Obama Ve Bush Arasında Fark Yok
Busha ayakkabı fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar Ez Zeydi Gerçek Hayat Dergisi'ne verdiği özel röportajda, fırsat bulursa Obamaya da ayakkabı fırlatacağını vurguladı.
Muntazar ez Zeydi'yi bütün dünya Irak'ta düzenlenen bir basın toplantısı esnasında ABD eski başkanı Bush'a fırlattığı ayakkabılarla tanımıştı. Ez Zeydi ve ayakkabıları bir anda Iraklıların sembolü haline geldi. Dokuz ay hapis yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşan ez Zeydi, şimdiden Arap dünyasının en ünlü kahramanları arasında yerini almış durumda. Iraklı gazeteciye hem medya, hem de sokaklardaki insanlar büyük ilgi gösteriyorlar. Ez Zeydi ile geçirdiğim vakitlerde bu ilgiye bizzat şahit oldum. Iraklı gazeteci bugünlerde, cezaevinde kalırken kaleme almaya başladığı "Veda Öpücüğü" isimli kitabının son düzeltmeleriyle meşgul. Bush'a yönelik eylemin ayrıntılarının yer alacağı kitap tam da Bush'a ayakkabı atılan günün yıldönümünde yayınlanacak. "Basın toplantısı esnasında Bush'a ayakkabı fırlatmanın; onun fotoğraflarını çekip, söylediklerini not almaktan daha anlamlı olduğunu hissettim ve o an bir direnişçi gibi davrandım." diyen ayakkabı fırlatma eyleminin fikir babası ile Suriye'nin başkenti Şam'da görüştük.
Bush'a ayakkabı fırlatma eylemini niçin gerçekleştirdiğinizle ilgili basında bir çok şey yazılıp çizildi. Eylemin nedenini bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Irak'ı işgal eden ABD ordusunun başkanı olan Bush, Irak'ta bir milyondan fazla insanın ölmesine neden oldu. Bu nedenle o bir katildir. Hem de azılı bir katil. İşgalden sonra Irak'ta beş milyondan fazla çocuk yetim kaldı. Bir milyona yakın dul kadın da bin bir zorlukla hayatını sürdürmeye çalışıyor. Bush Irak'ı mahvetti. Bundan dolayı Bush'dan halkım adına intikam almak istiyordum. Gazetecilik yaparken şahit olduğum iki olay da beni çok etkilemişti.
Hangi olaylardı bunlar?
İlki 2006 yılında Bağdat'ın güneyindeki Mahmudiye'de gerçekleşen bir olaydı. Beş Amerikan askeri, Cenabi Ailesi'nin evini basıp 14 yaşındaki Abir Cenabi isimli bir kız çocuğuna tecavüz ettikten sonra olaya şahit olan kızın annesini, babasını ve 7 yaşındaki kardeşini öldürdüler. Bu olaydan sonra günlerce gözüme uyku girmedi. Ayrıca Bağdat'ın batısındaki Rıdvaniye'de ABD Askerlerinin kurşunlarıyla delik deşik olan bir Kur'an bulunmuştu. Bu olayı haberleştirmek için bölgeye gittiğimde Kur'an'a yapılan saygısızlık nedeniyle bir Müslüman olarak aşağılandığımı hissettim. Gazetecilik yaparken Irak'ta şahit olduğum işkence, katliam ve acılar Amerikalı askerlere, özellikle de Bush'a olan nefret ve öfkemi arttırdı. Sonunda da bu eylemi gerçekleştirdim. Ayrıca dünyaya Iraklıların Amerika'ya ve Bush'a olan nefretini de göstermek istedim.
Özellikle ayakkabı fırlatmanızın bir nedeni var mı? Bush'a başka bir şey değil de, niçin özellikle ayakkabı fırlattınız?
Bush'u birden karşımda görünce o an ona fırlatılacak en iyi şeyin ayakkabılarımın olduğunu düşündüm. Bush hem katil, hem de ahlâksız birisi. Bir milyondan fazla Iraklının ölümüne neden olduğu halde karşımıza geçmiş gülüyordu. Vatansever bir Müslüman olarak mutlaka Bush'a bir şeyler yapmam gerektiğine karar verdim ve ayakkabılarımı fırlattım.
Eylem esnasında Bush'un korumaları tarafından öldürülme riskiniz de vardı. Öldürülebileceğinizi de düşünmediniz mi?
Şehid olmayı göze almıştım. Halkıma bu kadar kötülük yapan bir insana saldırırken şehid olmanın büyük bir şeref olduğunu düşündüm. Bush daha önce yaptığı konuşmalarda Iraklıların ABD ordusunu büyük bir sevinçle karşıladıklarını ifade etmişti. Bush'un bu sözleri beni çok sinirlendirmişti. Bundan dolayı Bush'a bütün Iraklılar adına bir veda öpücüğü göndermek istedim.
Bir gazeteci olarak böyle bir eylemi gerçekleştirmeniz bazı çevreler tarafından da eleştirildi. Bu çevreler bu eylemin gazetecilik mesleğini yapan bir kişiye yakışmadığını ifade ettiler. Bu eleştiriler hakkında neler söyleyeceksiniz?
Her insan içinde farklı kimlikler taşır. Bir gazeteci iş yerinde gazetecidir; fakat evinde çocuklarının babasıdır. Gazetecilerin de kendilerine göre inanç, duygu ve düşünceleri vardır. Gazeteci mazlumun, ezilen insanların yanında olmalı ve kimseye haksızlık yapmamalıdır. Ben ülkesi işgal edilen, halkı işgalciler tarafından aşağılanan bir ülkenin vatandaşıyım. Basın toplantısı esnasında Bush'a ayakkabı fırlatmanın; onun fotoğraflarını çekip, söylediklerini not almaktan daha anlamlı olduğunu hissettim ve o an bir direnişçi gibi davrandım.
Bush'a ayakkabı fırlattıktan sonra başınıza neler geldi?
Bush'a ayakkabı attıktan sonra Maliki'nin korumaları bana saldırdılar. Ön taraftaki bir dişim ve kaburga kemiklerimin bazıları kırıldı. Yüzümde, başımda, boynumda ve sırtımda yaralar oluştu. Daha sonra polis merkezine gittik ve üç gün boyunca Iraklı polislerin ve Maliki'nin korumalarının işkencelerine maruz kaldım. Beni dövdüler ve aralıklarla vücudumun farklı yerlerine elektrik verdiler. Yanlarında Amerikalılar tarafından eğitilmiş köpekler de vardı.
Size işkence yapanlar herhangi bir talepte bulundular mı?
Evet, basının önünde Bush ve Maliki'den özür dilememi istediler. Fakat polislerin bu isteklerini kabul etmedim ve onlara Bush'a ayakkabı atmaktan pişman olmadığımı söyledim. Daha sonra üç ay tek başıma küçük bir hücrede tutuldum. Maliki'nin adamları Bush'tan özür dilemem için ellerinden geleni yaptılar; fakat hedeflerine ulaşamadılar.
Zeydi'den "Veda Öpücüğü" kitabı
Cezaevi günleriniz nasıl geçti?
Bir çok insandan mektup aldım. Cezaevinde günlerimi daha çok bu mektuplara cevap vererek, kitap okuyarak ve bazı notlar alarak geçirdim. Bu notlarımı inşallah "Veda Öpücüğü" isimli kitabımda yayınlayacağım.
Kitabınız ne zaman çıkacak?
Bush'a ayakkabıyı fırlattığım günün yıldönümünde "Veda Öpücüğü"nü yayınlamayı düşünüyoruz. Kitabım inşallah bir çok dile çevrilecek. Türkçeye de çevrilmesini isterim.
Cezaevinden çıktıktan sonra gazeteciliği bıraktınız. Niçin?
Cezaevinde yatarken Iraklı yetim, dul ve tutuklulara yardım etmek için bir vakıf kurmaya karar verdim. Çıktıktan sonra da Cenevre'de Zeydi Vakfı'nı kurup yetim, dul ve tutuklular için çalışmaya başladım. Muntazar ez Zeydi ismi bütün insanlara Irak'ı ve Iraklıların işgalcilere karşı olan öfkesini hatırlatıyor. Ben de kendime herhangi kişisel bir menfaat sağlamadan Muntazar ez Zeydi ismiyle Iraklı yetim ve dullara hizmet etmek istiyorum. Bu nedenle şimdilik gazeteciliğe ara verdim. Fakat gazetecilik mesleğini çok seviyorum. Belki ilerde tekrar mesleğime geri dönerim.
Özgür kalır kalmaz Irak'ı terk ettiniz. Ülkenize geri dönmeyi düşünmüyor musunuz?
Irak'a geri dönmeyi düşünüyorum ve bunu çok istiyorum. Irak'taki durumun biraz daha değişmesini, Irak'ın daha istikrarlı bir hale gelmesini bekliyorum. Beklediğim değişim gerçekleşirse inşallah Irak'a geri döneceğim.
Irak'ı apar topar terk etmenizin sebebi neydi?
Bana yönelik suikast girişiminde bulunulacağı yönünde bir haber aldık.
Size yönelik suikastı kimler gerçekleştirecekmiş?
Irak hükümetine bağlı bir birim. Zaten cezaevinden çıkar çıkmaz tehditler almaya da başladım. Düşmanlarımdan asla korkmuyorum; fakat halkımın düşmanları için kolay bir av olmak da istemiyorum. Şu an bütün dünyayı gezerek insanlara Bush'a niçin ayakkabı fırlattığımı, Irak'ın şu anki durumunu anlatıyorum. Irak'ta kalsaydım sanırım halkıma bu denli faydalı olamazdım.
Sizin kimliğinizle ilgili de basında bir çok spekülasyonlar yapıldı. Kimileri sizin Şii olduğunuzu söylerken, kimileri de Che Guevara hayranı bir komünist olduğunuzu iddia etti. Muntazar ez Zeydi kimdir?
Muntazar ez Zeydi halkını ve vatanını seven, mazlumlar için mücadele etmeye çalışan bir Müslüman'dır. İslam ve Müslümanlık, Şiilikten de Sünnilikten de üsttedir. Ben mezhep olarak Caferi mezhebini taklit ediyorum; fakat Şiiliği bir kimlik olarak asla kabul etmiyorum. Aynı şekilde Sünnilikte kimlik olamaz. Bizim tek kimliğimiz Müslümanlıktır. Hurafelerden uzak, insanlara zalimlerin elinden haklarını almaya çağıran, bütün mazlumlara sahip çıkan İslam'a inanıyorum.
Dindar biri misiniz?
Namazlarımı kılıp, oruçlarımı tutuyorum. Ayrıca İslam'ı daha iyi nasıl yaşayabilirim diye uğraş veriyorum.
Bush'a attığınız ayakkabıların akıbeti ne oldu?
Ayakkabılarımı, ABD işgaline karşı Iraklıların duyduğu nefretin sembolü olacağını düşündükleri için ortadan kaldırdılar.
Vaatler gerçekleşmedi
Bush'a ayakkabı fırlatıp cezaevine girdikten sonra bir çok Arap zengini Muntazar ez Zeydi'ye yüklü miktarda maddi yardım yapacakları yönünde vaatlerde bulunmuşlardı. Artık zengin biri misiniz?
Ben çok zengin olmak isteyen birisi değilim ve zenginliğe de pek değer vermiyorum. Maddi olarak eski halimle şu anki halim arasında pek fazla fark yok. Basın önünde daha fazla meşhur olmak için yapılan vaatlerin çoğu sadece sözde kaldı. Ayrıca bana yapılan yardımları ben Iraklı yetim ve dullara bağışlıyorum. Ayakkabıların üzerinden herhangi bir kişisel mal veya menfaat edinmek istemiyorum.
Bush'a ayakkabı attıktan sonra hayatınızda neler değişti?
Bush'a ayakkabı atmadan önce insanlara Irak'ta yaşananları anlattığımda beni pek fazla kimse dinlemiyordu. Fakat Bush'a ayakkabı attıktan sonra insanlar beni dinlemeye başladı. Ben de bu vesileyle Iraklıların içinde bulunduğu durumu dünyaya duyurmaya çalışıyorum. Önceden çok konuşuyordum ama pek fazla bir şey anlatamıyordum. Şu an ise az konuşuyorum; fakat insanlara çok şey anlatabiliyorum. Zalim ve yalancılara karşı mücadele etmek isteyenler onlara ayakkabı atarak iyi bir başlangıç yapabilirler. Zamanla bunun faydasını görürsünüz.
Sokakta gezerken insanlar sizin Muntazar ez Zeydi olduğunuzu anladıklarında nasıl bir tepki veriyorlar?
Beni çok sevdiklerini hissediyorum. Sokakta gezerken Muntazar ez Zeydi olduğumu anlayanlardan bazıları Bush'a ayakkabı attığım elimi öpmek istiyor. Kimisi de benimle fotoğraf çektirme talebinde bulunuyor. İnsanların bana olan sevgileri Amerika'ya ve ABD'nin yöneticilerine olan nefretlerinden kaynaklanıyor. Ben böyle düşünüyorum.
Telefonla ilk konuştuğumuzda bana Türkiye'yi ziyaret etmeyi çok istediğinizi söylemiştiniz. Türkiye'yi ziyaret etmek istemenizin özel bir nedeni var mı?
Mavi Marmara gemisinde İsrail'e karşı verilen direniş beni çok etkiledi. Özgürlük Filosu'na katılan kahraman insanları, özellikle de Mavi Marmara gemisinde şehid
düşenlerin ailelerini ziyaret etmek istiyorum. İnsanlar Bush'a ayakkabı attığım için bana "kahraman" diyorlar. Bence asıl kahramanlar Filistin için direnen ve dünyaya büyük bir insanlık dersi veren Mavi Marmara gemisindeki cesur insanlardır. Türkiye İslam dünyasının lideri olmayı hak ettiğini bir kez daha kanıtladı. Halkınıza, başbakanınıza bütün Araplar gibi ben de büyük saygı duyuyorum. Ayrıca Türkiye'nin dünyanın gözünde artık bir misyonu var.
"Türkiye bölgenin yıldızı"
Nedir bu misyon?
Türkiye dünyadaki mazlum insanların koruyucusu ve ümidi haline geldi. Yiğitlik, samimiyet ve insanlık dendiğinde insanların aklına artık Türkiye ve Başbakan Erdoğan geliyor. Hepimiz Türkiye'nin zalimlere karşı direnen halkıyla gurur duyuyoruz. Türkiye artık bölgenin yıldızıdır ve Türkiye'nin öncülüğünde Irak, Suriye ve Türkiye arasında bir konfederasyon oluşturulmalı, bu konfederasyon doğuyu bir araya getirmelidir. İsrail askerleri Özgürlük Filosu'na saldırdıklarında üç gün boyunca uyumadan haberleri takip ettim ve çok farklı duygular yaşadım. Gemide olamadığım için ben de bir çok Arap genci gibi üzüldüm. Gemideki Türklere cesaretleri nedeniyle hayran oldum. İHH tekrar Gazze'ye gemi kaldırırsa ben de Türklerle birlikte o gemide olmak istiyorum.
Elinize fırsat geçse tıpkı Bush'a attığınız gibi Obama'ya da ayakkabı atar mısınız?
Evet, atarım. Obama ile Bush'un hiçbir farkı yok. Bush zamanında Irak, Afganistan ve Filistin'de ABD askerleri tarafından çocuklar öldürülüyordu. Aynı katliamlar Obama'ya bağlı askerler tarafından da işleniyor. Bundan sonra zor olur; fakat elime fırsat geçerse Obama'ya da ayakkabı atma konusunda en ufak tereddüt etmem. Bush'un boyu kısa olduğu için attığım ayakkabılar yüzüne gelmedi. Fakat Obama'nın boyu uzun. Bundan dolayı Obama'nın yüzünü tutturmak daha kolay olur.
Paris'te katıldığınız bir basın toplantısında Iraklı bir gazeteci de size ayakkabı atarak tepki göstermişti. Iraklı birisinden böyle bir tepki bekliyor muydunuz?
Bana ayakkabı atan Iraklı gazetecinin Amerikalılar için çalıştığı herkes tarafından biliniyor. Bu kişi bana ayakkabı atmadan önce Amerikalı yetkililerden bol miktarda para almış. Ben ayakkabıları Iraklı birine değil; Irak'ı işgal edenlere atmıştım. Amerikalılardan para alan bu Iraklı gazeteci ise bir Iraklıya saldırdı. Aramızda böyle bir fark var.
Siz Bush'a ayakkabı attıktan sonra ayakkabı eylemi bir sembol haline geldi ve insanlar tepki göstermek istedikleri siyasilere ayakkabı atmaya başladılar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zalimlere tepkimizi göstermeliyiz. Bu insani görevlerimizden biridir. Bir zamanlar sadece giymeye yarayan ayakkabıların artık zalimlere karşı bir tepki biçimine dönüşmesi beni sevindiriyor.
Irak'ın şu anki durumunu nasıl görüyorsunuz?
Irak çok kötü durumda. Irak'ta emniyet yok ve her gün onlarca insan canını kaybediyor. Amerika Irak'tan çekilmeden ve Irak halkı Amerika'ya hizmet eden siyasetçilerden kurtulmadan Irak düzelmez. Irak'ın bu hale gelmesinde Maliki ve onu destekleyenlerin de büyük payı var. Maliki'nin adamları halk için değil; kendi menfaatleri için çalışıyorlar.
Amerika Irak'tan çekildiğini ilan etti. Hatta, cezaevlerinin tamamının kontrolünü de Irak yönetimine bıraktığını duyurdu. Bu durumu nasıl görüyorsunuz?
Amerika Irak'tan çekilmedi. Şu an Irak'ın bir çok yerinde ABD askerleri ve üstleri var. Her şey basının önünde oynanan komik bir tiyatrodan ibaret. Biz Iraklılar olarak Amerikalıların tümünün Irak'tan çıkmasını, bir tane bile Amerikalı asker veya siyasetçinin Irak'ın topraklarını kirletmemesini istiyoruz. Ayrıca ister İslami, ister laik hiçbir devletin Irak'ın içişlerine müdahale etmesini, Irak içinde nüfuz elde etme çabası içinde olmasını istemiyoruz.
Irak'ta yeni bir hükümet kurmak için çalışmalar yapılıyor. Sizin adayınız kim? Irak'ın yeni yöneticisi sizce kim olmalı?
Başbakanlık için Allavi ve Maliki'nin ismi geçiyor. Bana göre ikisinin de birbirinden farkı yok. İkisi de Irak halkının menfaatleri için değil; kendi menfaatleri için çalışıyor ve ABD'ye hizmet ediyor.
Gerçek hayat