Paçacı: Problem daha da derinleşti

Paçacı: Problem daha da derinleşti

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri Cihan Paçacı, ''Anayasa Mahkemesinin kararı, problemi hukuki olarak çözmüş görünse de, toplum vicdanında problemi derinleştirmiştir'' dedi.

Paçacı, Grand Cevahir Otel'de düzenlenen partisinin İstanbul Genişletilmiş İl Divan Toplantısında konuştu.

Paçacı, milli ve manevi duyguların siyasi ve toplumsal çatışma alanı haline getirildiği sancılı bir dönemden geçildiğini ifade ederek, gençlerin umutsuz ve işsiz, geleceğini göremez durumda olduğunu iddia etti.

Milletin özellikle inanç temelinde cepheleşme ve kutuplaşma içerisine sokulduğunu öne süren Paçacı, şu görüşleri dile getirdi:

''Gerginlikte ve kutuplaşmada AKP ve CHP tahterevallinin iki ucuna oturmuş ve sürekli ülkeyi germeye devam etmektedirler. AKP inanç değerlerini devlete meydan okuma aracı olarak, CHP ise devlet adına, devletin bir takım kurumları adına, milletin değerleriyle kavgalı bir politika izlemektedir. Bu yanlış ve tehlikeli politikalar, sonuçta devlet ve millet arasında çatışma ve çekişme görüntüsüne neden olmaktadır. Parti olarak, çözüm üreten pozitif anlayışla, AKP ve CHP'nin sebep olduğu krizden ülkemizi normalleştirmek için çaba sarf ediyoruz.''

Cihan Paçacı, her hafta Anayasa'nın bir veya birden fazla maddesinin ihlal edildiğine tanık olduklarını ileri sürerek, şöyle devam eti:

''Bir hafta Anayasa'nın 20-22 maddeleri olan özel hayatın gizliliği ve haber alma hürriyetinin ihlal edildiğini görüyoruz. Milletini toptan suçlu olarak gören ve buna tedbir olarak, 70 milyonun izlenmesi ve dinlenmesi için toplu izin alındığını hayretle öğreniyoruz.

TRT kanununda değişiklik yapılarak, bir devletin kurumunda Türkçe dışında yayın yaparak Anayasa'nın 3. maddesinin çiğnendiğine şahit oluyoruz. Yönetim boşluğu, Türkiye'yi anayasal bir devlet olmaktan çıkarıp, Anayasa'yı çiğneyen bir devlet yapısına doğru sürüklemektedir. Türkiye'deki siyasi kriz, rejim krizine doğru gitmektedir. Ülkenin acilen demokrasi süreci içerisinde normalleşme projesine ihtiyacı vardır.

Bu kapsamda Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, AKP 'klonlaşması'' adı verilen bir projeyi ülkenin gündemine getirdi. Anayasa Mahkemesinin, AKP'nin kapatılması davasında nasıl bir karar vereceği, bu karardan sonra ülkenin neleri beklediği, nasıl bir gelişme olacağı belli değildir. Bunun için AKP'nin klonlaşması teklifi ortaya çıkmıştır. Normalleşme, ancak normal düzeni bozanlar tarafından yapılmalıdır. Meclis'teki aritmetik de bunu zorunlu kılmaktadır.''

-ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARI-

Paçacı, Anayasa Mahkemesinin, Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin iptaline karar verdiğini anımsattı. Kararların millet vicdanında yara açmaması gerektiğini ifade eden Paçacı, şunları kaydetti:

''Tarihimizde milletin vicdanında kabul görmeyen, yara açan yargı kararları, aradan geçen uzun yıllara rağmen kanamaya devam etmektedir. Yüce mahkemenin Cumhurbaşkanlığı seçiminde toplantı yeter sayısı olan 367 oy ve en son 10. ve 42. maddelerindeki yapılan değişikliğin iptali hususundaki karar, hukuka olan güveni zedelemiş ve yargının tarafsızlığına gölge düşürmüştür. Bu kararlar, maalesef kamu vicdanında, 'bir şeylere kara veriliyor, sonra da bunun hukuki alt yapısı hazırlanıyor' tarzındaki iddiaların kamuda güçlenmesine neden olmaktadır. Anayasa Mahkemesi bu kararıyla yetki aşımı yapmıştır. Kendisini kanun koyucu konumuna getirmiştir.''

Bundan sonraki süreçte Meclis'in yeni anayasa değişikliklerinin vesayet altına girdiğini öne süren Paçacı, yapılacak her anayasa değişikliğinin, yorum ile Anayasa'nın 1, 2, 3 ve 4. maddeleriyle ilişkilendirilmesinin mümkün hale getirildiğini söyledi.

Cihan Paçacı, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Milletin milli ve manevi değerleri siyasi ve toplumsal çatışma alanı haline getirilmemelidir. Aslında bu değerler birbirleriyle çatışan, birbirlerini tamamlayan değerlerdir. Parti olarak, 1968 yılından başlayan ve 40 yıldır Türkiye'nin toplumsal bir sorunu haline gelen başörtüsü meselesini, bireysel hak ve özgürlükler çerçevesinde yüksek öğrenim hakkından herkesin serbestçe ve özgürce yararlanması çerçevesinde çözmek istedik. Bu konunun siyasi malzeme olarak kullanılmasını önlemek istedik. 'Parti olarak Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirmek istiyor' gibi bir iddiada bulunmak hiç kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Anayasa Mahkemesinin bu kararı, problemi hukuki olarak çözmüş gibi görünse de toplum vicdanında problemi derinleştirmiştir.

Ancak Türkiye her şeye rağmen hukuk devletidir. Mahkemenin kararına saygı duymak gerekiyor. Bundan sonraki süreçte başta hükümet olmak üzere, hiçbir kişi veya grup gerginliği artıracak, tansiyonu yükseltecek tavır ve davranışlar içerisinde olmamalı. Din ve inançlar, Cumhuriyet'e ve devlete meydan okuma aracı olarak asla kullanılmamalı. Devlet ise milletin samimi inanç ve değerleriyle kavgalı bir görünüm arz etmemelidir.''

Toplantıya, TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, MHP Grup Başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır ile İstanbul milletvekilleri ve partililer katıldı.

ajanslar