ODTÜ'deki olaylara "terör" davası

ODTÜ'deki olaylara "terör" davası

Göktürk-2 uydusunun fırlatılması nedeniyle ODTÜ'de düzenlenen programda çıkan olaylarla ilgili, 11 kişi hakkında, "terör örgütü adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak" suçundan dava açıldı.

Göktürk-2 uydusunun fırlatılması nedeniyle ODTÜ'de düzenlenen programda çıkan olaylarla ilgili, 11 kişi hakkında, "terör örgütü adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak" suçundan dava açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 Aralık 2012'de Göktürk-2 uydusunun Çin'den fırlatılması nedeniyle, ODTÜ Yerleşkesi'ndeki TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsünde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve bürokratların da katıldığı program sırasında çıkan olaylar üzerine başlatılan soruşturma sonucunda 11 kişi hakkında, "terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak" suçundan dava açtı.

Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır'ın hazırladığı ve Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanıklar Can K, Batuhan U, Hasan K, Güven K.A, Bedirhan Ş, Cem D, Mustafa B, Mert A, İlhan A, Pınar Ü. ve Tayfun Y'nin "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak, görevli memuru kasten yaralama, kamu malına zarar verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ve kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnmek" suçlarından cezalandırılmaları istendi.

İddianamede, 18 Aralık 2012'de, Göktürk-2 uydusunun Çin'den fırlatılması nedeniyle ODTÜ kampüsünde Başbakan Erdoğan, bakanlar ve bürokratların katıldığı program düzenlendiği anımsatılarak, "Program öncesinde yapılan istihbarat çalışmalarında başta DEV-YOL Devrimci Gençlik örgütünün açık alan yapılanması Öğrenci Kolektifleri olmak üzere diğer sol/bölücü terör örgütlerinin gençlik yapılanmalarında faaliyet gösteren şahısların yer aldığı Marksist-Leninist, bölücü/ayrılıkçı görüşe müzahir kitle tarafından ODTÜ içerisinde toplanılarak ve TÜBİTAK Uzay Araştırma Merkezi'ne gidilerek, törene katılan başbakan ve diğer protokol üyelerinin protesto edileceğinin duyumunu alan güvenlik güçlerinin gerekli önlemleri aldıkları anlaşılmıştır" denildi.

Tüm tedbirlere rağmen "sol terör örgütleri ile özdeşleşmiş sloganları atarak" protesto gerçekleştiren ve bir kısmı yüzünü kapatan eylemcilerin kanunsuz toplantı ve yürüyüşe geçtikleri kaydedilen iddianamede, grubun, illegal eylemi önlemeye çalışan kolluk güçleriyle çatışmak için yol üzerine barikat kurduğu, ateş yaktığı, kamu binaları ile ATM'lere zarar verdikleri, güvenlik güçlerine taş ve sopayla saldırdıkları anlatıldı.

İddianamede, olaylarda ODTÜ rektörlük ve fakülte binaları ile eklentilerinde 20 bin 426 lira 74 kuruş, TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsünde 4 bin 300 lira, Yapı Kredi Bankası ATM'sinde yaklaşık bin lira, Ankara Büyükşehir Belediyesine ait kamu mallarında ise bin 321 lira 16 kuruşluk zarar olduğu ayrıca Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün 9 aracında hasar meydana geldiği ifade edildi.

Olaylarda bazı polisler ve özel güvenlik görevlilerinin de yaralandığı aktarılan iddianamede, görüntülerden, eylemciler arasında sanıkların da bulunduğunun belirlendiği bildirildi.

"Masum hak arayışları kisvesinde..."

İddianamenin sonuç ve değerlendirme bölümünde şunlar kaydedildi:

"Terör örgütlerinin, üniversite ve yüksekokul öğrencilerini örgütlenme ve eleman temini hususlarında önemli bir kaynak olarak gördükleri, müzahir yapılanmaları aracılığıyla üniversite gençliği arasında taban bulmak ve eleman kazanabilmek için yoğun bir faaliyet içerisinde oldukları ve yükseköğretim harçları, demokratik, ana dilde, bilimsel eğitim vb. masum hak arayışları kisvesinde gerçek amaçlarını kamufle ederek, amaç ve hedefleri doğrultusunda üniversite gençliğini şiddet eylemlerine yönlendirdikleri bilinmektedir.

İddianame konusu olayda olduğu gibi, son dönemlerde ülke genelinde yapılan gösteri ve eylemlerde terör örgütlerinin (sol terör örgütleri) birlikte hareket ederek, basın açıklaması, yürüyüş, açık hava toplantısı, protesto vb. eylem ve etkinliklerde şiddete başvurarak kamu malına zarar verdikleri, işgal eylemleri yaptıkları ve güvenlik güçlerine saldırmak suretiyle kamuoyunda korku, endişe veya panik yaratarak amaç, ideoloji ve stratejiler doğrultusunda ülkede terör ve kaos ortamı çıkartmayı hedefledikleri, eylemlerde birlikte hareket eden terör örgütleri ve oluşumlarının yürüyüş, basın açıklaması, gösteri ve eylemlerinde örgüt mensuplarının deşifre olmaması için örgütlerine ait flama ve bayrakları taşımadıkları da görülmektedir."

İddianamede, sanıkların savunmalarında eyleme bireysel iradeleriyle demokratik haklarını kullanmak amacıyla katıldıklarını söyledikleri ve terör örgütleri ile irtibatlarının bulunduğu, cebir ve şiddete başvurduklarını reddettiklerine dikkat çekildi.

Sanıkların ikametlerindeki aramalarda "terör örgülerinin fikir ve görüşleri doğrultusunda değerlendirilen yayınlar, örgütsel faaliyetlerle ilgili dökümanlar, terör örgütü mensupları ya da kurucuları ile ilgili resim, fotoğraf, flamalar ve broşürler ile dijital belgeler" ele geçirildiği savunulan iddianamede, "bunun, sanıkların olay tarihinde cebir şiddet eylemlerindeki ısrarı, eylemlerindeki süreklilik ve çeşitlilik, yüzlerini kapatmaları ve ODTÜ'ye verdikleri zararla birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların, söz konusu eyleme terör örgütlerinin talimatları, hedef ve stratejileri doğrultusunda katıldıkları" ileri sürüldü.

İddianamede sanıklardan 4'ü "THKP/C Devrimci Yol Devrimci Gençlik terör örgütü güdümünde faaliyet gösterdiği değerlendirilen Öğrenci Kolektifi ve Devrimci Genç yapılanması", 4'ü "Devrimci Sosyalist İşçi Hareketi terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren Kaldıraç oluşumu", 2'si "DHKP/C terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren Gençlik Federasyonuna bağlı Ankara Gençlik Derneği ve Devrimci Mücadelede Mühendisler Mimarlar oluşumu", 1'i ise "MLKP terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren Sosyalist Gençlik Derneği içerisinde faaliyet göstermekle" suçlandı ve ODTÜ eylemlerine de bu örgütler adına katıldıkları öne sürüldü.