'Namaz sırasında esirleri suyla ıslatırdık'

'Namaz sırasında esirleri suyla ıslatırdık'

Guantanamo'da gardiyanlık yapan Neely, kamp gerçeğini anlattı..

ABD'nin Küba'daki üssü Guantanamo kampında tuttuğu mahkumlara yönelik işkencelerin boyutları ortaya çıkıyor. Independent gazetesine Guantanamo gerçeğini anlatan Brandon Neely, ABD yönetiminin terörle mücadele bahanesiyle dünyanın her yerinden topladığı insanlara nasıl işkence yapıldığını anlattı. Guantanamo'daki taciz ve işkencelerle ilgili bugüne kadarki ilk itirafların sahibi olan Brandon Neely, kendisiyle birlikte arkadaşlarının, tutuklulara hem psikolojik hem de fiziksel işkence yaptıklarını söyledi.

PSİKOLOJİK İŞKENCE

Guantanamo'da 6 ay gardiyanlık yapan Neely, şunları söyledi: "Masum, suçlu, siyah, beyaz, Müslüman ya da Yahudi, ne olursa olsun ben ve arkadaşlarımın yaptığı şekilde davranmak için hiçbir bahane yok. Tamamen yanlış ve bu düpedüz bir suç." Esirlere fiziksel ve psikolojik acı verecek en sert uygulamaların yapıldığını söyleyen Neely, "Dövme, sözle taciz ve aşağılama, esirler toplama kampına ayak bastıkları gün başlıyor. Tutuklular kampa vardıkları andan itibaren, tüm süreç boyunca çığlık çığlıyaydı" dedi. Neely, psikolojik işkenceden örnekler verdi: "Esirlere ülkelerine atom bombası atıldığı ve geriye hiç bir şey kalmadığı, ailelerin öldüğü söylenirdi. Bazı gardiyanların esirlere her an idam edilebileceklerini bile söylediklerini hatırlıyorum".


NAMAZ SIRASINDA TACİZ


"Ezan sırasında birçok asker esirlere gülüp dalga geçerdi. Birçoğu da ezanla birlikte şarkı söylerdi. Bazı-ları namaz sırasında esirleri suyla ıslatırdı" şeklinde aşağılayıcı bir çok psikolojik işkence yapıldığını anlatan Neely, Guantanamo'da dünyanın en kötü ve en tehlikeli teröristlerinin tutulduğu iddiasıyla dalga geçerek "Hatırlıyorum dünyanın yetiştirdiği en kötü insanlarla yüz yüze geleceğimiz bize söylenmişti. Bunların 11 Eylül planlayıcıları olduğu anlatılıyordu. Dünyanın en tehlikeli adamlarıyla karşılaşmaya hazırdım. Bu teröristler ülkemde binlerce insanı öldürmüştü. Geldikleri gün, yani 'dünyanın en tehlikeli' adamları vardığında, hiç de beklediğim gibi olmadı. Birçoğu zayıf, aşırı korkmuş ver yaralıydı. Bu insanları canavarlar şekilde tahayyül ediyordum" dedi.


ONLAR DA İNSAN

Tutuklular hakkındaki yanlış ve kasıtlı iddialar ortaya çıktıkça, esirlerle konuşmaya ve onlarla iletişime geçmeye başladığını belirten Neely, artık esirleri gerçek insanlar gibi görmeye başlamış. Afganistan'da kaçırılan Avustralyalı Müslüman David Hicks'le de zaman geçirmiş. Neely Hicks'le ilişkisini şöyle anlattı: "Hicks, hiç de bize anlatıldığı gibi soğukkanlı bir katil değildi. Sıradan bir insandı. Orada oturur, şaka yapar ve havadan sudan konuşurdu. Tıpkı normal bir insanın yapacağı gibi". Guantanamo'ya gittikten 4 gün sonra kampa yığınla insan getirildiğini söyleyen Neely gelenlerin çoğu zaten işkence görmüş olarak gelirdi. Kimisinde kurşun yarası olurdu. Kimisinin de bacağı ya da kollarında kırıkları olurdu. Ancak asıl işkence orada başlardı.


Yalnızca bir kısmı

Alıkoyma. Taciz. İşkence. Dünya, Guantanamo'da neler olduğunu yalnızca tahmin edebilir, ancak olanların sadece bir kısmını gördüm diyen eski Guantanamo gardiyanı Brandon Neely, ABD'nin neden utanması gerektiğini anlattı. Independent gazetesi muhabiri Almerindo Ojeda'a konuşan Neely, hayatı boyunca askeriyeye hiç girmek istemediğini ancak 11 Eylül saldırılarından sonra 2000 yılında askeri polis olduğunu 2002 yılında da Guantanamo'ya gittiğini söyledi. 11 Eylül saldırıları sırasında Texas'ta 410. Askeri Polis Şirketi'nde askeri eğitim aldığını söyleyen Neely, saldırıların ardından savaşa girmeyi bile düşündüğünü belirtti. Neely daha sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Saldırıların ardından şirketimiz tatbikat için Mısır'a gitti. Daha sonraki günlerde Guantanamo için seçildim. Ve 7 Şubat 2002'de kampa gittim. Ardından Gitmo maceram başladı."