Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Müslüman rastgele yaşayamaz

Müslüman bir insanın rastgele bir hayatı ve hayat tarzı olamaz. Onun hayatının manası, maksadı ve hedefi vardır. Kendisini yaratan Rabbi ile olan iletişimi, irtibatı, belli zaman ve belli mekânlarla kayıtlı değildir. Müslüman şahsiyet her zaman ve mekânda Allah ile irtibat ve iletişim halindedir.

Her mümin insan inanır ki, insan ilahi bir denetim altında ve şahitli bir hayat sürer.

Allah’ın huzurunda 7 şey insan hakkında şahitlikte bulunacaktır. Bunlar:

1- Zaman, 

2- Mekân: “İşte o GÜN YER Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberleri anlatır.”(Zilzal suresi, 4)

3- Diller, 

4-Eller ve ayaklar: “Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının aleyhlerinde şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük bir azab vardır.”(Nur suresi, 24)

5- İnsanın yaptıklarını yazan iki melek: “Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler.” (İnfıtar suresi, 10-11-12)

6- Divan-ilahi huzur: “Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Çünkü biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk.”(Casiye suresi, 29)

7- Rahman olan Allah (celle celalühü): “Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur’an’dan bir şey okusan ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak ve gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.”(Yunus suresi, 61)

Özet halinde takdim etmiş olduğumuz ayetlerin ışığında gerçekleşecek bir hayat, en şerefli, en hayırlı ve en bereketli bir hayat olur. Yaratılan insan, Yaratanını sürekli olarak hatırladığında, O’nun her zaman kendisiyle beraber olduğunu, şahdamarından daha yakın olduğunu tasdik edip, kabul ettiğinde kaliteli bir hayat tarzı oluşur. Bu nimetin gerçekleşmesinin sebebi ise bellidir: Yaratılan insan, kendisini yaratan varlığı hiç unutmamaktadır.

Her inanan insan şu hakikati bilmelidir ki, Rabbimize olan kulluğumuzu yeryüzünde gerçekleştirmekteyiz. Bu sebeple yeryüzü, bu ümmete mescid kılınmıştır. Yapacağımız herhangi bir iş, bir amel, bir hizmet zaman ve mekânın kesiştiği noktada icra edilmektedir. Aşağıda verdiğimiz misaller, bu gerçeği ispatlamaktadır.

Zaman ve Mekânın Kesişmesinin Neticeleri:

Zaman ve mekân birimlerinin kesiştiği yerde, yapılması icab eden, amelleri, görevleri, hizmetleri yapmak, Allah için yapılan bir ibadettir.

Zamanın ve mekânın kesiştiği yerlerdeki vazifeleri yerine getirirken, o vazifeleri bizden isteyen varlığı (Allah’ı) hatırlamak zikirdir.

Zaman ve mekân noktalarında yapılması gereken amelleri yerine getirirken, o vazifeleri bize emreden varlığın (Allah’ın) ölçülerine göre yapmak ihsandır. (O’nu görüyormuşçasına O’na kulluk etmek).

Zamanın ve mekânın kesiştiği yerlerdeki vazifeleri icra ederken muhabbet ve samimiyetle yapmak, ihlâstır.

Zamanın ve mekânın kesiştiği yerdeki vazifeleri yerine getirirken, Müslüman kardeşimizle birlikte icra etmek, dinde kardeşliktir.

Ve o vazifelerin, ibadetlerin, amellerin icra edildiği, yapıldığı yerler ise Müslümanlar için bir mesciddir.

Görülüyor ki hayat tarzımızı şuurlu bir şekilde mercek altına alırsak, farkına varacağımız kulluk birimlerimizin Allah’ın yanında büyük bir yeri ve değeri olacak ve rastgele bir hayat tarzından kurtulacağız. 

Allah ile anlam bulan, manalı ve maksatlı bir hayat yaşamamız duasıyla Cumanız mübarek olsun.

yeniakit

Bu yazı toplam 856 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar