Salı akşamı, “Korona Karşısında Batı'nın Kültürel, Ekonomik ve Siyasi Zorlukları” başlığıyla online olarak düzenlenen 34.İslam Vahdet Konferansında konuşan İran İslam Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı Tüm General Muhammad Bagıri, şunları söyledi.

‘Amerikan vahşetinin doruk noktası, İran'ı koronavirüsün olduğu bu özel koşullarda en sert ekonomik yaptırımlara maruz bırakması ve hastalara ilaç tedarikinin büyük bir sorun haline gelmesinde kendini göstermiştir.

Öte yandan düşmanların İslam Ümmetini yok etmeyi, bölünme temelinde planladıkları ve İslam Ümmetini vahşi bir şekilde göstermelerinin İslamofobi bilmecesinin sadece küçük bir parçası olduğu iddia edilebilir.

İslam Ümmeti günümüzde ciddi ve tehlikeli anlar yaşıyor, bugün tüm tekfir ve küfürler Muhammedi İslam’ın karşısındadır ve herhangi bir eylemde bulunmaktan asla çekinmiyor. İslam ülkelerinin bazı liderleri şimdi o kadar utanmazlığa kapıldılar ki, soysuz Amerika'nın ipine sarıldılar ve Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirerek ümmetin sırtına hançer sapladılar.

Bu yöneticiler, gerileme uçurumuna düşen ve direnişten korkan Amerika Birleşik Devletleri adı verilen bir güce güveniyorlar.

Şehit Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis'in gece karanlığında ve doğrudan katil ABD rejiminin ellerinde suikasta uğraması, tüm kâfirlerin İslam'a karşı mücadelesinin bir başka açık örneğidir ve devlet terörizminin onay mührüdür. Şehit Süleymani ve müttefikleri, ABD'nin ve Siyonist rejimin gücünün boş olduğunu ve onların direniş savaşçılarıyla mücadele edemeyeceklerini kanıtladı.

Süleymani'nin İranlılar ve İranlı olmayanlar arasında sevilen bir siması var çünkü o gönlünü dünyaya bağlılıktan koparmış ve IŞİD ve tekfirci gruplar karşısında kendisini İslam’a adamıştı.

Kasım Süleymani, Allah merkezli, muhlis bir insandı ve kirlilik zerreleri onun saf vicdanına sığmıyordu ve kalbi müminlere ve mazlumlara sevgi doluydu. Cesaret, korkusuzluk, akılcılık ve nezaket, özgür insanların ruhlarının derinliklerinde onun güzel bir imajını yaratmıştı, Süleymani mezhepçi değildi ve herkesin güvenliğini önemsiyordu.

İran'ın Irak'taki ABD üssüne yapılan güçlü füze saldırısı, İslam dünyasının bu acısına geçici bir merhem oldu. Müstekbirler, Süleymani ve Ebu Mühendis'in büyük isimleri seviyesinde bir intikamı beklemelidir.

Bugün İslam Ümmetini iyileştirecek reçete tek kelime olan “vahdette” özetleniyor, İslam ümmeti içindeki çatışmadan en çok İslam düşmanları yararlanıyor ve bizler, vahdetin gerçekleşmesini birinci önceliğimiz haline getirmeliyiz.

İslam akıl ve hikmet dinidir, batıl inançlara ve terörist hareketlere karşı mücadele okuludur. İslam ümmeti devrimci düşünür ve onun öncüleri, devrimci düşünen ve İslam Ümmeti için içi yananlardır. Alimlerin ve yazarların sosyal ağlardaki hedefli ve amaçlı varlığı her zamankinden daha fazla hissedilmektedir.

Büyük potansiyele sahip Vahdet Meclisi ve Konferansı'nın, Müslüman milletler arasında işbirliğinin ve küresel müstekbirlerle mücadele etmenin ve mazlum Filistin ulusunun davasını korumanın yolunu açabileceğine ve kendimizi ABD'nin İslam dünyasından çekilmesine hazırlayacağına inanıyoruz.

Genç nesli saf Muhammedi İslam'ın öğretileri konusunda aydınlatmak, İslam dünyası düşünürlerinin en önemli görevidir ve bu arada sosyal medya fırsatını değerlendirip burada da minberler kurmalıyız.

Diğer dinlerin gençlerini bilgilendirmek ve diğer dinlerin İslam'a karamsar bakış açısını ortadan kaldırmak, küresel istikbar komplosunu ortaya çıkarmanın önemli bir yoludur. İslam bayrağının yakında tüm dünyada yükseleceğini umut ediyoruz.’ (RH)