Obama annemi, hayatımı geri verebilir mi?
ABD işkencesiyle geçen 7 yılın ardından serbest kalan Muhammed İkbal, ABD Başkanının Guantanomoyu kapatmasının sadece bir Göz boyama olduğunu söyledi.
ABD'nin yeni başkanı Barack Obama'nın Guantanamo'yu bir yıl içerisinde kapatacağı açıklamasını izlemek Muhammed Saad İkbal'in yüzünü güldüremedi.
Onun yerine 31 yaşındaki Pakistanlıya meşum hapishanede geçirdiği cehennem günlerini ve 365 gün daha orada kalacak masumları hatırlattı.
Geçtiğimiz Ağustos'ta salıverilen İkbal, TIMETURK'e, "Obama, vahşi cellatlara masumlara işkence etmesi için bir sene daha verdi" dedi.
ABD, 2002'de açılan Guantanomo'da yüzlerce insanı yıllarca tutuklu tuttu. Tutukluların ABD yasal sistemindeki haklarından mahrum etmek için yasadışı düşman askeri yaftasını kullandı.
Obama geçtiğimiz hafta Guantanamo'nun 245 esirin dosyalarının incelenmesinin ardından kapatılmasını emretti. Tutuklular salıverilmesine, transferine ya da yargılanmasına bu incelemelerle karar verilecek.
George W Bush yönetiminin olağandışı icraatları nedeniyle dünyanın çeşitli köşelerinden Guantanoma'da esir edilenler gibi İkbal de bunun sadece bir "göz boyama" olduğunda ısrarlı.
Ağustos'ta Lahor'daki evine Endonezya, Mısır ve Afganistan'daki ABD komtuası altında 6 yıllık aşağılama, sorgulama ve kötü muameleden sonra ulaştı. Guantanomo'da geçirdiği 5 yıl cabası.
Bir suçtan mahkum edilmeyen hatta bir suçla bile suçlanmayan İkbal, "Guantanomo'nun kapatılması yeterli değil" diyor ve soruyor: "Sadece şüpheden yola çıkarak insanların kaybettikleri o en değerli yıllar ne olacak?"
İkbal bir suçtan mahkum edilmek şöyle dursun, herhangi bir suçla suçlanmadı bile. İkbal, "Guantanomo'nun kapatılması yeterli değil"
Ateşten gömlek
İkbal, dehşet yıllarının başladığı ilk anı hatırlarken gözlerini kapatıyor: "9 Ocak 2002'ydi".
Radyo Pakistan'daki Kur'an hafızı ve İslami araştırmalarla ilgili eğitmen Cakarta'da üvey annesini ziyaret ederken, ABD'nin emriyle Endonezya gizli ajanları tarafından tutuklanmış Bir gün sonra Cakarta Havaalanında Mısır ve CIA ajanlarına teslim edilmiş oradan da Kahire'ye götürülmüş.
Kahire'de İkbal, yer altındaki bir hücrede 92 gün tutulduğunu söylüyor. Burada sürekli olarak Usame bin Ladin hakkında sorgulanmış. İkbal şunları anlattı: "Tüm vücudumu zincirlediler ve beni vahşi bir hayvan gibi yürümeye zorladılar. Bana, Afganistan'ı ne zaman ziyaret ettiğim gibi sorular sordular? Nerede ve ne zaman Usame bin Ladin'le tanışmışım? El-Kaide'nin planları neymiş? Onlara Afganistan'a hiç gitmediğimi, bin Ladin'le hiç tanışmadığımı söyledim. Herhangi bir askeri ve siyasi grupla ilgim yoktu. Yine de bana işkence ettiler".
13 Nisan 2002'de İkbal CIA yetkililerine teslim edilmiş oradan da onu yeni kabusların beklediği Afganistan'daki Bagram hava üssüne getirilmiş. İkbal orada yaşadıklarını şöyle anlattı: "Orası tamamen berbat bir yerdi. Orayı ifade edecek kelimeler bulamıyorum. Fiziksel işkenceye dayanıyordum ancak akli işkence dayanılmazdı. Kendi gözlerimle işkenceye dayanamayan ve ölen esirler gördüm. İki Afgan çocuğu işkenceyle öldürdüler. 10 yaşındaki Asadullah ve 11 yaşındaki Nakibullah".
Bagram'da İkbal'a aynı sorular sorulmuş ve o da aynı cevapları vermiş.
Birkaç sorgu turundan sonra, 23 Mart 2003'te Guantanomo'ya gönderilmeden önce 7 ay hücre hapsinde tutulmuş.
Gitmo cehennemi
Daha önce tüm gördüklerine rağmen İkbal, Guantanomo'da yaşadıklarının hepsinden beter olduğunu söylüyor. İkbal şöyle anlatıyor: "Elektrik vermek sorgucuların en favorisiydi. Kafeslerin duvarlarına ve yerine elektrik verirlerdi. Biz çığlık attıkça onlar güler, gülerlerdi".
İkbal, sorgucuların Kur'anı Kerim'i yerlere ve tuvaletlere attıklarını anlatıyor: "Ağlayıp, karşı çıktığımızda onlar güldüler ve 'Allah'ını çağırın, çağırın ki bizi cezalandırsın' diyorlardı".
El-Kaide'yle hiçbir ilgisi olmadığını söylemesine rağmen ardı ardına sorgulanmış. İşkence ve tutukluğu protesto etmek için 2,5 ay açlık grevine gitmiş.
2004'te İkbal'e ABD hükümetinin ona karşı bir davası olmadığı ve salıverileceği bildirilmiş. Ancak kaybedilmiş özgürlüğüne kavuşmak için 3 yıl daha beklemek zorunda kaldı. Ailesi New York'tan avukatlar tutarak tutuklanmasına karşı Columbia mahkemesine dava açtı. Mahkeme, Ağustos 2008'de ABD hükümetinin İkbal'in salıvermesi ve 10 gün içerisinde Pakistan'a göndermesi yönünde karar verdi.
Hayatı için hala endişeli
Guantanamo'dan kurtulmasına rağmen, İkbal'in endişeleri bitecek gibi görünmüyor.
Tutukluyken annesini kaybetti ve eski arkadaşları ile akrabaları onu terk etti. İkbal şöyle anlattı:
"Herkes benimle buluşmaktan, oturmaktan ve hatta bir dakika geçirmekten kaçıyor. Sanki uzak bir gezegenden gelmiş ve dünyaya yanlışlıkla inmiş gibi hissediyorum. Ben ve ailem hala istihbarat ajanları tarafından taciz ediliyor. Benden herhangi siyasi bir girişime katılmayacağım garantisi istiyorlar".
İkbal artık hayatı boyunca topallayacak. Ayrıca sol kulağında ve karnında da büyük hasar var. Antibiyotikler ve antidepresantlarla yaşayan Psikologlardan yardım almaya çalışan İkbal, "Bana bakın iskelete benziyorum. Bir zamanlar sağlıklı biriydim" diyor.
Bu nedenle Obama'nın Guantanomo'nun kapatılması emri bile, İkbal'in çektiği acıları dindirmeye yeterli değil. İkbal: "Obama, annemi, sağlığımı ve değerli 7 yılımı geri verebilir mi? Obama benim kaybettiğimi ne bilecek. Her şeyimi yitirdim!"
İkbal ABD hükümetini kanundışı tutuklanması ve yaraları nedeniyle dava açmaya hazırlanıyor. İkbal şunları söylüyor: "Bunu sadece kendimi için yapmıyorum. Bunu Guantanomo'da mahvedilen diğer hayatlar için de yapıyorum".