ABD ÖNCÜLÜĞÜNDE, İSRAİL VE İNGİLTERE REFEKATİNDE İRAN'A KARŞI SİNİR SAVAŞI

2 Kasım Çarşamba günkü haber yığılması, Tahran'ı, ABD, İngiltere ve İsrail'in, İran'ın nükleer tesislerine karşı bir askeri operasyonun eşiğinde oldukları konusunda ikna etmeyi hedefliyordu. Washington tarafından düzenlenen bu oyun, Tahran'ın, nükleer çalışmalarını durdurmayı reddetmesi halinde, hedefte bulunacağı konusunda bir gözdağı niteliğindeydi.

İran'a yönelik bu tehditkâr tutum, Çarşamba günkü bazı gelişmelerle de desteklendi: İsrail, Jericho 3 isimli, yeni bir kıtalararası balistik füzenin test atışını başarıyla gerçekleştirdi.

Bu olaydan sonra İsrail, İtalyan havaalanında gerçekleştirilen ve diğer NATO üyeleriyle de işbirliği içerisinde yürütülen hava tatbikatlarının fotoğraflarını, medyaya verdi.

Îmâ netti: İsrail Hava Kuvvetleri, İran'a karşı bir NATO saldırısı için, batılı müttefikleriyle olan ilişkilerini, sıklaştırıyordu. Ayrıca bu tatbikat sayesinde İsrail, batılıların, Libya saldırılarından çıkardıkları derslerden de faydalanmış oluyordu.

Sonrasında İsrail Güvenlik Güçleri, 3 Kasım Perşembe günü bir anti-füze tatbikatının duyurusunu yaptı.

Son olarak, İngiltere genelkurmay başkanının, Benny Gantz'in misafiri olarak İsrail'e yaptığı gizli ziyaretten hemen sonra Ehud Barak, Londra'ya, plansız bir gezi düzenledi.

Eğer İngiliz general sadece bu hafta İsrail'de bulunuyor olsaydı, Barak, Londra'yı ziyaret etme konusunda bu kadar aceleci davranır mıydı?

Cevap İngiliz medyasından geldi. Londra'daki savunma bakanlığı, ABD öncülüğünde İran'a yönelik bir saldırıya katılmak için gerekli olan acil durum planlarını hızlandırdı ve geliştirdi. Bu planlara göre İran Körfezine, denizaltılar da dâhil olmak üzere deniz birlikleri yerleştirebileceklerdi.

Bir habere göre İngiltere, İran'ı bombalamak üzere gerekli teçhizatı, Diego Garcia adasına yerleştirmek için ABD'den izin istedi.

Bu askeri operasyon fikri, 8 Kasım'daki Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu'nun raporu ile de desteklendi. Rapora göre nükleer gözlemciler, İran'ın, 12 ay içerisinde tüm nükleer tesislerini yeraltına indirmiş olacağını ve böylelikle, saldırılar karşısında gerekli önlemin alınmış olacağını belirtiyorlar.

ABD ve İngiltere tarafından, böylesi bir harekât, 2012 Kasımında ABD'de yapılacak başkanlık seçimine bir hazırlık olarak da düşünülebilir.

Debkafile'ın askeri kaynaklarının haberine göre eğer ABD, İngiltere ve diğer NATO ülkeleri de saldırıya katılırsa, İsrail katılmayacak. İsrail güçleri, yurdu koruyacak ve de İran'ın müttefikleriyle meşgul olacak. Ayrıca, rezerve kuvvet olarak muhafaza edilecek. İsrail'e yönelik tehlike, Suriye, Hizbullah, Hamas ya da İslami Cihad'dan gelebilir.

Bu acil durum planları, gelişmelere göre değişebilir. Eğer ABD ve diğer NATO ülkeleri, gelecek yıl içerisinde bir saldırıda bulunmak fikrinden cayarsa, o zaman İsrail bir karar vermek zorunda: Tek başına İran'a karşı bir savaş başlatacak mı, başlatmayacak mı?

Düşünmek için fazla zaman yok. Debkafile askeri haber kaynaklarına göre hem Suriye hem de Hizbullah, kendilerine yönelik bir tehdit algıladıkları an, saldırı başlatabilmek için hazırlıklarına devam ediyorlar. Bu kaynaklara göre şimdilik, İsrail'in, Suriye ve/veya Hizbullah ile savaşması ihtimali, bir NATO-İsrail ittifakının, İran'a karşı savaş başlatması ihtimalinden çok daha yüksek.

velfecr