Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Müslüman insanın paket programı olamaz

Niçin olamaz? Çünkü Müslüman insanın hayatında dünün tekrarı yoktur.
Niçin olamaz? Çünkü o sürekli canlı yayındadır.
Niçin olamaz? Çünkü iki günü, iki anı eşit geçenin zarar edeceğini bilir.
Niçin olamaz? Çünkü insanı yaratan Rabbimiz "Her an yaratmaktadır, her an bir oluşumdadır". İnsana yakışan da başladığı bir işi, bir vazifeyi bitirir bitirmez, derhal diğer bir işe başlar.
Tüm bu söylenenlerin neticesi bellidir: Hayatımız sürekli canlı yayındadır.
Darbe girişimleri/Ergenekoncular dosyaları.
Ergenekon ve darbe dosyaları ile birlikte, bir de gizli dinleme sesleri, görüntüleri gündeme geldi.
Bir insanın, sorumlu olacağı, hesap vereceği bir adresi olmazsa, o insan aklına gelen her şeyi konuşur ve her şeyi yapar. Onun için, helal-haram; doğru-yanlış hiç önemli değildir. Bir içim suda fırtınalar koparanlar bilmezler mi? Müslümanlar az mı dinlendi? Az mı takip edildi? Az mı suçlandı ve az mı ceza çekti? Kendilerine yapılan, isnat edilen suçlamalara, tutuklanmalara rağmen, içlerinden hiçbiri doktora gidip rapor alma ihtiyacını hissetmedi. Hastanelerin yataklarını işgal edip, gerçek hastaların haklarına tecavüz etmedi. Niçin? Çünkü Müslümanlar inanıyor ki: Bizi yaratan, bizleri her an izlemektedir. Çarpık, yamuk yumuk bir hayat tarzımızın, büyük mahkemenin dosyaları arasından çıkması demek, bizim işimizin bitmesi demektir. Böyle bir acı sonu yaşamaktansa, Galileo gibi idam sehpasını görsek bile, dünya dönüyor, demeye devam edeceğiz. Allah"a verdiğimiz sözden asla geri dönmeyeceğiz.
Denilmesin ki, "Biz Müslüman değil miyiz?" Öyle bir iddiamız yoktur. Sadece inancımız şudur, Allah"a iman etmek demek, O"nun katından gelen ayetleri, kitapları ve hayat tarzı olan dine iman etmek demektir. Allah katından gelen ayetleri, dini çağdışı ilan edenler, lütfen Diyanet İşleri Başkanlığı"ndan durumlarını sorup öğrensinler.
Allah"a iman edenler niçin yalan-yanlış metotlara tenezzül etmezler? Çünkü inanan insanlar, olduğu gibi görünen ve göründüğü gibi olanların yolunda yürümek için mücadele etmektedirler.
Özellikle darbe girişimcilerine ve tüm insanlığa ithaf olunur:
(Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti):
"Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bu bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu senin karşına getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır." (Lokman Sûresi/16)
"Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun, bilin ki, O kalplerin içindekilerini bilir. Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır." (Mülk Sûresi/13-14)
İşte, inanan insanların hayatına, yaşayışına, hareket tarzına yön veren sadece iki ilahi uyarı, ilahi mesaj. Kalplerini, Allah"ın mesajlarına kab yapanlar, bu uyarıları kabul eder, sırt çevirenler ise kamuoyunun önünde rezil, rüsvay olurlar.
Netice olarak, paket program içinde yaşayanlar şekilcidir, şabloncudur. Kabukta kalır, bir türlü içe nüfuz edemez. Hele hele ezberlerinin bozulmasını hiç mi hiç istemezler. "Laiklik elden gidiyor" diyen zihniyet, bir asırdır bu sözün gölgesinde kaldı ve kabuğu kıramadı. Bu kadar ithamlar, iftiralar, baskı ve dayatmalar geri tepti. Kapalı kapılar arkasında konuşanlar, karar verenler, darbe projesi üretenlerin gerçek yüzleri ortaya çıkınca çılgına döndüler. "Herkes kanun önünde eşittir" sözünü bir asırdır ağızlarında sakız yapanlar, ne yaptı biliyor musunuz? Yanına azık olarak helva alan yolcular, put şekline soktukları helvalarına taptılar, daha sonra karınları acıkınca putlarını yediler.
Selam, sevgi ve dualarla cümleniz Allah"a emanet olunuz.

Bu yazı toplam 3521 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar