırsa anlaşabileceğimizi sanıyorum.

SPIEGEL: Venezuela Başkanı Hugo Chavez"in Bolivya"nın tabii kaynaklarının millileştirilmesinde ne gibi bir etkisi var?

Morales: Etkisi yok. Ne Küba ne de Venezuela"nın etkisi olmadı hiç. Millileştirme işini kendi başıma hallettim. Sadece yakınımdaki yedi görevli bunun detaylarını biliyorlar. Chavez ve Castro"yla ulusallaştırmayı duyurduğumuz günden birkaç gün önce buluşmamıza rağmen bu konu hakkında konuşmadık.

SPIEGEL: Chavez 21. yüzyıl Venezuelası için sosyalizmi öngörüyor. Onun ideoloji danışmanı Alman Heinz Dieterich geçenlerde Bolivya"daydı. Sizin de niyetiniz Bolivya"ya sosyalizmi mi getirmektir?

Morales: Eğer sosyalizm iyi yaşamaksa, eşitliğin ve adaletin tesisiyse ve sosyal ve ekonomik sorunların minimuma indirilmesiyse o zaman hoş gelir sefa gelir.

SPIEGEL: Fidel Castro"yu Latin Amerika"da sosyalizmin babası olarak takdir ediyorsunuz hep. Ondan neler öğrendiniz?

Morales: Hepimiz biriz. Fidel bize hep yardımcı oldu. Yedisi göz hastanesi olmak üzere tam yirmi hastaneyi bize bağışladı. Kübalı doktorlar yaklaşık olarak 30,000 katarak ameliyatını ücretsiz gerçekleştirdiler. 5,000 civarında Bolivyalı fakir öğrenci Küba"da ücret ödemeden tıp eğitimi alıyor.

SPIEGEL: Ama Bolivyalı doktorlar Kübalı doktorların varlığını protesto ediyorlar.

Morales: Bolivya hükümeti Kübalı doktorlara para ödemiyor. Yani Bolivya"dan ve Bolivyalılardan herhangi bir şey almış değiller.

SPIEGEL: Castro nasıl?

Morales: Bugün telefonda konuştum onunla. İki gündür kendisini daha iyi hissediyormuş. Eylül ayında Havana"da düzenlenecek olan tam bağımsız uluslar zirvesine katılacağını söyledi.

SPIEGEL: Ve orda konuşma da mı yapacak?
Morales: Kesinlikle. Bence bu fırsatı kaçırmayacaktır.

SPIEGEL: Amerika Chavez"in bölgede etkisinin artmasından endişe duyuyor. Siz Venezuela"ya ne kadar bağımlısınız?

Morales: Bizi Chavez ile birbirimize bağlayan şey Güney Amerika"nın entegrasyonu projesidir. Bu eski bir rüyadır, İspanyol fethinden önceki rüyamızdır. Simon Bolivar bunun için savaşmıştı. Biz tıpkı AB gibi bir Latin Amerika Birliği istiyoruz, avro gibi ortak bir para birimine sahip bir birlik yani. Dolardan daha değerli bir paramız olmalı. Chavez"in petrolünün bizim için önemi yok. Biz onlardan makul şartlarda mazot alıyoruz. Hepsi bu. Ama Venezuela"ya bağımlı değiliz. Venezuela"yla iyi ilişkilerimiz var. Venezuela zenginliğini başka ülkelerle paylaşıyor ama bu bizi onlara bağımlı kılmaz.

SPIEGEL: Latin Amerika solu genel manada iki ayrı fraksiyona bölünmüş gibi. Sosyal demokrat ve ılımlı fraksiyon ki bunun başını Lula ve Bachelet çekiyor ve daha radikal fraksiyon siz, Castro ve Chavez tarafından temsil ediliyor. Sizce Chavez kıtayı ikiye bölmüyor mu?

Morales: Eşitlik yönünde yürüyen sosyal demokratlar var, siz isterseniz onlara sosyalist veya komünist diyin, fark etmez. Ama mühim olan şu ki artık Latin Amerika"da geçmişte olduğu gibi faşist veya ırkçı başkanlar yok. Kapitalizm Latin Amerika"yı çok acıttı.

SPIEGEL: Bolivya tarihindeki ilk Kızılderili başkansınız. Kızılderili kültürü sizin başkanlığınızda nasıl bir rol oynayacak?
Morales: Profesyonel bir rekabet tahtında sosyal bilincimizi birleştirmek zorundayız. Benim hükümet zamanında entelektüeller kadar yerli etnik gruplardan da bakanlar, büyükelçiler, milletvekilleri çıkabilir.

SPIEGEL: Size göre Kızılderililer beyaz Batılı demokratlardan daha iyi bir sosyal model geliştirmiş midir?

Morales: Geçmişte özel mülk yoktu. Herşey ortak mülktü. Benim doğduğum ortamda, Kızılderili etnik yapısında yani, herşey ortaktı, kamunundu. Bu hayat tarzı bence daha eşitlikçi ve adil. Biz Kızılderililer Latin Amerika"nın ahlak stokuyuz. Üç temel prensibimiz var ki bence bunlar evrensel değerler olmalıdır. Çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin ve tembel olmayacaksın. Bu trio aynı zamanda yeni anayasamızın da ilham kaynağı olacak.

SPIEGEL: Gelecekte, hükümet görevlilerinin etnik Kızılderili lehçeleri olan, Quecha, Aymara ve Guarani dillerini öğrenmek zorunda olacakları doğru mu?

Morales: Devlet görevlilerinin kendi bölgelerinde kullanılan dilleri öğrenmeleri iyi olur. Bolivya"da biz nasıl İspanyolca konuşuyorsak kendi öz dilimizi de akıcı bir şekilde konuşmamız gerekir diye düşünüyorum.

SPIEGEL: Şimdi siz iktidarsınız, peki şimdi beyazlar Kızılderililere daha mı iyi davranıyorlar?

Morales: Şimdi çok daha iyiler tabi. Orta sınıf, entelektüeller ve işçiler kendi kızılderili kimlikleriyle gurur duymaya başladılar. Maalesef bazı oligarşik gruplar hala bize aşağılık muamelesi yapmaya devam ediyorlar.

SPIEGEL: Şimdilerde geçmişte olanın aksine Kızılderililerin Beyazlara karşı ırkçı bir tutum içinde olduklarına dair yorumlar yapılıyor.

Morales: Bu da aslında aleyhimizde yürütülen kirli medya savaşının bir parçası. Bilirsiniz, zengin ve ırkçı işadamlarının elindedir maalesef medya.

SPIEGEL: Katolik kilisesi bazı dini hükümleri değiştirmek istediğiniz şeklinde suçlamalarda bulundu. Bolivyada din özgürlüğü olacak mı?

Morales: Ben katoliğim. Din özgürlüğü sorunu olmayacak. Ama din meselesinde bir tekelle karşılaşırsam buna mani olurum.

SPIEGEL: Bolivya narkotik üretiminin önemli bir merkezi. Selefleriniz bazı koka bitkilerini imha etmişlerdi. Siz ne yapacaksınız?

Morales: Bizim bakış açımıza göre koka ne tamamen imha edilmeli ne de yasallaşmalı. Koka ekimi devletin ve koka çiftçileri birliğinin denetiminde olmalı. Koka yapraklarını yasallaştırmayı öngördüğümüz uluslararası bir kampanya başlattık ve Birleşmiş Milletlerin kokayı zehirli toksik maddeler listesinden çıkarmasını istiyoruz. Bilim adamları yıllar önce kokanın zehirli toksik bir madde olmadığını ispatladılar.

SPIEGEL: Ama ABD koka hasatının genel olarak kokain ticaretiyle sonuçlandığını düşünüyor.

Morales: Amerikalılar her şeyi söylerler. Onlar bizi gelişme şartlarına tamamen uymadığımız şeklinde de suçluyorlar. Benim kapitalizm yanlısı seleflerim hiç acımadan koka çiftçilerinin katledilmesini desteklediler. 800"den fazla çiftçi uyuşturucuyla savaşta öldü. ABD, uyuşturucuyu bahane ederek yürüttüğü kirli savaşıyla aslında Latin Amerika üzerinde kontrol sahibi olmayı planlıyor.

SPIEGEL: Amerikanın Uyuşturucuyla Mücadele Ajansının Bolivya"da uyuşturucunun yok edilmesiyle mücadele eden asker ve polise tavsiyelerde bulunan ajanları mevcut. Siz şimdi onları evlerine mi göndereceksiniz?
Morales: Hala buradalar. Ama artık silahsızlar ve üniformalarını çıkardılar.

SPIEGEL: ABD ile ilişkileriniz ne durumda. Washington"u ziyaret etmeyi planlıyor musunuz?

Morales: George Bush"u ziyaret etme planım yok. Ama belki BM Başkanı"nı New York"ta ziyaret edebilirim. Ben parlamentonun bir üyesiyken Amerika beni ülkesine almıyordu, vize vermiyordu. Fakat devlet başkanlarının New York"taki Birleşmiş Milletleri ziyaret edebilmesi için vizeye ihtiyaçları yok.

SPIEGEL: Sayın Başkan neden kravat takmıyorsunuz?

Morales: Gönüllü olarak hiç kravat takmadım. Gençken sadece fotoğraf çektirmek için zorla taktım, okulun resmi kayıtları için gerekiyordu. Gazete kağıdıyla sarardım kravatımı ve öğretmen kravat kontrolü yaptığı zaman hemen gazete kağıdının içinden çıkarır ve boynuma takardım. Sevmem kravatı. Bolivyalıların çoğu da takmaz zaten.

SPIEGEL: Çok teşekkür ederiz Sayın Başkan.

Der Spiegel, 01.09.2006

Çev. M. Fatih Bulaç

bilgihikmet.com