Nasrullah'ın "Tarihi Zafer"  Açıklaması

Nasrullah'ın "Tarihi Zafer" Açıklaması

Kudüs Kongresinde konuşan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, yeni "tarihi zafer" vaadinde bulundu...



Seyyid Nasrullah "Zayıf olan Lübnan, yerini güçlü bir Lübnan'a bıraktı. Lübnan, ordusu, halkı ve direnişi arasındaki dayanışmayla işgalcileri topraklarından zelil olarak defetmeyi başardı. Lübnan, nihai zafere giden yolda yeni bir üs haline geldi" dedi.

Nasrullah, konuşmasına şöyle devam etti:

İsrail'in, dünyadaki emperyalist güçlerin bölgedeki ileri karakolu olduğunu söyleyen Nasrullah "Siyonistler ve efendileri, 1948'deki zaferle kurulmasını, 1967'deki zaferle genişlemesini, büyük İsrail projesi adına kazanım olduğunu sandılar. 1973 yılındaki savaş, Siyonist düşmanla olan mücadelede dönüm noktasıdır. Mısır ve Suriye ordusu, asla unutulmayacak bir kahramanlık sergilediler. Siyonist düşmanın yayılmacılığına engel oldular. Bu tarihten sonra Mısır, düşmanımız Siyonizmle olan mücadele hattından Camp Daved anlaşmasıyla çıkarıldı. Bu, mücadele tarihinde önemli bir dönüşüm noktasıydı Fakat Rabbimiz. İmam Humeyni'nin İran'daki İslam Devrimi'yle İran'ı mücadele hattına soktu. Bu da mücadele de önemli bir dönüşüm noktasıdır.

1982 yılında İsrail işgal kuvvetleri Lübnan'a girdi. Lübnan'ın başkenti Beyrut'u işgal etti ve Lübnan'ı nihai olarak bitirmek için çalıştı. Lübnan'ı işgal etmesiyle, Büyük İsrail projesi hayalini yeniden canlandırdı. Fakat aradan geçen bir kaç sene sonrasında Lübnanlı direnişçilerin temiz kanlarıyla, efsanevi direnişiyle İsrail, Lübnan'dan zelil ve hezimete uğrayarak, İsrailli liderlerin de deyimiyle kuyruklarını ayaklarının arasına alarak 25 Nisan 2000'de çıktılar. Bu, büyük İsrail projesinin nihai olarak düşüşünün ilanıydı.

Lübnan'daki bu zaferden bir kaç ay sonra Filistin'de Aksa intifadası başladı. İntifada, müthiş bir cihadi direnişe dönüştü. Böylece, büyük İsrail projesi, zaafiyet ve endişe hissetmeye başladı...

İsrail, bundan sonra Filistin topraklarındaki varlığını yeniden düşünmeye başladı. Direnen Gazze, işgalcileri Gazze'den direnişiyle çıkardı. İşgalciler, öfke ve kinlerinden ötürü Gazze'nin denizde boğulmasını temenni ettiler. Gazze, denizde boğulmayacak. Gazze, onları boğacak inşaallah!

Batı Şeria'da duvar örmeye başladılar. Sanki, yeniden sınırlarını çizmeye başladılar. Siyonistler, direnişçilerin ve şahadet eylemcilerinden bu duvarın arkasına gizlendiler.

Bundan sonra İsrail, direnişi ezmek için Temmuz 2006'da Lübnan'a saldırdı. Direniş, gücünü korudu hatta daha da güçlendi. İsrail, savunma gücünü yitirdi. İsrail'in tamamı, Temmuz'daki hezimeti itiraf etti. Büyük İsrail projesi, Maron Ras'ta, Ayta Şab, Bint Cubeyl'de ufalandı.

İsrail, bugün büyük bir kriz içerisinde yaşamaktadır. Liderleri, partileri, uzmanları, gazeteleri, kamuoyu araştırmaları bu krizden söz ediyor. Asla, yenilmez denilen ama bir grup direnişçi tarafından hezimete uğratılan orduda kriz var. İsrail'in kurumlarına ve rejime olan güvende kriz var. Geleceğe yönelik kriz...

İsrail, bugün Gazze'yi, Lübnan'ı ve İran'ı tehdit etmektedir. Bu tehditler sadece korkakları ürkütmektedir. Cihad sahasında olanlar ve zaferi tadanlar ise ümmete yeni bir izzet ve büyük tarihi zafer elde etmek için İsrail'le buluşmayı özlemle beklemektedirler.