Merve Kavakçı
Namaz çirkin midir?
Haber şöyle: "İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı şehir içinde toplu taşıma hizmeti veren ESHOT Genel Müdürlüğü'nde hat şoförlüğü yapan Dündar Konuk, namaz kıldığı için iki kez disipline verildiğini ileri sürdü.
Belediye şirketinin kendisini yıldırmak için çalışma saatlerini de iki katına çıkardığını iddia eden Konuk, "Diğer şoförler günde 7 saat otobüs kullanırken bana 15-18 saat görev yazılıyor. Hakkımı aramak için belediye nezdinde gittiğim bütün makamlardan kovuldum. Hakarete uğradım, dini duygularımla alay ettiler" dedi. Görüştüğü yetkililerin, "Burada namaz kılamazsın. Kılacaksan o zaman git kendi zihniyetindeki insanlarla çalış." dediğini iddia eden Konuk, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa mektup yazarak kendisine sıkıntı yaşatanlardan şikayetçi oldu.
ESHOT yetkilileri ise Konuk'un iddialarını kabul etmedi. İşlerini aksatmadan namaz kılmaya devam ettiğini anlatan Konuk, bunun üzerine kendisine yönelik yıldırma politikası başlatıldığını, ilk önce 'arabayı tehir' ettirdiği gerekçesiyle disipline verildiğini ileri sürdü. Ardından iş saatini artırıldığını iddia eden Konuk, "Mağduriyetimi anlatmak için Ulaştırma Daire Başkanı Bilal Tuğrul'a gittim. Ancak hiç beklemediğim bir cevapla karşılaştım. Bana, 'Evet ben de seni Konak Meydanı'nda namaz kılarken gördüm, çok çirkin olmuyor mu? Bu iş yerinde namaz kılamazsın, benim kardeşim de tarikatçı, o da kendi zihniyetinden olanların yanında çalışıyor. Sen de git kendi zihniyetinden olanların yanında çalış.' Sonra ESHOT Genel Müdürü'ne gittim. Genel Müdür görüşmeyi bile kabul etmedi. Bir süre sonra 'arabayı tehir' gerekçesiyle hakkımda ikinci kez tutanak tutularak disiplin kuruluna sevk edildim." diye konuştu.
Tipik bir nefret suçu örneği okuduğumuz. İçselleştirilmiş çoğu zaman da farkında olmadan yapılan bir din düşmanlığı işlenen. Otokratik rejimlerin halk bazına yansımasına da bir örnek. İbadet özgürlüğünü Allah cc tarafından insanlığa verilmiş 'yokedilemez' haklardan biri olarak görmek yerine tektipleştirici zihniyetin oluşumunda ortadan kaldırılması gereken değerler grubunda addetmektir aynı zamanda bu.
Bu aynı zamanda gelişmemişliğin, gelişememişliğin de tezahürüdür. Bu duruşun eğitmen bir edası da vardır. Otokratik rejimlerin ortak paydası olarak görünen dini eğitimi şekillendirmede her birey bir din alimidir. Bakınız haberde Konuk'un namazını çirkin olarak tanımlayan Ulaştırma Daire Başkanı Bilal Tuğrul'un oynadığı din eğitmeni rolüne. Zannedersiniz ki imam!: "Namaz kılıyor diye kimseye baskı yapmıyoruz. Bizim isteğimiz işin aksamaması, verilen görevin yerine getirilmesi, onun dışında başka bir şey istemiyoruz" dedi. 'Git kendi zihniyetinden olan kişilerle çalışın' diye bir ifade kullanmadığını savunan Tuğrul, şöyle konuştu: "Ben onu Konak Meydanı'nda gördüğümde otların üstünde namaz kılıyordu. O şekilde milletin, itin köpeğin gezindiği yerde namaz kılmak bana uygun gelmedi. Kendisine, 'namazını daha uygun ortamda, eğer çalışıyorsan uygun değilse daha sonra bunu kaza olarak da kılabilme şansın var. Bu şekilde de yaparsın. Orada bu şekilde kılman görüntü olarak hoş olmuyor' dedim."
Kenan Evren hasta yatağında üzülmesin. "Ben zamanında ne imamlıklar yapmıştım bu ülkede, ekrandan din öğretmiştim bu millete, mesela tesettürün gereksizliğine atıfla eskiden tarak yokmuş da ondan kadınlar başlarını örtüyormuş diye anlatırdım, şimdi nerdeee" diye hayıflanmasın, izinden giden yok zannetmesin. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde otların üstünde namaz kılmayı uygun görmeyen, vakti girmiş namazı kazaya bırakmayı tavsiye eden gönüllü Evren'ler mevcut. Böyle de dindarızdır vesselam.
yeniakit