Namazın önemi

S. Önsay'ın ikinci sorusu namazla ilgili idi. Benden nakledilen "Abdest ve teyemmüm imkanı bulamayan bir mümin de namazını terk etmez, abdest ve teyemmüm şartları düşer, ama namazı düşmez" sözünün doğru olup olmadığını soruyordu.

Evet ben böyle bir açıklama yaptım.

Önce bu açıklamanın dayandığı hadisi aktarayım, sonra da bu hadisten yola çıkarak müctehidlerin yaptıkları yorumları (icthadları, mezhebleri) nakledeyim.

Bilindiği gibi Sevgili Peygamberimiz (s.a.) seyahat ve sefer ederken yanlarına eşlerini de alırlardı. Böyle bir yolculukta Hz. Aişe tuvalet ihtiyacını gidermek için tenhaca bir yere gitmiş, orada farkında olmadan, Esmâ'dan ödünç aldığı gerdanlığını düşürmüştü. Peygamberimiz daha sonra, gerdanlığı bulmaları için birkaç kişi gönderdi. Bunlar gerdanlığı arayıp buldular, ancak bu arada namaz vakti geçmek üzere olup abdest almak için suları da yokmuş. Henüz teyemmüm ayeti de gelmemiş olduğundan abdestsiz olarak namazı kılmış, dönünce durumu Peygamberimize anlatmışlar. Peygamberimiz "Namazlarını iade etmelerini buyurmamış, ancak bundan sonrası için su bulunmadığında teyemmüm dileceğine dair âyet gelmiş.

Bu olay cereyan ettiğinde namazın ön temizlik şartı olan abdestten başka çare yoktu, ama abdest alma imkanı bulunmadığında namazı abdestsiz kılmışlar, Peygamberimiz de "Namazı sonradan abdest alarak yeniden kılın" dememişti. Şu halde abdestin yanında teyemmüm yapma imkanı da bulunmadığında namaz yine kılınacak ve iade veya kaza da edilemeyecektir. Ahmed b. Hanbel, Müzenî ve Sehnûn işte bu ictihadı ileri sürmüşlerdir. Bundan başka şu ictiahadlar da vardır:

b) Bu durumda namaz farz olmaz.

c) Namazı bu durumda abdestsiz kılmazlar, ama sonradan kaza ederler (Ebû Hanîfe, Servî ve Evzâ'î'nin ictihadları böyledir.)

d) Namazı kılarlar, ama sonra imkan bulunduğunda abdest alıp yeniden kılarlar (iâde).

e) Bu durumda namazı (abdestsiz) kılmak müstehab, yeniden kılmak ise farzdır.

Bu farklı ictihadlar içinde benim tercih ettiğim, "Namazın -abdest ve teyemmüm imkanı bulunmadığında- abdestsiz ve teyemmümsüz de olsa kılınması, her hal ve kârda geçirilmemesi, kazaya bırakılmamasıdır.

Son umre yolculuğumuzda uçakta iken namaz vakti girmiş ve son dakikalarına ulaşılmıştı. Bazı erkek ve kadınların abdestleri yoktu, abdest alma ve teyemmüm etme imkanları da mevcut değildi. Gündüz namazlarının (mesela ikindinin) gece namazları ile (mesela akşam namazım ile) birleştirilerek sonradan kılınması da genel olarak kabul edilmiş cem kuralına uymuyordu. Bana durumu soranlara, bu hadisi ve ictihadı hatırlattım.

Bu olay, hadis ve açıklamalar namazın ve onu vakti çıkmadan kılmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu yazı toplam 899 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar