Nasrallah'dan Önemli Açıklamalar

Nasrallah'dan Önemli Açıklamalar

Lübnan Hizbullah hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrullah, muharrem konuşmalarında, önemli meselelere açıklık getirdi.

Dün akşam Aşura Meclisi'nde yaptığı konuşmasında Nasrallah "Lübnan'da siyasi bir grup, bölücü, mezhepçi bir dil kullanıyor. Farklı konularda bir grupa karşı provokasyonlarda bulunuyor. Bu gerçekten de çok tehlikelidir. Buna karşı dikkatli olunmalıdır.

Lübnan'da farklılığın sebebi dinsel değildir. Farklılık, siyasi programlara, projelere ve düşüncelere bağlıdır. siyasi liderleri hatta dini mercileri eleştiri, bölücülük değildir. Mesela, Maruni Cumhurbaşkanı'nı eleştirmek, Marunileri ya da Hıristiyanları eleştirmek anlamına gelmez. Lübnan Meclis Başkanı'nı eleştirmek, Şiileri eleştirmek anlamına gelmez. Başbakanı eleştirmek de Sünnileri eleştirmek anlamına gelmez.

Bazı medya kuruluşları, Suriye'de yaşananları bölücü ve mezhebi bir çatışma olarak sunuyor. Halbuki bu böyle değil... Suriye'de 3000 hizbullah savaşçısının olduğunu iddia etmekte ısrar ediyorlar. Ne artırıyorlar ne de azaltıyorlar. Son olarak da binlerce Mehdi Ordusu askerinin Lübnan'a girdiğini söylediler. Bununla şunu demek istiyorlar: "Ey Sünniler! Lübnan'dan ve Irak'tan Şiiler geldiler ve sizi katletmek istiyorlar." Defalarca yalanlamamıza rağmen provokasyon devam ediyor" dedi.

Nasrallah, Katar ve Türkiye'ye Neden "Hayır!" Dedi?

Nasrallah, konuşmasının devamında, 12 Ocak 2011 tarihinde Saad Hariri hükümetinin düşürülmesinden sonra, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Katar Dışişleri Bakanı Sheikh Hamad Bin Jassim Bin Jabr Al Thani'nin Hariri'yi yeniden başbakan yapma girişimine dikkat çekti. Nasrallah, Türkiye ve Katar'ın sunduğu, Uluslararası Mahkeme defterinin kapatılması karşılığında Lübnan'ı, Saad Hariri'ye teslim edilmesi planını kabul etmediklerini açıkladı.

Nasrallah, söz konusu plana ilişkin olarak şunları söyledi: "14 Martçılar, Suud-Suriye girişiminin başarısız olması için gece gündüz çalıştı. Bize, Suud-Suriye girişiminin başarısız olduğu haber verilince, müttefiklerimizle hükümeti düşürme kararı aldık. Saad Hariri dışında başka saygın bir Sünni şahsiyeti başbakan adayı olarak belirlemek için harekete geçtiğimizde Katar ve Türkiye, arabulucu olmak amacıyla devreye girdi. Saad Hariri'yle birlikte hazırladıkları planı bize sundular. Plana göre Uluslararası Mahkeme'deki Lübnanlı savcılar geri çekilecek, mahklemenin finansı durdurulacak ve mahkemeyle imzalan protokol iptal edilecek. Bu anlaşmaya Saad Hariri de imza atacaktı.

Bunun karşılığında bizden Saad Hariri'yi yeniden başbakan adayı olarak seçmemizi, ülkenin ekonomik, siyasi, güvenlik ve hukuki alandaki tüm yetkileri Saad Hariri hükümetine vermeyi, hükümeti düşürmeme ve hükümeti koruma ilkesine bağlı kalmamızı istediler. İki bakan bize şunu söyledi. "Ey Hizbullah! Lübnan'ı Saad Hariri ve müttefiklerine teslim edin. Biz de sizi Uluslararası Mahkeme'den kurtaralım!"

Bu iki bakana, şahsi görüşümün "olumsuz" olduğunu, fakat hem Hizbullah'taki kardeşlerimle hem de müttefiklerimle görüşmem gerektiğini söyledim. Görüşmemden sonra bu plana kabul etmediğimizi, Saad Hariri'yle de devam etmek istemediğimizi söyledim. Çünkü bu plan, Lübnan'ın çıkarlarına aykırıdır. Bizim için önemli olan mahkeme değil ülkedir.

Bu anlaşma, Suriye'nin çıkarınaydı. Çünkü Suriye bu anlaşmayla, Türkiye ve Katar'la ilişkilerini güçlendirmiş, Suud'la ilişkilerini de düzeltmiş olacaktı. Fakat biz, Lübnan'ın çıkarlarını, Suriye'nin çıkarlarına tercih ettik."

Yalancı Tanıkların Yargılanmasını İstedi

Uluslararası Mahkeme'nin finansına karşı çıkan Nasrallah, Mikati'nin finansa onay vermesini sorun yapmadıklarını söyledi. Buna ilave olarak Nasrallah, Başbakan Necib Mikati'den Uluslararası Mahkeme'de yalancı tanıklık yapan Lübnanlılar hakkında soruşturma başlatılması için çalışma başlatmasını istedi.

İSRA HABER