Ne Irak'ta ne Afganistan'da kazanacaklar

Ne Irak'ta ne Afganistan'da kazanacaklar

Koalisyon güçleri Irak'taki savaşı hâlâ kazanmadı ve Afganistan'daki savaşı kaybedecekleri de kesin.

ABD'nin Taliban sonrası için işe yarar bir strateji geliştirmemesi nedeniyle, Afganistan başarısız bir devlete dönüştü: Demokrasi vaatleri yerine getirilmedi, halk hükümete güvenmiyor, Taliban hızla güçleniyor

Afganistan'ın bombalanmasından, Taliban rejiminin devrilmesinden ve Kâbil'de demokratik bir rejim kurulmasından altı yıl sonra, Afganistan'ın ABD yönetimindeki NATO güçlerinin varlığı gölgesinde güvenli hale gelmesi öngörülüyordu. Ancak şu günlerde yaşananlar aksi yönde.

Bir önceki gün bir Taliban fedaisi Afganistan'daki koalisyon güçlerinin karargâhı olan Bagram Üssü'nü bastı ve ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin de içerde bulunduğu sırada kapı önünde kendisini patlattı. Aralarında 2 Amerikan askerinin de bulunduğu 14 kişi öldü.

Bu saldırı zamanlama ve yer açısından, Taliban ve müttefiki Kaide'nin ABD güçlerine ve ortaklarına karşı en sert savaşlarını başlatma hazırlığı için saflarını bir kez daha toparlama başarısına dair gelen haberleri teyit ediyor.

Afganistan, zayıf bir merkezi hükümetin yönettiği, halk desteğinden beslenmeyen ve koruma için ABD güçlerine dayanan bir devlet başkanının liderlik ettiği başarısız bir devlete dönüştü. Zira bu başkan, farklı dönemlerde kendisini hedef alan ve şaşılacak bir şekilde kurtulduğu üç suikasttan sonra ülkesinin güçlerine bile güvenmiyor.

Afganistan-Pakistan sınır bölgesi Kaide açısından ikinci ayaklanma için yeni bir Tora Bora'ya dönüştü. Pakistan ordusuyla bölgedeki aşiret liderleri arasında ateşkes ilan edilmesi ve aşiretlerin kendi işlerini sınırsız özgürlük içinde idare etmesi karşılığında Pakistan güçlerine saldırılmaması konusundaki son anlaşma, bölgenin Pakistan hükümetinin kontrolünün dışında olduğunu, yani Kaide ve Taliban için yeni bir güvenilir sığınak haline geldiğini teyit ediyor.

Afganistan'daki koalisyon güçleri, önem bakımından Irak'takinden altta kalmayacak türden ölümcül hatalar yaptı. Bazıları şunlar: Ülkedeki milisler ve savaş ağalarından destek almak ve böylece onları meşrulaştırmak, güven, rahatlık ve gerçek demokrasi vaatlerini yerine getirmemek.

Ülkede yaşanan şu: Taliban yerine onun savaştığı, devirdiği ve insanları kötülüklerinden koruduğu düşmanları getirildi. Hamit Karzai hükümetinde bakanlık mevkilerini ve parlamento koltuklarını işgal eden savaş ağalarının yolsuzlukları, Afgan halkını Taliban etrafında topladı.

Afganistan hızla 'bir başka Irak'a dönüşüyor. Karzai hükümeti Kâbil'deki El Hadra bölgesinde mahsur kaldı ve ülkenin diğer kesimleri üzerinde de kontrolü mutlak suretle sağlamış değil. Afganistan'daki Kaide Irak'ta geçen dört yılda kazandığı deneyimleri, Kandahar, Kabil, Hoset ve genel şekliyle ülkenin güneyindeki Helmand bölgesine taşımaya başladı. Bagram Üssü'ndeki intihar saldırısı ve bomba yüklü araçların yayılması bu husustaki en belirgin göstergeler.


Ne Irak'ta ne Afganistan'da kazanacaklar

Britanya, güçlerini takviye etmek için ve Taliban'ın ilerleyişini kontrol altına almak umuduyla Afganistan'a 1400 asker daha gönderdi. Bu, zamanlama açısından bütün ölçüleriyle yanlış bir karar. Zira bu orandaki bir askeri takviye Taliban'ın isyanını engelleyemeyeceği gibi, Britanya güçlerinin kayıplarının da artmasına yol açacaktır. Çünkü iyi bilinen bir askeri kural, 'daha fazla güç daha fazla kayıp' diyor.

Koalisyon güçleri Irak'taki savaşı hâlâ kazanmadı ve Afganistan'daki savaşı kaybedecekleri de kesin. Çünkü bu güçler her iki ülkedeki rejimleri de değiştirdikten sonra gelecek süreç için alternatif planlara sahip değildi; zaten tarih de bizlere bütün yabancı işgallerin akıbetinin hezimet olduğunu öğretir.

(Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 28 Şubat 2007)