Nasrallah: Bir Şehidin Babası

Nasrallah: Bir Şehidin Babası

Seyyid Nasrallah Hadi'ye masa başı bir iş ayarlayabilirdi. Hiç kimse onun direnişin ön saflarında olduğunu bilmiyordu. ta ki 13 Eylül 1997'ye kadar. x

Evet, direnişin lideriydi Seyyid Nasrallah ve oğluna izin vermişti cepheye katılması için. Lübnan tarihinde görülmemişti bir liderin oğlunun cephede savaşarak can verdiği.

Nasrallah oğlunun şehadetinden sonra şöyle söyler: (şehid ailelerine seslenirken oğlunun şehadet haberini alıp) başını kaldırarak ve gülümseyerek "Şu anda Allah bana şehid babası olmayı nasip etti, Dün sizin karşınızda başımı dik tutmaktan utanıyordum; ama şimdi izin verin ben de sizlerden biri olayım. Bizler Hizbullah'ın liderliğini yaparken oğullarımızı gelecek için saklamıyoruz, Aksine bizler onların yüce şehidlik mertebesine nail olmasından onur duyuyoruz.

Hasan Nasrallah'ın oğlu Hadi'nin şehadetinden sonra esir takası teklifi yapan İsrail'e verdiği cevap:

Oğlumun cenazesenin en temiz ve en kutsal topraklarda tutulması benim için bir onurdur.Oğlumun cenazsesini şehadet şerbetini içen şehid esirlerin naaşları ile birlikte canlı esirleri de geri almadan kabul etmeyeceğim. Görmek istediğim son cenaze oğlumun cenazesidir. Çünkü canlı esirler benim için oğlumun cenazesinden çok daha değerlidirler.

Ve istediği gibi oldu Nasrallah'ın, 1998'de Almanya'nın aracılığıyla gerçekleşen esir değişiminde 145 canlı esir ve 140 şehid esirin mübarek bedenleri, Hadi'nin naaşı ile birlikte İsrailli cesetlerin kalıntılarıyla değiştirildi.

"Nasrallah" Kitabından alıntılanmıştır