Orada Laiklik Dinsizlik Değil!

Orada Laiklik Dinsizlik Değil!

Türkiye’de “laikliğe aykırı” diye en küçük dini tezahür bile irtica ilan edilirken, Batı’dan aldığımız laikliğin...

Türkiye’de “laikliğe aykırı” diye en küçük dini tezahür bile irtica ilan edilirken, Batı’dan aldığımız laikliğin ortaya çıkış tarihinde en önemli ülke olan Almanya’da kiliseler, Hıristiyanlığın kutsal günü olan Pazar günleri alışveriş merkezlerinin açılmasına izin verilmesine karşı harekete geçtiler.

KUTSAL PAZAR GÜNÜ ÇALIŞMAK ANAYASAYA AYKIRI
Almanya’nın Başkenti Berlin’de geçtiğimiz sene eyalet meclisinin kararıyla alışveriş merkezlerinin “senede on Pazar günü açık olabileceği” düzenlemesini getirmişti. Kararın Anayasa’nın “inanç özgürlüğü” ilkesiyle çeliştiğini kaydeden Katolik Kilisesi Berlin Başpiskoposluğu ve Evanjelik Eyalet Kilisesi, geçtiğimiz Pazartesi konuyu Federal Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarını duyurdular. Alman Anayasası’nda, “dinlenme ve manevi yükseliş günü” olarak tarif edilen Pazar günleri sadece “Imbis” adı verilen fastfood büfeleri ve benzinlikler açık olabiliyor. Berlin’deki uygulamanın tam bir skandal olduğunu söyleyen Evanjelik Kilisesi Konsey başkanı Piskopoz Wolfgang Huber, konuyla ilgili açıklamasında, Berlin’deki uygulamanın yaklaşık bir yıldır devam ettiğini kaydederek özellikle Hıristiyanlığın en kutsal günleri olan Advent, yani Noel’den önceki bir ayı da kapsadığına dikkat çekti.

Uygulama nedeniyle Berlin’de bu sene tüm alışveriş merkezlerinin dört Adventpazarı’nda da açık olacak olmasının Hıristiyanlar açısından son derece rencide edici olduğunu söyleyen Huber, uygulamayı “ahmakça” bulduğunu dile getirerek Berlin eyalet meclisinin kararıyla, Anayasa’nın Pazar günlerini korumayı düzenleyen ilgili yasanın içeriğinin boşaltılmış olduğunu söyledi. Anayasa’ya aykırı bu uygulamanın sürdürülmesinin mümkün olmadığını kaydeden Huber, Pazar ve bayram günlerini koruma yasasının “yüksek bir anayasal hak” olduğunu dile getirerek, yasanın dini yaşam hakkının yanı sıra aile hayatını da koruduğunu, bu Anayasal hakkın ve Alman toplumunun yerleşik geleneklerinin ekonomik hesaplar için harcanamayacağını söyledi.

DİN ÖZGÜRLÜĞÜ KÂĞIT ÜZERİNDE KALMIYOR
İslâm Toplumu Milli Görüş Teşkilatı (IGMG) Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü, Almanya’da dini özgürlüklerin Türkiye’deki gibi; “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir” dendikten sonra bunun fiiliyatta engellenmediğine dikkat çekerek, “Burada dini inanç ve hayat, tam anlamıyla Anayasa tarafından koruma altında. Ancak tabi Müslümanlar söz konusu olunca durum biraz farklı oluyor. Her ne kadar Anayasa tüm dinlere eşit davranmayı öngörse de, bizim taleplerimiz söz konusu olduğunda bir dirençle karşılaşıyoruz, ‘Yasalar günlük hayat için Yahudilik ve Hıristiyanlık düşünülerek yapıldığı için böyle’ deniyor. Oysa biz Türkiye’deki gibi imtiyazlı bir azınlık olmak değil eşit haklar istiyoruz” dedi.

Üçüncü, Türkiye’nin tarihiyle azınlık hakları açısından çoğu Avrupa ülkesinden çok daha eski bir pratiğe sahip olduğu için daha ileri bir noktada bulunduğunu kaydederek, AB ilerleme raporlarında sürekli azınlık haklarından söz edilmesinin haksızlık olduğunu söyledi. Üçüncü, “Batılılar Türkiye’yi eleştirdikleri noktada biraz da kendilerine bakmalılar. Türkiye’de azınlık olmak, Avrupa’dakinden çok daha avantajlı bir durum. Burada azınlıklar ırkçı partiler tarafından sürekli siyasi hedef halinde. Günlük hayatta sık sık tacizler, ibadethanelere saldırılar yaşanıyor. Bir minare bile tehdit unsuru olarak görülebiliyor” diye konuştu.

Vakit