Nereye gitti laiklik?
Vakit yazarlarından Ali İhsan KARAHASANOĞLU'nun ilginç sorusu.
Daha bir ay öncesine kadar, sabah akşam "laiklik söylemleri" dinlemiyor muyduk?
"Laik cumhuriyette şuna izin vermeyiz, laik cumhuriyette buna izin vermeyiz" söylemleri ile ülkeyi kaos ortamına taşımak isteyenler, tehditlerde bulunmuyorlar mıydı?
Çankaya"nın yoluna oturmaktan bahsedenler, askerin darbe yapma hakkından (!) bahsedenler, bu uğurda gerekirse canlarını feda edecek şekilde mücadele vereceklerini iddia edenler, hani neredeler şimdi?
Ne zaman ki mütedeyyin halkın lehine bir düzenleme yapılmak istendi, hemen tek bir ağızdan, "Aldığınız oy % 34.5.. Sizin karşınızda ise % 65.5"lik bir kesim var" diyerek, Saadet Partisi"nden tutun Büyük Birlik Partisi"ne kadar, kendilerine hiçbir zaman destek vermeyecek partileri bile kendi saflarında gösterip, ülkenin büyük çoğunluğunun mevcut laiklik uygulamalarına destek veriyormuş gibi bir görüntü oluşturmuyorlar mıydı?
Ne oldu, nereye gittiler şimdi?
Dün İstanbul"da iki büyük miting vardı. Birisi Saadet Partisi"nin.. Diğeri de AKParti"nin. İkisinde de meydanlar hıncahınç dolmuştu.
1.5 ay önce, aynı meydanlarda düzenlenen zorlama Cumhuriyet mitinglerine kat kat üstün katılımla gerçekleşen dünkü mitinglerde, hemen herkes bugünkü laiklik uygulamalarının yanlışlığı konusunda hemfikir değil miydi?
Başörtü yasağına, SaadetPartisi"nin mitingine katılanlar da karşıydı; AKPartisi"nin mitingine katılanlar da..
Katsayı adaletsizliğinin kalkmasını Çağlayan"dakiler de dile getirdiler, Kazlıçeşme"dekiler de..
Ama ortalıkta "İHL"lileri yok edeceğiz" diyenler görünmüyordu.
"İmam başbakan istemiyoruz" diyenler piyasada yoktu..
"Başörtü, cumhuriyet karşıtlığının sembolüdür" diyenler adeta toz olmuşlardı..
Evet, İşçi Partisi"ninKadıköy"de, ancak basın açıklaması diyebileceğim bir etkinliği vardı ama, bunu hiç dikkate bile almaya gerek yok.
İnsan seli, Çağlayan"da idi. Zeytinburnu"ndaydı..
Haydi buyursun şimdi laikliğin Türkiye"deki bugünkü uygulanışının çok doğru olduğunu, bundan asla taviz verilemeyeceğini söyleyenler, çıksınlar meydanlara, anlatsınlar dertlerini..
Hiç zannetmiyorum..
Ne laikliğin adını ağızlarına alacaklar.. Ne de "başörtünün, cumhuriyete karşı bir sembol olduğu"nu...
Ne "cumhuriyetin vazgeçilmez ilkeleri" türünden, anlamını kendilerinin de bilmediği kavramlardan bahsedecekler, ne de devrim kazanımlarından...
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bile, dikkat edin hiçbir yerde; ne doğuda, ne batıda.. ne kuzeyde, ne güneyde.. hiçbir ilde laiklikten bahsetmiyor!..
Başörtü yasağının kaldırılmasına yönelik taleplere ters çıkış yapmıyor: "Bunlar cumhuriyet kazanımlarının içini oymaktır" demiyor, diyemiyor..
Çünkü bu ülkenin çok büyük bir çoğunluğunun, CHP seçmeninin bile büyük çoğunluğunun; laikliğin bugünkü uygulamasına artık tahammül edemediğini görüyor ve biliyor..
Laikliğin; yani gerçek anlamı ile din ve vicdan özgürlüğünün, başörtü yasağı olarak karşımıza çıkarılmasındaki yanlışlığı, CHP"li seçmen bile görüyor artık.
Vicdanlar sızlıyor, insanların yürekleri dayanmıyor..
Hakem olarak halka gidileceğinde, en azılı laikçiler bile, üç tane oy uğruna, jakoben söylemlerini terkediyor.
Biliyorlar ki; "Laiklikten taviz vermeyeceğiz" söylemi ile, bugünkü yasakçılığı savunduklarında, oyları artmayacak, azalacak.
Bunun içindir ki; laiklikten bahsetmiyorlar, düne kadar yasaklanmasını istedikleri başörtüyü, bugün meydanlarda seçmene hediye olarak dağıtıyorlar artık.
Deniz Baykal, Abdullah Gül"e yaptıklarını unutmuş, şimdi diyor ki; "Eşi başörtülü birisi de cumhurbaşkanı olabilir."
Çankaya"da verdiği davetlere, eşi başörtülü milletvekillerine ayrımcılık uygulayarak eşsiz davetiye gönderen Necdet Sezer"in damadını, hiçbir özelliği olmadığı halde milletvekili adayı yapan Deniz Baykal, şimdi laiklikten değil, başörtüye saygıdan bahsediyor..
Oysa Cumhuriyet mitinglerinde, onların söylemine göre milyonlar toplanmıştı. Üst üste koyduğunuzda, neredeyse seçmen sayısının tamamı, o meydanlarda birlik içinde hareket etmiş, Çankaya"da türban istememişlerdi.
Şimdi takke düştü, kel çıktı ortaya...
Dünkü iki miting gösterdi ki, bu ülkenin yasaklara tahammülü kalmamıştır artık.
Bu millet, "bedel ödeme"ye hazırdır.
Siyasiler de, "bedel ödeme"yi göze almalı, yasaklara son noktayı koymalıdırlar artık..
Vakit / Ali İhsan KARAHASANOĞLU