Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Muhalefetin toparlanması

Muhalefet kelimenin tam manasıyla toparlandı. Bir yuvarlak masa etrafında 6 parti liderinin memleket için birlikte hareket etmek üzere bir araya gelmesi başka ne türlü tanımlanabilir ki?

Ve iyidir böyle bir toparlanma…

Öncelikle şaşırtıcı gelecek ama iktidar için iyidir. Yoo, hiç de tehdit değildir. Evet alternatiftir, yerine geçme niyeti vardır, ama böyle bir niyeti biliyor olması, iktidarı da kendini toparlamaya sevk eder. Alternatif bulunmuyor olması, hele 20 yıldan beri ülkeyi yönetmeye alışmış, alışmış olduğu için de rehavete kapılması her zaman ihtimal dahilinde olan, “ne yapsak gidiyor” algısına sürüklenmiş bir iktidarı, uyandırır, silkeler, yeni çareler aramaya sevk eder vs… Bunun emareleri de görülüyor. Muhalefet toparlanması daha elle tutulur, ete - kemiğe bürünür, daha kitlelerde karşılık bulur hatta bir cazibe merkezi - bir vakuma dönüşür hale geldiğinde iktidarda daha çok toparlanma çabası gözleyeceğimiz kesindir.

Kaldı ki, iktidar bu süreçte, muhalefetin hem eleştirilerine hem de çözüm önerilerine bakma fırsatı da elde eder ve alışkanlıklarından, belki saplantılarından, belki sistem körlüğü içine düşmüş olmaktan, at gözlüğü türü bakış ve uygulamalarından kurtulduğu ölçüde de toparlanma çabası olumlu hale gelebilir.

Muhalefetin toparlanması ülke için iyidir. Bu, öncelikle ülke yönetimine talip olmak için problemli alanları görmek, halkın hayatının hangi alanlarda daraldığını doğru okumak ve iktidardan farklı çözüm arayışları içine girmek demektir. Bunun için ekipler kurmak, çözüm önerileri geliştirmek gerekir. Şu anda bunu gözlemliyoruz. Mesela Ak Parti’nin içinden çıkarak oluşmuş iki parti (DEVA, Gelecek) harıl harıl çözüm paketleri geliştirip kamuoyu ile paylaşıyor. Bunların çözüm paketlerinin önemi, içinden geldikleri ve uzun süre birlikte yürümüş oldukları iktidar kadrolarını biliyor, zihin yapılarını okuyor ve nerede tıkanma yaşandığını yakından gözlemlemiş olmalarındandır. İyi Parti’nin hakeza, farklı alanlardaki çözüm paketleri peyderpey kamuoyu ile paylaşılıyor.

6 partiden söz ediyoruz. Sayılan üç parti ile birlikte CHP, Saadet, Demokrat Parti…. Bunların her biri toplumun altı farklı alanının duyarlılıklarını temsil ediyor. Bu duyarlılıklar ülke yönetimine ne kadar iyi yansırsa, en azından toplumsal barış açısından sağlıklı olur. Daha önce “Bir damar daha var” diye yazmıştım. O damarın bütünlük içinde harmanlanması da son derece önemlidir. Harmanlanmıyor olmasının ülke için oluşturduğu sıkıntı hayati önemdedir. HDP’yi kastediyorum. Burada iktidardan farklı olarak muhalefet adına hiç olmazsa HDP ile görüşülebiliyor olması, iletişim kanalının açık bulunması, AYM’de yürüyen kapatma davasına rağmen bu partinin anayasal çerçevede meşruiyetinin teslim edilmesi önemlidir.

Muhalefet 6 partiden oluşuyor. İktidar cenahından bakıldığında “6 benzemez” olarak niteleniyor olsa da, bu altı farklı damarın bir masa etrafında çözüm önerilerini tartışması, hani bilinen özdeyişle “müsademe-i efkar – fikirler karşılaşması” içine girilmesi neden “barika-i hakikat”e , “hakikat şimşeği”nin çakmasına zemin hazırlamasın? Kaldı ki, iktidarın desteğini oluşturan iki parti, karşılıklı olarak çok ağır suçlamalardan gelmedi mi bugünkü birlikteliğe?

Son olarak muhalefetin toparlanması, muhalefet için iyidir. Bir kere mevcut sistem, sayısal zaruret gereği, böyle bir toparlanmayı zaruri hale getirmektedir.

İkincisi, mevcut sistemin zorlaması ile oluşan ve toplum barışı için olumsuzlukları derinleştiren kamplaşma riskini aşmak gibi bir arayışa tekabül etmektedir. İktidar bloku, birbirine geçişliliği daha kolay olan milliyetçi - muhafazakar damarların bileşimidir. Evet, ülkede iktidara güç verecek böyle bir sosyolojik zemin vardır. Kaldı ki orada bile, “zaman içinde kim kime benzeşiyor, kim nasıl dönüşüyor?” gibi değerlendirmelere yol açan durumlardan söz ediliyor. Muhalefet ise 6 partiden oluşan daha çeşitli bir toparlanmayı deniyor. Risk var mı? Tabii ki var. Ama Türkiye’nin farklı toplumsal kesimlerinin birbirini dinlemeye ve ülke için ortak çözümler aramaya ihtiyacı var. “Yok edici” duygular yerine farklı hassasiyetleri anlama çabası gerekli. Muhalefet kendini böyle bir potansiyeli ete – kemiğe büründürebilme sınavına sokuyor. Ne denebilir? Zaten başarabildiği takdirde yönetim için alternatif olabilecektir, görelim bakalım nasıl yürüyecekler?

Bu yazı toplam 408 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar