Nureddin Şirin
MOSSAD Şefinin Türkiye Gelişinde Sus-Pus Olanlar...
MOSSAD Şefinin Türkiye Gelişinde Sus-Pus Olanlar, Filistin Davasını Asla Bir Daha Ağzınıza Almayın..!
Türkiye, Taksim Gezi Parkı protestolarına odaklandığı bir sırada sessiz sedasız bir şekilde bir "misafir" geldi Türkiye"ye.
Bu saygın misafir siyonist rejim istihbarat servisi MOSSAD"ın şefi Tamir Pardo idi.
Önce bu ziyaretin nereden kaynaklandığı ve ne zaman kararlaştırıldığı üzerinde birkaç anekdot düşeyim.
Siyonist rejim başbakanı Netenyahu"nun telefonla başbakan Erdoğan"dan, "Mavi Marmara" özrü dilediği ve Türkiye"nin şartlarına "boyun eğdiği" (!) yönündeki haberler kamuoyuna flaş haberlerle duyurulduğunda İslami camiada büyük bir heyecan ve sevinç yaşanmıştı"
Nitekim bu görüşmeyle ilgili resmi açıklama yapılmadan hemen "Mavi Marmara" adına yapılan açıklamalarda, "Türkiye"nin cumhurbaşkanı, başbakanı ve dışişleri bakanıyla dik durmasının neticesinde büyük bir zafer kazanıldığı"nın coşkusu kelimelere dökülüyordu"
Öyle ya, siyonist rejimi önümüzde diz çöktürmüş, Mavi Marmara katliamı karşısında şartlarımızı kabul etmeye mecbur bırakmış, tarihinde ilk kez İsrail"i işlediği suçlardan dolayı özür diletmiştik"
Halbuki bu "özür" zafer ve kazanım olmadığı gibi başlı başına "yeni bir tuzak" ve "derin bir zillet"ti".
Zira siyonist rejim bu "sözde özür" karşısında, "adem-i mesuliyet" adı altında işlediği katliamdan dolayı siyasi-askeri hiçbir düzeyde sorumlu tutulmayacağı sözünü bile almıştı"
Mavi Marmara şehidlerimiz için ödenecek tazminat görüşmelerinin yapılması da kararlaştırıldı ve Nisan 2013 tarihinde Yaakov Amidror başkanlığındaki bir heyet Türkiye"ye geldi.
İlk açıklamalarda heyetin geliş nedeni "tazminat görüşmeleri" olarak sunulurken, aslında, Türkiye ile siyonist İsrail rejimi arasında "ortak çıkarlar"dan hareketle yeni bir sayfanın açılmasının güçlü adımıydı bu görüşme..
Zira, Ortadoğu"da, özellikle de Suriye"de yaşanan gelişmeler Türkiye ile siyonist İsrail rejimini "ortak çıkarlar"da buluşturmuş, buradan hareketle yeni bir işbirliğine gidilmesi kararlaştırılmıştı.
Nitekim bu görüşmelerde, MOSSAD Şefi Tamir Pardo"nun Türkiye"ye gelip "ortak tehdit ve ortak düşmanlar" karşısında girilecek işbirliğinin çerçevesinin oluşturulması kararlaştırılmıştı.
Yani, bu Tamir Pardo denilen adamın Türkiye"ye gelişi "bayram değil seyran değil" kabilinden bir ziyaret değil, aylar öncesinden kararlaştırılan bir işbirliği projesinin stratejik bir adımıydı"
AKP kıdemli milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Sayın Burhan Kuzu"nun "Gençler oyuna gelmeyin, Taksim Gezi Parkı eylemlerinin arkasında İsrail var" şeklinde twitler attığı ve kadrolu İslamcıların da bu iddiaları pompalayıp durduğu bir sırada, Tamir Pardo adlı MOSSAD şefi Türkiye"ye gelmişti.
Ben Twitter üzerinden sayın Kuzu"ya MOSSAD şefinin ziyareti ile ilgili üst üste birtakım sorular sorduğumda, aldığımız cevap koskocaman bir "suskunluk" olmuştu. Deyim yerindeyse Sayın Burhan Kuzu, "susma hakkı"nı kullanmıştı"
Bugün hükümetin sadık fedaileri olma yolunda birbiriyle yarışa geçen İslamcılarımızın daha beş ay öncesine kadar siyonist rejimle en sert bir şekilde hesaplaşılmasını savunan görüşleri ve yüksek sesle yükselen meydan okumaları hala kulaklarımızda çınlarken, bugün ise derin bir sessizliğin içine düştüklerini gördük"
Niçin bu sessizlik?
Çünkü İslamcılarımız öylesine bir anaforun içine girmişlerdi ki, "Suriye"de zafer kazanmak" (!) adına sağlarına ABD"yi CIA"yı, sollarına İsrail ve MOSSAD"ı almakta, NATO tanklarının üzerine çıkıp kutlu bir sefere çıkmakta beis görmüyorlardı artık"
Derin stratejik analiz yapan o ünlü üstatlarımızın okkalarındaki mürekkep de kurumuştu artık. Kalemin ucunda bir damla mürekkep yoktu ki bir birkaç satır de olsa bir şeyler yazabilsinler"
Ve kimse sormayacaktı, bu adına "Yeni Osmanlı" dedikleri muhteşem projenin torbasından MOSSAD şefi mi çıkacaktı..?
Hayır, haksızlık etmeyelim; heyecanla kutlu bir savaşı sürdüren o kardeşlerimiz siyonist rejim MOSSAD şefinin gündemine ilgisiz ve lakayt değillerdi. Tamir Pardo adlı bu şef, Türkiye"ye çok stratejik bir amaç, İran ve Suriye"ye karşı ortak harekat için gelir de, onlar dururlar mı?
Ve başladılar hemen Pardo"nun ajandasındaki hedefleri gerçekleştirmeye"
Dört bir koldan başladı saldırılar"
Anlarız da, ey "siyonist katillerden hesap sorulacak" "Mavi Marmara şehidlerinin kanı yerde kalmayacak" diyen sizler, size ne oldu böyle?
Sizin bu yaptıklarınız "katil İsrail"den hesap sormak mı? Sizin bu yaptığınız "Mavi Marmara şehidlerinin hakkını ve onuru"nu savunmak mı?
Siz, o Mavi Marmara gemisinde bulunup omuzlarında şehidleri taşıyan gemi yoldaşlarınızı hedefe koyarsınız da, niçin bir kez olsun bu katil rejimin "katliam şebekesi"nin şefi için de bir çift laf etmezsiniz?
Siyonistler, MOSSAD şefinin Türkiye"ye gelişiyle her iki ülke arasında "yepyeni bir sayfa" açıldığını söylerken siz bu sayfada gülleri ve bülbülleri mi gördünüz..?
Batılı gazeteciler "beni en çok şaşırtan, dört ay öncesine kadar İsrail ile her düzey ilişkinin bir düşmanlık olduğunu söyleyenlerin MOSSAD şefinin Türkiye"ye gelişi karşısındaki susmaları olmuştur" demesinden kendinize de bir pay düştüğünü düşünmüyor musunuz..?
Tamam, ABD stratejik ortağımız oldu. Onunla yatıp onunla kalkıyoruz artık. Onun önünde eğiliyor; yüksek katından, Beyaz Saray ve Pentagon"undan, üs ve donanmalarından, silah ve filolarından lütuf ve inayet dileniyor "ey her şeye gücü yeten büyük Amerika! Bizi yalnız ve yardımcısız bırakma!" diye niyazımızı arz ediyoruz da, bu siyonist rejim karşısında "hayır" diye itiraz etmemizi gerektiren bir hassasiyetimiz de mi kalmadı..?
Olmaz elbete".
Artık her yaptığında bir keramet aradığımız hükümetimiz, her bir parmağında bin marifet bulunan bir dışişlerimiz olduktan sonra, daha niçin itiraz edelim ki?
Sözü fazla uzatmayayım;
MOSSAD şefi ile birlikte açılan bu yeni sayfanın içinde kendinize bir yer buldunuz ya; bu MOSSAD şefinin ajandasındaki hedeflerin gerçekleştirilmesi için yaygın bir kampanyayı başlattınız ya, helal olsun, size, ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin, ama sakın bir daha Filistin davasını ağzınıza almayın"
velfecr