Abdurrahman Dilipak
Pantolon!
Derin Gerçekler
Ya hu, aramızda bir tane akıl ve hikmet sahibi, ehli vicdan kimse kalmadı mı?
Bu fiyatlara mı yanarsınız, bu kıyafetlerin şekline, kumaşına mı? Üstündeki desenlere mi, ya da o ürün için yapılan tanıtımların afişlerine ya da mankenlerine mi? Bilboard'larda ne ararsanız var! Haliç Köprüsünden Topkapı istikametine geçerken sağınızda Eyüp Sultan hazretleri, köprüde sağlı sollu bikinili ürün tanıtımları.
Ünisex moda şimdi. Artık “sex” değil, “gender” diyorlar ya onun “uni”si.
Kadın’ı, erkeği çocuğu da öyle.
Çocuklara mavi-pembe diye cinsiyete dayalı renk ayırımı yapmayacak mışız, utanmasalar diyecekler ki: “Ali, Ayşe, Fatma, Ömer” de demeyin.
Anne-baba yerine “Ebeveyn” diyecek mişsiniz, Dede, Nine, Dayı, Amca, Hala, Teyze de yok, Enişte, Baldız da yok tabi. Ensest de serbest (töbe töbe)
LGBT’nin ucu açık, “akışkan”,”değişken”, tekil, grub olarak her çeşit olabilir.
Bu azgınlık, yasa ve yargı güvencesi ile dezavantajlı topluluk kontenjanından “pozitif ayırımcılığa tabi”.
Yani bunlar birileri için adeta “Kutsal ...!”
O hale geldi ki bu iş, “birileri(!?) “İstanbul sözleşmesi, CEDAW, Lanzarotte aşkına) birilerini sanık sandalyesine oturtuyor, adeta aforoz ediyor, meslekten ihraç edebiliyorlar.
Hadi konuşun bakalım aleyhlerine!
Artık toplumsal cinsiyet eşitliği, adaleti çerçevesinde, din ahlak ve gelenekten hatta biyolojik cinsiyetten bağımsız, din, tarih ve toplumun yüklediği anlayışlardan bağımsız, kendi cinsel kimliğini, eğilim, yönelim, deneyim ve tercihine göre, akışkan ve değişken bir şekilde belirleyen bir BİREY’ler topluluğundan söz ediyoruz.
Yarab, kim bunlar? Bu gerçeği gördükleri halde tevbe etmeyenler, hatalı işlerinden vazgeçmeyenler, akletmeyenler ve bilerek toplumu ifsad etmeye devam edenler? Gaflette olanları uyandır! Tövbe nasip et! Dünyada; kim ki bilerek ve kasten bu kirli planın parçası olmuşsa onlardan kim varsa kahret, iki cihanda da zelil et.
Sağı solu, Milliyetçi’si, Liberal’i, modern’i, muhafazakar’ı birlik olup, bu Şeytani planı bize dayatıyorlar. Aciz kaldık bize yardım et. Pandemi, iklim, kıtlık yalanları ile geliyorlar üstümüze, Fuhşiyat, uyuşturucu, alkol ile geliyorlar. Adaletsizlik diz boyu.
Servet ve iktidar birilerinin arasında dönüp dolaştırılan bir metaya döndü. Ünisex kıyafetler, her yerde var artık. Kadın elbiseli erkekler, erkek elbiseli kadınları da her yerde görmek mümkün.
“Erkek çocuk Mavi, Kız Pembe girermiş” derseniz ayırımcılık yapmış oluyormuşsunuz.
Çocuğunuza cinsel “kimlik dayatmamanız” gerekiyormuş.
Cinsiyet “biyolojik” değil, “toplumsal” olmalıymış. Onun için kimlik kartlarına GENDER yazıyorlar.
AK Partililer ise LGBT’ye karşı olduklarını söylüyorlar da tek bir Allah’ın kulu çıkıp bu konuda bir adım atmıyor. Kimse İstanbul sözleşmesi’ne, Lanzarote’ye karşı bir şey söylemiyor, parti içinden. Cumhurbaşkanlığı bir irade beyanında bulundu o kadar. Bize dönüp, “çekildik ya” diyorlar, öbür tarafa dönüp “değişen bir şey yok, aynı hükümler yasalarda mevcut” diyorlar.
Dünyayı ne hale getirdiler. Bu “toplumsal cinsiyet” cinnetini dünyaya nasıl yaydı bu GlobalReset çetesi bakar mısınız: Türkiye, cinsiyet eşitliğinde Bangladeş, Etiyopya, Endonezya, Gana ve Nijerya'nın gerisinde. Türkiye'nin birer basamak gerisinde Angola, Bhutan ve Suudi Arabistan var.
“Cinsiyet eşitliği”nin en fazla olduğu ülke İzlanda. Son sırada ise Afganistan var. Yani Türkiye’den önce D8 üyesi 3 ülke var. Türkiye ile birlikte 4 ülke. D8’de bile onlar duruma hakim gibi. Zaten geride Mısır, İran Pakistan, Malezya kaldı. Suudi Arabistan bile bizimle yarışıyor bu konuda.
İş, LGBTQI’yi geçti! Bunlar Satanist Perdefolikler, Ensest ilişkilerden, Grup sex’den filan sözetmeye başladılar. Yeni Moda Eş değiştirme, Swinger.
Tatto, Piercing artık masum kaldı. Hani kadın-erkek birbirine benzemeyecekti?
Bu konuda bir çok genç NAS filan takmıyor.
“Menteşebbehe”yi duymamışlar bile. Konfeksiyon modası Unisex. Yani kadın-erkek yok. Kadın da erkek te aynı şeyi giyebilir!
Pantolon konusuna tekrar dönecek olursak, düşük bel/kemer ve o daracık pantolonlar ince kumaşlardan üretilmiş. Bu pantolonlarla cemaat halinde namaza durduğunuzda, pantolon bir yandan vücuda iyice oturuyor, düşük kemer daha da kayınca nahoş görüntüler meydana geliyor.
Pantolunun tarihi oldukça eskilere gidiyor. Dünyanın bilinen en eski pantolonu için verilen tarih 3000 yıl gibi. Bu bilgi 20 Ekim 2014’te “Quaternary International”da yayımlanmış. İran üzerinden Avrupa’ya geçmiş.
Belden düşük pantolon, göbeği açık kıyafetler, yırtık-pırtık elbiseler.
Yazın rükûda ve secdede düşük bel daracık pantolonlardan erkeklerin nasiyesi gözüküyor. Eskiden pantolon belleri göbeğe kadar. Hatta bir de kuşak sararları. Daracık elbiselerden vücudun bütün hatları belli. Tesettür erkekler için de var. Bir zamanlar İspanyol paça vardı, şimdi dar paça moda.
Zaten özellikle kadınlarda sentetik elyaftan, elastiki streçler bacağı çorap gibi sarıyor. Oksijen de alamaz, kan dolaşımını da etkiler. Yaptıkları sporlar ve hareketler zaten bu gençlerin üreme kapasitesini ciddi şekilde etkileyecektir. Yedikleri içtikleri de zaten çok da sağlıklı değil. Stres, elektro manyetik kirlenme, hepsi üstüste gelince, insan sağlığı açısından çok büyük bir risk sözkonusu.
Bu bizim konfeksiyoncular bu konuda hiç mi fıtratı, sağlığı düşünmüyorlar? Hiç mi namaz kılmaz bu insanlar? O pantolonlarla nasıl secdeye varacaklar?
Pantolon bu kıyafete batılıların verdikleri isim.
Bizde Tulum, Şalvar, Don gibi isimlerle anılır.
Denizciler, Süvariler, Madenciler, Köylüler kendilerine göre sitiller geliştirdiler.
Günümüzde Tayt, Kot, Kısa Pantolon/Bermuda gibi isimlerle anılan türleri de vardır.
Yediğimize, içtiğimize, giydiğimize dikkat edelim.
Kıyafetimizin kumaşından boyasına, darlığına, kesimine kadar herşey sağlığımızla ilgili.
Modacılarımız, konfeksiyoncularımız, modeller hazırlarken bu ülkede Müslüman insanlar da olduğunu unutmasınlar lütfen.
47 ve üstü büyüklükte ayağı olanlar, o darpaça pantolonları giymeleri kolay değil.
Bir de o daracık elbiselerle namaz kılmak hiç de rahat bir şey olmasa gerek.
Selam ve dua ile.