Müşerref'in İşi Zor
Özgür seçimler yapma vaadine bağlı kalacağını açıklayan Müşerref öncelikle, asker mi yoksa siyasetçi mi olmak istediğine karar vermeli.
Bir futbol teknik direktörünün kulüp başkanına tam güveni olduğunu açıklaması gibi, Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in de Pakistan'da hür ve adil seçimlerin yapılacağı vaadine bağlı kalacağını söylemesi çok da anlamsız değildi. Müşerref, yardımcılarının söylediği gibi olağanüstü hal ilan etmeyi reddettiyse, neden aynı kişiler 24 saat önceden bu olasılığı çok gürültülü bir biçimde ortaya attı? Neden generaller Kabil'deki barış konferansından son anda çekildi? Müşerref ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'la gece vakti ne hakkında konuştu? Pakistan standartlarında bile, iktidara yapışmış haldeki pek de popüler olmayan bir general için fazlasıyla ağır bir gündü.
Müşerref'in karşı karşıya bulunduğu -Veziristan'da Kaide destekli direniş, ABD'li siyasetçilerin baskısı, Taliban, İslamcı radikallerin sürdürdüğü intihar saldırısı furyası, sürülen iki muhalifin ülkeye dönme olasılığı- tehditlerin en önemlisi adli olanı. Geçen ay yüksek mahkeme, generalin daha önce görevine son vermeyi denediği başsavcı İftikhar Çaudri'nin görevine dönmesi yönünde önemli bir karar verdi. Yüksek mahkeme bu kararla bugüne dek emirlere riayet ederek yönetimin hizmetinde olan uysal yargıçlardan oluşan kurumu, kendi kararlarını alabilen ve tam olarak görevlerini yerine getiren bir kuruma dönüştürdü. Sonuçta mahkeme generalin siyasi manevralarını engelleyebileceğini ortaya koydu. Hatta yüksek mahkemenin Müşerref'in ilan etmeyi düşündüğü olağanüstü hal kararını durdurmaya bile gücü var.
Dünkü oyunlardan en az görünür olanı, yedi yıllık sürgünden sonra ülkeye dönmeye çalışan generalin baş rakibi Nevaz Şerif'in dilekçesiydi. Darbeye ve generalin iktidara gelmesine yol açan, eski başbakanın Müşerref'i 1999'daki kovma girişimiydi. Olağanüstü hal ilan etmek üzerinde düşünüldüğü imajını yaratmanın nedenlerinden biri belki de, bu tür rakiplere mesaj vermekti.
Bu kararsızlıkla ilgili daha görünür bir teori de asker liderin kendisini içinde bulduğu karışıklığın bir diğer belirtisi olduğu yönünde. Müşerref sorunlarına çözüm bulamayarak debeleniyor. Hem ordunun hem de devletin başı olmayı sürdürmek için anayasal bir yol bulmak istiyorsa zaman tükeniyor. Zira parlamentonun yetki süresi kasım ortasında doluyor. Parlamento yeni devlet başkanını seçen kuruldaki beş organdan biri. Anayasaya göre, seçim kurulu, parlamentonun görev süresinin dolmasından 30 gün önce oluşturulmalı. Yani siyasi kırılmanın takvimi belli: Eylül ortasıyla kasım ortası arasında. Maalesef, generalin medet umduğu her manivela da -sürgündeki diğer muhalif Benazir Butto'yla anlaşma gibi- ters tepiyor. Bu patlamaya hazır durumda, Şerif ve Butto'nun önemsiz görünen dönüşleri, generalin içinde bulunduğu çıkmazın dinamiklerini değiştirebilir.
Müşerref'in az seçeneği varsa, ABD'nin önünde bölgedeki en iyi dostunun gemisini kurtarabilmesi için dua etmek dışında daha az seçenek var. ABD'yle yakınlık generalin mahvolmasını açıklayabilir ve ülke kurumlarını hiçe saymaktansa desteklemeyi öngören bir iktidar paylaşımı üzerinde düşünmek akıllıca olabilir. Ordunun ülkenin generaller tarafından siyasetçilerden daha iyi yönetileceğine dair sahip olduğu dogma, artık doğru kabul edilemez. General, siyasi bir lider olarak kalmaya devam etmek istiyorsa, üniformasını çıkarıp dolaba koymalı. (Başyazı, 10 Ağustos 2007)
The Guardian