Öyleyse ‘One Minute’ niye doları yükseltmemişti?

1 Mart 2003: Türkiye üzerinden ve Türkiye’nin de katkısıyla Irak’a girebilmek için varını yoğunu ortaya koyan ABD, ilgili hükümet tezkeresinin mecliste reddedilmesi üzerine küplere biniyor. Peki bu öfke Dolar/TL kuruna nasıl yansıyor? Hiç yansımıyor.

28 Ocak 2009: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Davos’ta İsrail’e “One Minute” çekince ‘Güçleri herkesçe malum olan uluslararası Yahudi lobileri bunun bedelini Türkiye’ye çok ağır ödetecek’ deniyor ama Türkiye’nin uluslararası prestijinin artmasından başka bir şey olmuyor. Dolar/TL kuru da değişmiyor.

17 Mayıs 2010: ABD İran’a yaptırım kararını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden geçirmek için yana yakıla lobi faaliyeti yürütürken Türkiye (ve Brezilya) İran’la “uranyum takas anlaşması” imzalayarak ve ‘Yaptırıma gerek kalmadı’ diyerek ABD’nin çarkına çomak sokmaya çalışıyor. ABD’nin asabı fena halde bozuluyor ama dolar yerinde duruyor.

9 Haziran 2010: İran’a yaptırımın oylandığı BM Güvenlik Konseyi toplantısında Türkiye red oyu kullanarak ABD’ye bir kere daha meydan okuyor. Dolarda yine hareket yok.

***

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türk Lirası’nın son günlerde Amerikan Doları karşısında fena halde erimesini hiç üzerlerine alınmayıp sadece dış güçlerin oyunundan bahseden iktidar çevrelerine yukarıda mezkûr hadiseleri hatırlatarak diyor ki:

“Bu kadar büyük krizlerde bize bedel ödetemediler… Şimdi bedel ödetecekler ise niye o zaman ödetemediler? Çünkü bir kadro vardı. Dış politikayı düzgün yürüten, ekonomiyi düzgün yürüten bir kadro vardı. Ve bizi sarsamadılar.”

İktidar Türk Lirası’nın Amerikan Doları karşısındaki dramatik değer kaybına ve -koronavirüs salgınından mütevellit küresel krizin etkilerinin ötesinde- gittikçe artan hayat pahalılığına ya dış güçlerin oyunlarından başka bir izah getirmeli veya bu durumun o güçlere karşı verilen “ekonomik kurtuluş savaşı”ndaki zafiyetlere işaret ettiğini kabul etmeli.

***

Ortada milletin canını acıtan bir başarısızlık var ama iktidar burnundan kıl aldırmıyor.

Ümidimiz o ki bu konuda kamuoyu önünde söylediklerine kendi de inanmıyor olsun ve hiç değilse kapalı kapılar ardında öz eleştiri yapsın.

Bu yazı toplam 556 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar