Nasrallah'dan Doha Toplantısına Eleştiri

Nasrallah'dan Doha Toplantısına Eleştiri

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Ulusal Şehitler Günü dolayısıyla Beyrut’ta düzenlenen anmada konuştu.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Şehid Ahmet Kasir'in yaptığı şehadet operasyonunun yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen "şehid günü"nde Beyrut'ta binlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada, Ahmet Kasir'in şeharet operasyonunun Arap İsrail savaşı tarihinde hala en güçlü eylem olduğunu ifade etti.

Şehid Ahmed Kasir ve diğer mukavemet şehitlerinin kanlarının bereketiyle büyük zaferler kazanıldığını belirten Seyyid Nasrallah, "bizi bir araya getiren bütün şehitlerimizin anısıdır. Simaları, gülüşleri önümüzde canlanmakta ve bizlere değişik duygular tattıran vasiyetleri ve sözleri kalplerimiz ve akıllarımızdada. İnsan olmamız hasebiyle onların ayrılıklarına üzülüyoruz, ancak 30 yıl sonra zaferlerle sonuçlanan başarılarına baktığımızda dostlarımızın daimi nimetlere ulaşmış olmalarına seviniyoruz. Onların yolunu devam ettirmek ve hedeflerine, sadakatlerine ve fedakârlıklarına kalplerimizde ve akıllarımızda azim ve kararlılık oluşmaktadır" dedi.

Konuşmasında şehidleri "sizin ruhlarınıza ve cesetlerinize, yüzlerinize, gözyaşlarınıza ve kanlarınıza, acılarınıza ve umutlarınıza, orucunuza, kıyamınıza, sabrınıza, doğruluğunuza, tevekkülünüze ve güzel akıbetinize selam olsun" şeklinde selamlayan Seyyid Nasrallah, 30 yılını dolduran direnişin büyük başarı ve zaferlerle dolu olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bazıları bizim geçmişimizi unutmamızı, Lübnan, Arap ve İslam ülkelerine de geçmişimizi unutturup bizim de onların geçmişlerini unutmamızı istiyor. Standartları değiştirip işbirlikçi olmamız isteniyor. Bu gün tarihi geçmişi işbirlikçilikle, katliamla ve cinayetle dolu olanlar vatanperverlik diploması dağıtmaya kalkıyorlar. Direniş, 1982 yılından itibaren vatan, izzet ve şeref uğruna şehitler vermektedir. dolayısıyla tarihi işbirlikçilik, katliam ve cinayetlerle dolu olanlar bize vatanperverlik diploması dağıtmaya kalkmasınlar dedi.

Nasrallah; Direnişin şehitlerin varlık projesi olduğunu, çalışmalarına devam ettiğini ve vatan savunmasında imkânların geliştirilmesi için yorulmadan her alanda sürekli çalışıldığını, kimse bölgedeki gelişmelerden çalışma ve irademizin sarsılacağını düşünmesin diyerek geleceğe büyük bir umutla baktıklarını ifade etti.

Hizbullah'ın düşman karşısında büyük bir caydırıcı güç olduğunu ve güç dengelerini değiştirdiğini belirten Seyyid Nasrallah, Eyyüp keşif uçağının ileri bir strateji ve bu alanda yeni bir çaba olduğunu, Herkesin herhangi bir savaşta askeri bilgilere ulaşmanın ne anlama geldiğini çok iyi bildiklerini ve en basitinde herhangi bir savaşta savaşanların ellerinde doğru bilgilerin olmasının çok önemli olduğunu ifade etti.

Hizbullah direnişinin ileriye doğru büyük adımlarla ilerlediğini ve Siyonist düşmanın direnişin elinde bu türden bilgilerin olmasının ne anlama geldiğini çok iyi bildiğini ve bu durumun korkusunu arttırdığını sööyleyen Nasrallah konuşmasına şöyle devam etti:

"Eyyüp keşif uçağının caydırıcı özelliğe sahip olması, elimizdeki füze gücüyle tespit edilen bütün hedefleri vurabilecek güce sahip olmamızdandır. Dolayısıyla İsrailliler elimizde füze gücü olmakla beraber bilgiye sahip olmamızın ne anlama geldiğini çok iyi bilirler."

Siyonist rejim Gazze'ye yönelik gerçekleştirdiği son katliama dikkat çeken Seyyid Nasrullah "Arap birliği nerede? Nerde Arap ülkeleri? Nerede İslam teşkilatı? Bu gün Gazze'de yaşananlar Arap baharı ülkeleri için zor bir sınavdır. Özgürlük talepleri olan bu İslami hareketlerin bu olay karşısında nasıl tavır alacaklarını merak ediyorum" dedi.

Seyyid Nasrallah, siyonist rejim güçlerinin Sudan'daki askeri bir fabrikayı bombalamasına da dikkat çekerek, "siyonist rejim Sudan'ı bombaladığında Arap birliği neredeydi? Birleşmiş Milletler neredeydi? Niye karşılık verilmedi? Burma'da her gün Müslümanlarla ilgili katliamlar duyuyoruz, sözlü açıklamaların dışında ne yapıldı? Arap ve İslam âlemi nerde? Peygambere hakaret edildiği zaman, Amerikalılar Müslüman halktan korktular yöneticilerden değil. Arap birliği ve İslam ülkeleri Gazze, Sudan ve Burma'ya ne yaptı?" diye sordu.

"Clinton istedi, bütün dünyayı bir otele tıktılar"
Suriye'deki durumla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Hasan Nasrallah, Suriye'deki krizin yalnızca siyasi diyalog yoluyla çözülebileceğini ifade etti. Nasrallah, "Biz geçtiğimiz süreçte ifade ettiğimiz gibi siyasi çözümü ve Suriye halkının çıkarları için çatışmalara son verilmesi gerektiğini savunan pozisyonumuzun doğru olduğunu düşünüyoruz" dedi.

ABD'nin girişimiyle Katar'ın başkenti Doha'da bir araya gelerek, Suriye Muhalefet ve Devrim Güçleri Ulusal Koalisyonu adı altında yeni bir çatı örgütü kuran muhalifleri de eleştiren Nasrallah, bu toplantıların ABD ve İsrail'in istekleri doğrultusunda yapıldığını söyledi. Nasrallah, "Doha'da toplanan Suriyeli muhalefet grupları diyalogu ve siyasi çözümü reddetmek noktasında uzlaşıyorlar. Bu da onların ABD ve İsrail'in çıkarları ve Arapların kini ve bölgesel arzuları doğrultusunda daha fazla savaş ve yıkım istedikleri anlamına geliyor" dedi.

Hizbullah lideri Doha'da yapılan toplantıların, Suriye Ulusal Konseyi'nin artık muhalifleri temsil etmediğini, daha geniş bir muhalif şebekenin oluşturulması gerektiğini söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un dilekleri doğrultusunda gerçekleştirildiğini belirtti. Nasrallah, "işte bu nedenle bütün dünyayı Doha'ya getirdiler; hepsini 7 gün boyunca bir otele tıkıp, Clinton'un istediği yeni çerçeveyi oluşturdular" diye konuştu.

ajanslar ve kudüshaber