Nasrallah: Siyonist rejim Direnişteki Caydırıcılık Dengesini İtiraf Etti
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, bu ülkedeki son iç gelişmeleri ve bölgedeki olayları değerlendirdi.
Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının başında, İslami Cihad hareketine seslendi ve şunları söyledi: 'Şehit komutan ve İslami Cihad'ın kurucusu Fethi el-Şikaki cihat için yeni bir ruh, direniş için yeni bir ufuk ve Filistin halkı için yeni bir umut yarattı. İslami Cihad Hareketi yoluna devam etti ve genişledi ve büyük zaferler elde eden sayısız gruplar oluşturdu.
İran düşmanlarının çaresizliği
Hizbullah Genel Sekreteri daha sonra Şiraz'da yaşanan terör eyleminin şehitlerinin görkemli cenaze törenine değinerek şunları söyledi: 'Şiraz'da yaşanan terör eyleminin şehitlerinin cenaze töreninde İran'ın farklı şehirlerindeki kitlesel yürüyüş, İran düşmanlarına yaptıkları her şeyin bir seraptan başka bir şey olmadığı yönünde kesin bir mesajdı.
İran halkının İran'ın farklı şehirlerinin sokaklarındaki yoğun ve kapsamlı varlığı, halkın rejime olan desteğinin bir göstergesiydi ve İran'da pusuda bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.'
Direniş sınırların çizilmesine karışmıyor
Seyyid Hasan Nasrallah aynı zamanda, Lübnan'ın deniz sınırlarının çizilmesi konusuna da değindi ve şunları söyledi: 'Deniz sınırlarının çizilmesi konusunda yapılan anlaşma ülke, millet ve Lübnan direnişi için büyük ve tarihi bir zaferdi.
Direniş, sınırların çizilmesine karışmıyor.
Lübnan, güney sınırlarını da işgal altındaki Filistin ile birlikte çizmelidir.
İşgal altındaki Filistin ile Lübnan arasındaki kara sınırları Fransız ve İngiliz temsilciler tarafından çizildi, ancak deniz sınırları çizilmedi ve belirlenmedi. Lübnan'ın güney sahilinde petrol ve gazın varlığına ilişkin tartışmanın ardından deniz sınırlarının çizilmesi büyük önem taşıyordu.
Deniz sınırlarının belirlenmesi ışığında Lübnan, doğalgaz ve petrol bloklarını belirliyor. 23. hat, Lübnan'ın bu deniz alanını bölgesel sular ve ekonomik bölge olarak serbest bırakmasını zorunlu kılıyor ve bu ulusal bir meseledir.
Deniz sınırlarını belirleyen Lübnan hükümetidir ve bu sınırları direniş belirlememektedir. Deniz sınırlarının çizilmesine ilişkin anlaşma, Lübnan'ın karasularının ve Akdeniz'deki ekonomik bölgelerinin belirlenmesini kapsamaktadır.
İsrail düşmanı, şirketlerin sınır bloklarının yakınındaki deniz alanlarına yaklaşmasını yasakladığında, deniz sınırlarının çizilmesi gerekli hale geldi. O dönemde ABD, geçtiğimiz yıllarda güney blokları üzerinde çalışmayı taahhüt eden şirketlerin faaliyetlerini de engellemişti.'
Siyonistlerin direnişin gücünden korkması bu anlaşmanın ana nedenlerinden biridir
Nasrallah şunları söyledi: 'Direniş, sınır çizme konusunda temas ve müzakere süreci içindeydi. Direniş, gaz çıkarmaya başlamayı Lübnan'a yönelik bir saldırı olarak değerlendiren Avn, Berri ve Mikati olmak üzere üç liderin bildirisine dayanarak kesin bir pozisyon aldı.
Direniş, Lübnan'ın taleplerini karşılayan bir anlaşmaya varılıncaya kadar Kariş'ten gaz çıkarılmasına izin vermeyeceği tehdidinde bulundu. Direnişin tehditleri işgalci rejimi bölgesel bir savaş ihtimaline dair uyarılarda bulunan gerçekle yüz yüze getirdi. Bu nedenle Amerikalı arabulucu Hochstein, savaş korkusunun deniz sınırları konusunda anlaşmaya varılmasının nedeni olduğunu açıkladı.
Lübnan heyeti çok çaba sarf etti ve çok baskı altında kaldı ve müzakereler kolay olmadı. Müzakereler bazı aşamalarda çıkmaza girdi ve ortam sanki savaşa gidiliyormuş gibi oldu. Amerikan ve İsrail tarafları, direnişin sözlerinde ciddi olduğunu anlayınca ve İHA'ları Kariş sahasının üstünde görünce, son anlaşmaya varıldı.
Lübnan müzakerelerde bir madde dışında istediği her şeyi elde etti. Lübnan kendi özel bölgesindeki tüm deniz bloklarında ısrar etti ve onların tamamını elde etti.
Amerika'nın Lübnan'ın kuşatılması için gaz ve petrol keşfedilmesini ve çıkarılmasını engellemesi
Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan'ın büyük bir başarı elde ettiğini ve bunun ABD'nin petrol şirketlerinin Lübnan sularındaki çalışma yasağının kaldırılması olduğunu söyledi ve şu ifadelerde bulundu:
'Varılan anlaşmada Lübnan, düşmana herhangi bir güvenlik garantisi vermeyerek, çizim meselesinde düşmanla ilişkilerin normalleşmesine girmezken, hükümet de normalleşme konusunda herhangi bir şüphe olmaması hususunda ısrar etti.'
Hizbullah Genel Sekreteri, anlaşmadaki bir istisnaya da değinerek şunları söyledi: 'Henüz belirlenmemiş iki buçuk kilometrekarelik bir alan var ve bunun Lübnan'ın işgal altındaki sularının bir parçası olduğunu ve Lübnan'ın onu kurtarması gerektiğini söylüyoruz.
Siyonistlerin Lübnan'ın başarısını itirafı
Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: 'İsrail düşmanı, deniz sınırının çizilmesi konusunda yaşananların bir sonucu olarak direnişteki caydırıcılık dengesini itiraf etti.
Bu anlaşmaya varılmasında bölgesel ve uluslararası koşullar önemli rol oynamıştır. Amerika’nın kuşatması, Lübnan halkını bu başarıyı elde etmekte ısrar edecekleri bir noktaya getirmiştir. Lübnan ulusunun hükümete ve direnişe eşlik etmeye ve en uzak tercihi seçmeye hazır olması, deniz sınırlarının çizilmesinin başarılı olmasında önemli bir faktördü.
İsrail düşmanı, içinde yaşadığı iç anlaşmazlıklar nedeniyle savaşa girmeye hazır değildir.' (Ajanslar)