Nasrullah, Türkiyeli Şehitleri Selamlayacak

Nasrullah, Türkiyeli Şehitleri Selamlayacak

Nasrullah, Özgürlük Filosu için Cuma günü şenlik ilan etti, tüm sevenlerini Raya salonundaki kutlamalara katılmaya çağırdı.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İmam Humeynî'nin vefatının 21.yıl dönümü münasebetiyle Beyrut'ta düzenlenen törende, Özgürlük Filosu'na katılanları selamladı. Gönüllülerin çeşitli aidiyetler ve uyruklardan olmasının, filonun taşıdığı ulvi insanlık mesajını somutlaştırdığını söyleyen Nasrullah, bu cesur ve samimin insanların önlerinde saygı ve hürmetle eğilmek gerektiğini söyledi.

Nasrullah, dünyadaki bütün mazlum halkları birleştiren insani bir çağrı yapan İmam Humeynî'nin, cihad ve direniş değerlerine yeniden hayat kazandırdığını söyledi. Ayetullah Seyyid Hamanei ve bütün İranlılara kalpten teselli dileklerini sunan Nasrullah 'İmam'ın hatırası ölümsüzdür; çünkü o ebedî bir hakikattir, hakkın kaynağıyla bağlantılıdır' dedi.

İmam'ın en büyük eserlerinden birinin, fertlerin ve halkların, özellikle de İslam ümmetinin ilahi, nebevi, İslami ve ahlaki değerler manzumesini yeniden düzenlemek olduğunu belirten Nasrullah, bu ihyanın Arap ve Müslüman halkları aşıp dünyanın birçok yerine ulaştığını söyledi: " İmam'ın değer ve tecrübelerinden güç alarak birçok insan zor şartlara ve zalimlere karşı direnmiştir."

Nasrullah İmam'ın geldiği dönemi şöyle anlattı: ' İmam Humeynî, hakkı savunmaktan ve büyük davaların sorumluluğunu üstlenmekten vazgeçmek gibi bizim kültürümüzle uzaktan yakından alakası olmayan yeni anlayış ve kültürlerin hüküm sürmeye başladığı bir dönemde geldi. Bu yeni söylemlerde ümmetin meselelerini önceleyip insanlık davasından, vatan meseleleri için ümmetten, cemaatlerin lehine milli davadan çekilip, sonunda sadece kendimizi ilgilendiren meselelere dalmak gibi sorumluluktan sıyrılan bir durum var. Bu herhangi bir başarı ve zaferden ümidini kesmiş yeis kültürüdür. Doğu ya da batı, ne olursa olsun ikisinden birine tabi olma düşüncesine teslim olmuşluğun ve materyalizmin yayıldığı bir kültür...Bağımsızlık elde etmekten aciz, insanlara, kendine ve ümmete hiçbir alanda güvenmeyen bu yüzden de hep başkalarına öykünüp, onlardan medet ummanın gerekliliğini düşünen bir kültür.

İmam Humeynî, aidiyetin kaybolduğu, milli ve ulusal aidiyet arasında çelişkinin yaşandığı bir dönemde hakim olan bütün söylemlere muhalif ve farklı değerler manzumesi sundu.

İmam, bizde cihad ve tağutlara karşı durma kültürünü diriltti. Bu kültürde insan, zilleti ve alçalmayı kabul etmez. Aynı şekilde ümmetin kutsal davaları yolunda kendini kurban etmeyi; özveriyi, şehit olana kadar candan maldan ve aileden geçme değerlerini kazandırdı. Zayıfların yardımına koşmayı öğretti. İnsanlığın Allah ile bağında ruh ve iman değerlerini ihya etti.

İmam bize, ümmetin ve insanların aklına, değiştirme ve geleceğini belirleme, bağımsızlık kazanma ve mukaddesatı kurtarma potansiyellerine güven kazandırdı, kendimize güvenmeyi öğretti. İmam'ın insani ve imani noktada mesajı sadece Müslümanlara yönelik değildi; bütün mustazaf ve mazlum insanlar İmam'ın mesajının muhatabıydı. Çile çeken mustazaflardan bahsederken sadece bölgemizden ve Filistin'den söz etmezdi; Afrika ve Latin Amerika halklarından, zulüm altında yaşayan Asya halklarından da bahsederdi. İmam'ın yüreğinde, dünyada açlıktan ölen yüzlerce milyon insan, eğitim imkanı bulamayan yüzlerce ümmi vardı. Bizim halklarımız ve bütün mazlum halkların maruz kaldığı zulüm ve baskının sorumluluğunu 'büyük şeytan' olarak isimlendirdiği Amerika'ya ve diğer zalim yönetimlere yüklüyordu.'

Kardeşler! Devrimin üzerinden onlarca yıl, İmam'ın vefatından yirmi yıl geçmesine rağmen devrimin değerleri, kavramları ve kültürü halen geçerli; hatta diyebilirim ki şu anda en güçlü ve etkili dönemini yaşıyor. Başta Siyonist düşmanla verdiğimiz kavga olmak üzere bölgenin ve ümmetin tanık olduğu bütün gelişmeler, sunduğu faydalarla devrim kültürünün doğruluğunu ve realiteye uygunluğunu kanıtlıyor.

Bu anlayış, kültür ve ruh zemininden hareketle bugün nadide bir iman ve cihad tablosuna tanıklık ediyoruz: Özgürlük Filosu'nun oluşturduğu tablo, cesaret, sebat, dürüstlük, özveri ve sağduyu tablosudur. İnsanlık dışı Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan filodaki herkes bu erdemleri taşıyor. Akıl ve fıtrat, din ve değerler, cihad ve direniş ahlakı gereği, bütün dayanışmacıları ve onları destekleyenleri selamlamalı, saygıyla önlerinde eğilmeliyiz. Kuşatılmış, aç bırakılmış, kıyımdan geçirilmiş bir halkı kurtarmak için ölümü göze alan bu insanların cesaretini, samimiyetini ve insanlığını takdir etmeliyiz. Arabı Türkü, 35'ten fazla ülkeden yabancısı; laiki dindarı; Hristiyanı Müslümanı; kadını erkeği; şeyh ve piskoposuyla omuz omuza direnen Özgürlük Filosu, insanlığın muazzam değerini gösteriyor. Denize fırtınaya, tehlikeye korkuya karşı yan yana direnen, maruz kaldıkları saldırı, korsanlık, cinayet, gözaltı ve işkenceyi yaptıklarının doğruluğuna olan imanlarındaki sarsılmazlık ile karşılamaları İmam'ın vurguladığı güç unsurlarından birini sergilemektedir.

Kardeşler! Özgürlük Filosu'nun taşıdığı çok mühim ve derin anlamlar var. Bunları birçok perspektiften okumalı, yorumlamalı ve program belirlemeliyiz.

Vaktin kısıtlı olmasını göz önünde bulundurarak, Lübnan'da yaşayan herkesi, bütün dostlarımızı ve kardeşlerimizi yarın yapılacak dayanışma ve iftihar şenliğine davet ediyoruz. Bu şenlik abluka altındaki Gazze halkı ve sağ salim dönen Özgürlük Filosu kahramanlarına destek ve selam şenliği olacaktır. Şehitleri -öyle gözüküyor ki hepsi Türk- selamlayacağız. Özgürlük Filosu'na katılanlara desteğimizi gösterecek, sergilememiz gereken duruşu ve hareket planını ifade edeceğiz. Herkesi Raya Stadyumu'na bekliyoruz.

İmamımız, önderimiz, ilham kaynağımız Ruhullah Musevî Humeynî'ye söz veriyoruz: onun yolunda yürüyecek, hedeflerini gerçekleştirecek, halefine sadık kalacak; namaz kılmak istediği yerde, Kudüs'te, Beytu'l Makdis'te namaz kılacağız.

isra haber