Neron ve Deli Lider
Kaddafi rejimi, yönetiminin ağır topları ve aile fertleri devrilecek. Sonra kahraman devrimciler onları yakalayacak ve herkesin gözünün önünde feci bir şekilde öldürecek.
İki bin yıldan daha az bir süre önce Neron Roma İmparatorluğu'nun beşinci ve son imparatoru idi. Ülkesinde kötülük kol geziyordu. Halkının paraları ve kaynaklarıyla ülkeyi büyük ölçüde lükse ve israfa gark etmişti. İnsanlar onun zulmünden ve lükse düşkünlüğünden çok çektiler. Bu durum halkın bitkin düşmesine ve kamu mallarının tamamen tüketilmesine yol açtı.
Neron, gece-gündüz katliam yapmaktan yorulmazdı. Şerrinden hiç kimse kurtulamadı. Kötülüğü annesine, eşine ve kendisine en yakın kişilere kadar ulaştı. Hepsini öldürdü. Hatta sözüne güvendiği mürşidi konumundaki hocasını dahi öldürdü. Roma'yı yakarak cinayetlerle dolu kapkara sicilini cinayetlerinin en ünlüsü ile taçlandırdı. Kurbanların çığlık sesleri arasında Roma'dan yükselen alevleri yüksek bir yerden seyrederken zevk duyuyordu. Truva yangınını anlatan Homeros'un şiirleriyle şarkı söylüyordu.
Bu geçmişte yaşanan bir olaydı ve Neron'un hayatından bir kesitti. Bugün ise Arap dünyasında da bir deli lider var. O lider Muammer El-Kaddafi. Neron ve Muammer El-Kaddafi arasında kendini büyük görme hastalığı, insanları hafife almak ve onları küçümsemek, servetlerini ellerinden alıp onlara işkence çektirmekten zevk almak, onların sonsuz acılar ve sıkıntılar çekmelerine neden olmak gibi ortak yönler var.
Deli lider petrol ve benzeri ülkenin tüm kaynaklarına el koyduktan sonra bugün çıkıp öfkeleniyor ve halkını öldürmekle ve katliamla, yakıp yıkmakla tehdit ediyor. Kendisinin servetinin, çocuklarının ve ailesinin servetinin ne kadar olduğu bile belli değil. Ordusundan bazı kaynaklar basın-yayın organlarına yaptıkları açıklamalarda Libya'yı kurtarması ve akan kanı durdurması yönünde kendisine yapılan öğütlere karşılık "Ben ancak tamamen yakılmış bir toprak teslim ederim" dediğini söylediler. Bu da Neron tarafından yakılan Roma'nın trajedisini hatırlatıyor.
Libya lideri şu anda gerçekten merhametsizce halkını boğazlıyor. Halka karşı savaşmayı reddeden özgür subayları ve silahlı kuvvetler mensuplarını tasfiye ediyor ve öldürüyor. Afrikalı paralı askerleri, Kaddafi'nin veya oğullarından birinin emriyle, kendisinin de medya önünde söylediği gibi ev ev, cadde cadde dolaşarak ölüm saçıyor.
Gerçekten insan Libya'da arka arkaya yaşanan dramatik olayları takip ederken şoke oluyor ve çılgına dönüyor. Bir lider ve devlet başkanı aşiretler, kabileler, yüksek rütbeli subaylar ve hatta aile fertlerinden bazıları kendisini terk ettiği halde nasıl olur da sadece çökmek üzere olan koltuğunu ve sözde yönetimini korumak için halkını öldürebilir? Fakat tarih çokça tekerrür ediyor. Özellikle de onun gibi tağutlar için. Bu nedenle ben, Kaddafi suçsuz insanların kanını döktükten sonra kaçınılmaz son gelene kadar gösterilerin şiddetinin artmasını bekliyorum. Kaddafi rejimi, yönetiminin ağır topları ve aile fertleri devrilecek. Sonra kahraman devrimciler onları yakalayacak ve herkesin gözünün önünde feci bir şekilde öldürecek. Ya da o devrimciler tarafından kuşatılması halinde intihar etmeyi seçecek. Neron'un yaptığı gibi kendini öldürecek. O ikisinin nitelikleri ve yaptıkları çılgınlıklar, utanç verici ve rezil akıbetleri birbirine benziyor. Belki ahirette de yoldaş olacaklar.
Macid Ebu Murad
Fiem