O Adamın Göbeği Yok Ki Kaşısın

Bekir Abi (Coşkun), Cumhuriyet’e, laikliğe ve Atatürk’e sahip çıkmak yerine “göbeğini kaşıyan adam” benzetmesi, karşı taraftan hemen yankısını buldu ve bu aşağılamanın geçmişten bu yana elitist CHP ve ondan yana aydınların halkı küçümsemelerine örnek diye lanse edilmeye başlandı...

Bazı dostlarım AKP’ye oy veren vatan evlatlarına kızsalar da, ben halka her halûkarda kızmamayı daha ilk gençlik yıllarımdan beri öğrenmişim...

Kaldı ki burada zaten kızacak hiçbir nokta göremiyorum...

Göremiyorum çünkü göbeğini kaşıyan adamın esasen göbeği yok...

Göbek sahibi olacak parası yok...

***

Önce Bekir Abi’ye bir hatırlatma yapayım, sonra AKP yanlısı çok demokrat kalemşörlere birkaç sözüm olacak...

Bekir Abi, AKP’ye oy veren kitlenin künyesini ortaya çıkartan Tarhan Erdem imzalı araştırmaya dikkatlice baktığında görecek ki, AKP aylık 300 liranın altında gelir sahibi kitleden aldığı oy oranı yüzde yüzde 55’lerde...

Bu kitleden CHP sadece yüzde 8 oy alabiliyor...

Ayda 300-700 liranın arası kazanan düşük gelir düzeyindeki insanların da yüzde 54’ü AKP’ye oy atıyor...

300 liranın altında kazanan insanlarla, 700 liranın altında kazanan insanların verdikleri oylar AKP’nin Türkiye ortalamasının neredeyse 10 puan üzerinde...

Sadece bu rakamlar bile AKP’nin tamamen yoksul ve en yoksul kesimden müthiş bir oy patlaması yaptığını gösteriyor...

Dolayısıyla Bekir Abi’yi dışında tutarım, ama halka kızan herkes şunu bilmeli ki, “kızdıkları insanların aylık gelirleri 300 liranın bile altında...”

Kimse bu insanların sadece “yaşasın Cumhuriyet ve laiklik, kahrolsun gericilik” demesini beklemesin...

Bu insanlar bu yoksulluklarını AKP iktidarında sürdürmüş olsalar da “değişen ekonomik çehrenin kendilerine de yansıyacağı” umudunu hala taşıyorlar...

Gerçek olan şu ki, bu insanlar kendilerine ekonomik olarak hiçbir şey söylememiş olan CHP, MHP gibi partileri tercih etmediler...

“Aç olanın laiklik derdi olmaz” sözü geçektir...

***

Söylemeliyim ki, göbeğini kaşıyan adamın esasen göbeği yoktur ki kaşısın...

Şimdi gelelim AKP yanlısı kalemşörlerin söylediklerine...

Diyorlar ki, “Seçim sonuçları Cumhuriyetçi köşe yazarlarının da sonunu getirmeli... Artık o köşeler terk edilmeli...”

Acaba?..

Esasen kimsenin seçim sonuçlarına göre köşe kaybetmesinden yana değilim...

Bence okuma oranları köşe yazarlarının geleceğini ya da konumunu belirlemeli...

Acaba okuyup derslerini çalıştılar mı bu arkadaşlar, AKP’ye oy veren kitlenin tahlilini yaptılar mı?..

Fazla ileriye gitmeye gerek yok, şu anda Türkiye’nin seçimlerle ilgili tek doğru referans noktası Tarhan Erdem’in araştırması...

Baksınlar bakalım o araştırmada AKP’ye oy verenlerin eğitim düzeyine göre dağılımları nasıl?..

AKP’ye oy verenler:

Ortaokul altı: Yüzde 55

Lise: Yüzde 37

Üniversite: Yüzde 24

Buna karşın CHP’ye oy verenlere bakalım...

Ortaokul altı: Yüzde 14

Lise: Yüzde yüzde 25

Üniversite: Yüzde 42...

Eğitim düzeyi yükseldikçe CHP oy patlaması yapıyor, eğitim düzeyi düştükçe yüzde 55 oy AKP’ye akıyor...

Amacım kimseyi hakir görmek değil, kimse benim geçmişim ve bugünüm için bunu söyleyemez...



Ama AKP yanlısı kalemşörlere birkaç sözüm var...

Gazete okuru araştırmaları, okuyucunun büyük çoğunluğunu en az lise mezunu olduğunu söylüyor...

Üniversite mezunları gazete okuyucuları arasında doğal olarak büyük ağırlık taşıyor...

Bu durumda sizi kimler okuyor üstadlar?..

Okuyanlar severek mi, küfür ederek mi okuyor yukarıdaki tabloya göre?..

Tarhan Erdem’in tablosu, son zamanlarda söylendiği gibi, Cumhuriyetçi köşe yazarlarının köşelerini bırakmalarını değil, tam tersi esas onların köşelerde yazmalarını gerektiriyor...

Çünkü seçmen değil, ama gazete okurları onların görüşünde...

Onları destekliyor...

Tarhan Erdem’in tablosuna okumamış mıydınız yoksa bu kadar afra tafra yaparken...

Hadi marş, marş...

Oku bakayiiim!

Vatan_Reha Muhtar