Mukteda Sadr ve Sünnilerle işbirliği
Mukteda Es Sadr, Necefe döndü veya gizlendikten sonra ortaya çıktı ve geçen Cuma günü ABD işgal güçlerinin Iraktan derhal çıkmasını veya çekilme takvimi belirlenmesi
Mukteda Es Sadr, Necef"e döndü veya gizlendikten sonra ortaya çıktı ve geçen Cuma günü ABD işgal güçlerinin Irak"tan derhal çıkmasını veya çekilme takvimi belirlenmesi, işgal güçlerinin Irak"ta kalması ve belirsiz bir süreye kadar uzatılması talebi sebebiyle hükümetin meşruluğunun alınması çağrısında bulunduğu bir hutbe verdi.
Sadr bu meşruluğun alınmasında birçok milletvekilinin sunduğu dilekçe, işgal güçlerinin gitmesi için slogan atan ve hükümetten bir an önce işgalden kurtulması talebinde bulunan milyonluk gösterileri destek aldı.
"SÜNNİLERE ELİMİ UZATIYORUM"
Sayın Mukteda Es Sadr"ın Sünnilere yönelik yaptığı konuşmanın içeriğinin en önemli noktası şu ifadelerdi "İşgalci aramızı ayıramaz. Sünniler buyursun gelsinler. Ben onlarla bütün alanlarda işbirliğine hazırım. Bu elimi onlara uzatıyorum" Sadr ayrıca şu eklemede bulundu: "Evlerimiz ve şehirlerimiz onlara açıktır. Iraklı Sünni ve Hıristiyan"ın kanı Iraklıya haramdır. Onları savunmaya hazır olduğumuzu ilan ediyoruz."
SÜNNİ-Şİİ İŞBİRLİĞİ ŞART
Bu çağrı bir benzerini hatta daha güzelini direnişten, siyasi güçlerden ve Sünni alimler heyetinden bulmalı. Çünkü Mukteda Es Sadr ve onun temsil eden geniş halkçı Şii desteği ile mezhepçilik taassubundan ve mezhepçi öldürmelerden uzak duran Sünni akımlar arasındaki ilişkinin başarılı olması, Irak"ın bütünlüğünün, Arap ve İslâm kimliğinin yeniden gelmesi için geniş ve halkçı bir temel teşkil edecektir. Mutaassıp mezhepçi eğilim, İslâmi kimlik taşıyamaz. Çünkü bu eğilim İslâm ümmetinin birliğini bölücü ve yıkıcıdır. Ayrıca Sünni-Şii ilişkisinin başarılı olması, Irak"ın ABD işgalinden kurtuluşunu hızlandıracak, Şii-Sünni çekişmesi gerilimi üzerinde oynama izni vermeyecektir.
SADR"IN FARKI
Bağdat"ta semtleri Sünnilerden temizleme girişimi içinde Sünnilere karşı yapılan temizlik operasyonları yapıldığı doğru ve bu operasyonlar Mehdi ordusuna dayandırıldı. Bu ordunun lideri ve kurucusu Mukteda Es Sadr ise bu eylemlerden sorumlu görüldü. Sadr"ın sürekli yalanlamasına, Iraklı Sünni ve Hıristiyan kanını Iraklıya haram görmesine rağmen bu suçlamalar yeni değil.
Sünnilere veya Hıristiyanlara yönelik mezhepçi eylemlerin patlak vermesiyle baş gösterdi. Sadr"ın Bedir güçleriyle anlaşmazlık noktalarından birisi de buydu.
MEHDİ ORDUSU İÇİNDE ÇATIŞMA
Mehdi ordusunun iç yapısının ayrıntılarını inceleyen birçok gözlemci, ordu içinde Mukteda Sadr ile pratik olarak bir ilişkisi olmayan isimler olduğunu teyit ediyorlar. Bu gerçeğin can alıcı kanıtlardan biri ise Basra"da son olarak suikasta uğrayan Mehdi ordusu komutanı Usame Ebu Kadir"le yaşananlar. Sadr Basra"da Fazilet Partisi'ne yönelik saldırıları sebebiyle onu tevkif etmişti. Bu örnek Mehdi ordusunda kontrolün sağlanamadığına dair bir görüntü veriyor. Tevkif edilmesine rağmen bu isim, güçlerinin başında kalmayı sürdürdü. Hatta zikri çeken hutbede Seyit Mukteda "Mehdi ordusu içinde kardeş çatışmasını yasakladığını" ifade ediyordu. Bu durum Mehdi ordusu ile ordu güçleri arasındaki çatışmaların bu yasaklamanın dışında olduğunu teyit ediyor.
TAASSUPÇULUKLA SAVAŞILMALI
Irak"ta farklı direniş akımları ile El Kaide"nin arasını ayırmayı ret edenler var. Herkes aynı sepette görülüyor. Ayrıca ortada farklı Şii akımlarını yani ABD ile işbirliği yapan ve mezhepçilik suçları işleyen Şiilerle işgale direnen, siyasi olarak mani olan ve mezhepçilik savaşına girmeyi ret eden Şiileri birbirinden ayırmak istemeyen Sünniler de var. Taassupçuluğun işareti kendi grubun arasında bir ayırım yapmamanız olduğu gibi karşı gruptakileri de iyileri ve kötüleriyle aynı kefeye koymanızdır. Irak, kaynağı ne olursa olsun bu taassupçulukla savaşmadıkça, Sünniler, Şiiler ve Kürtler arasında birliği sağlamadıkça işgalden kurtulamaz, birliğini, Arap ve Müslüman kimliğini tekrar kazanamaz.
Ürdün"de haftalık yayımlanan Es Sebil gazetesi, 27 Mayıs- 3 Haziran 2007 Arapça'dan çeviri: Halil Çelik Vakit Gazetesi