Partimi Ergenekon'un içine çekmek istediler
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu: "Bizi ısrarla olayların içine çekmek istediler. Ama benim tercihim var
Bir yıldan uzun süredir Türkiye'nin gündemini meşgul eden Ergenekon soruşturmasının iddianamesi nihayet bugün açıklanacak. Ama yine de tartışılmaya devam edilecek sorular var. Ergenekon tarafından işlendiği iddia edilen Dink cinayetinde sanıklarla BBP'nin ilişkisi var mı? Bir dönem olaylarda MHP gençliğinin üstlendiği rolü BBP mi aldı? Olaylarda partinin tabanı mı kullanılmak istendi? Yazıcıoğlu, Ergenekon ve darbe girişimlerinden haberdar mıydı? Tüm bunları partinin Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'na sorduk. Yazıcıoğlu, aynı zamanda Sivas Milletvekili.
* Bir taraftan Ergenekon operasyonu, darbe girişimi iddiaları diğer taraftan siyasetteki çalkantılar. Türkiye nasıl bir dönemden geçiyor? Aslında Türkiye, kendine geliyor. Sistemin bu bünyeyi kaldırmadığı ortaya çıkıyor. Türkiye'nin ciddi bir demokratik anayasaya ve çok ciddi bir hukuk reformuna ihtiyacı var. Ciddi bir yol kavşağındadır. Bu yol kavşağında ya tercihini demokrasiden ve özgürlüklerden yana koyacak ya da iç belirsizliklerinde zaman kaybederek daha kapalı bir ülke haline gelecek. Sonuçta demokrasiyi koruyarak, devletin üniter yapısından ve birliğinden taviz vermeyerek yerinde karar kılacaktır. Toplumsal talep bu yöndedir.
KULLANDILAR
* Ergenekon operasyonu içinde darbe girişimleri ve suikast soruşturmaları da var. Hrant Dink cinayetinde BBP'nin de adı geçiyor... Dink cinayetinin Ergenekon çerçevesinde işlendiğini iddia edecek değilim. Bu benim işim değil. Ama bir gerçek var; başından itibaren BBP bu olaya bulaştırılmak istenmiş ve partimizin zemini kullanılmak suretiyle bu hadise gerçekleştirilmiştir. Partimiz ısrarla suça ve suçluya bulaştırılmak istenmiştir. Bununla ilgili çok delil var ortada.
* Cinayetteki "Büyük abi" Erhan Tuncel, Trabzon gezinizde gönüllü korumanız değil miydi? Trabzon gezimiz sırasında bu programı takip edeceğini istihbarat birimlerine söyleyen bu kişinin, benimle çektirdiği fotoğraflar basına servis edildi. Telefon kayıtlarına göre Erhan Tuncel, emniyette ilişkide olduğu kişiyle konuşma yapıyor ve "Yazıcıoğlu, bu saatte gelecek, partiye gidilecek sonra esnaf ziyaret edilecek. Ben de bu gezi sırasında takipte bulunacağım" diyor.
* Sanıklardan Yasin Hayal de partinizin üyesiydi, cinayetten sonra da ailesine para yardımı yapıldı... Bu olaydan önce partiyle ilişkisi partimizin ilkelerine uygun davranışlar göstermediği için kesilmiş. BBP, burada aslında mağdurdur. Hayal, cezaevinde olduğu zaman ailesinin yardım talebi olmuş. Cezaevine girdi, bunun karşılığı olarak bize para verin denmemiş. 100 aileye daha yardım yapılmış.
* Duruşmada "Lider Muhsin Yazıcıoğlu'nu selamlıyorum" diye bağırdı. İlginç değil mi? Karışık dönemde böyle bir sloganın atılmasını anlamlı bulmuyor musunuz? Bize samimiyetle sempati duyan bir kişi bunu yapar mı?
BBP'YE OPERASYON
* O zaman amaç ne? Önümüzdeki dönemde yaşanacak siyasi karmaşada, millette var olan sempatinin siyasi bir zemine taşınması şansının doğduğu bir ortamda BBP'ye karşı bir kesme operasyonudur. BBP'yi ısrarla bir yere çekme operasyonudur. BBP'ye misyon giydirme çabası olarak görüyorum.
* Geçmişte MHP gençliğinin üstlendiği rol şimdi BBP'ye mi verildi? Bunlar isteniyor olabilir, arzu edenler olabilir. Ama BBP'de Muhsin Yazıcıoğlu gibi tecrübeli genel başkan var. Bir dönemin kavgasının, Türkiye'yi darbeye taşıyan ortamın içinden geliyorum. Şiddetin hiçbir davaya hizmet etmediğini kavradık. Gençliğe de şiddete dayanmayan bir siyaset tavsiye ediyoruz. Darbelerin getirdiği zararları ülkemize kaybettirdiğini anlatarak gidiyoruz. Bu ısrarımıza rağmen Türkiye'de gelişen olaylar var. Milliyetçi tabanın duyarlılıkları da, refleksleri de çabuk harekete geçer. Bunu istismar etmek isteyenler olabilir. "Siyasete duyarsız kalmayın ama hukuk zemininden ayrılmayın" diyoruz gençlerimize. Buna rağmen bize geliyor mu, geliyor. Daha kolay provoke edebileceklerini düşünenler olabilir. Şimdi böyle bir gayret var mı? Var, var olduğu da gözüküyor.
Bu gayreti boşa mı çıkardınız? Biz bu badirelerin içinden geçip gelmişiz, çok provokasyon yaşamış, bedellerini ödemişiz ve şimdi de bunları fark edecek ve boşa çıkaracak kadar feraset sahibiyiz. Bu tutmaz. Bizim her çıkış yaptığımız ve yapmak noktasına geldiğimiz ortamda böyle şeyler devreye soktular. Ayrıca ben kendine özgüveni olan bir insanım. Devletin birtakım unsurları partimizin içinden bilgi almaya çalışırsa, yasa içinde kalarak bunu yapıyorsa, bundan rahatsızlık duymam. Eğer provokasyon amaçlı olarak partimize uzantı sokmak ve oluşturmak istiyorsa bunu tespit ettiğimiz zaman tavır alırız. Nitekim aldık da. Yasadışı amaç hissettiğimizde tedbirimizi alıyoruz.
* Konuşmanızdan şunu çıkardım; Ergenekon, olayların içine BBP'yi de çekmek istedi. Siz fark ettiniz ve bunun önünü kestiniz. Yanlış mı? Bir yanlış okuma yoktur. Doğrudur. Bizi, partimizi bunun içine çekmek istediler ama benim bir tercihim var; demokratik hukuk devleti. Benim tercihim devletin üniter yapısının korunmasıdır, bireysel özgürlüklerdir.
* Peki, siz bu tavrı almasaydınız ne olurdu? O zaman çok farklı şeyler olurdu. Sonuçta Türkiye'nin demokratikleşmesine, kavgasız ve huzurlu bir döneme taşınmasına katkı sağladık. Milletimize hazırlanıp giydirilmek istenen Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışması tarzında yeni projelere en ciddi engeli biz teşkil ettik. Bunu tavrımızla, duruşumuzla, provoke edilmek istenen kitlelere karşı söylemlerimizle yaptık. Yoksa provoke edenler şuurludur, provokasyona uğrayan halk şuursuzdur. Provokasyonu yapanların teşhisi çok zordur. Provoke edilmiş halkın çılgınca ortaya dökülmesinden sonra yapacağınız hiçbir şey de kalmaz. Bu tür ciddi oyunları bozduğumuz kanaatindeyim.
* Ergenekon operasyonunun seyrini nasıl buluyorsunuz? Bir operasyon yapılır yapılmaz bir kesim bunları suçlu ilan ediyor ve "terör örgütü" olarak görüyor. Bir kısmı da kahraman ilan ediyor. Şimdi iktidar partisi "Ben savcıyım" diyor, ana muhalefet "Ben avukatlarıyım" diyor. Halbuki hukuk devletinde ne hükümetin savcı ne de ana muhalefetin avukat olma hakkı vardır. Kimsenin suç işleme imtiyazı olamaz, hukuk herkese dokunmalıdır. Eğer demokratik sisteme ve meşru hükümete karşı bir darbe girişimi varsa soruşturma, kovuşturma ve mahkeme safhalarının gereği yapılacaktır. Ama bunlar yapılırken temel insan haklarına riayet, hukuka riayet şart. Öyle okey masaları etrafında darbe yapma, demokratik nizama, sandıktan gelen iradeye karşı demokrasi dışı müdahale planları ve konuşmaları geride kalmalı. Orduyu seviyorsak siyasete alet etmemeliyiz.
* Darbe günlüklerini inandırıcı buluyor musunuz, bu girişimden haberdar mıydınız? Burası Türkiye, kaç kere demokrasi kesintiye uğradı, kaç kere modern ve postmodern darbelere muhatap kaldık. Şimdi hiç böyle bir girişim yapılmamıştır, demek mümkün değil.
* Hükümetin, darbe girişimi iddialarının üzerine bu kadar gideceğini bekliyor muydunuz? Hükümet üstüne gitmiyor. Zaten bu darbe girişimleri kendi kendine deşifre oldu. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün çabası büyük. Ordu da üstüne gidiyor
* Eskiden Özel Harp Dairesi, kontrgerilla şimdi ise Ergenekon var... Soğuk Savaş döneminde hemen yanı başımızda Kars, Ardahan ve Boğazlar'ı isteyen ve ideolojisiyle istila yapabilen bir Sovyetler Birliği vardı. Böyle bir dönemde komünizmle mücadele esasına dayanan bir direnç oluşturuldu.
* Özel Harp Dairesi, ABD'nin kurduğu bir kuruluş değil mi? Özel Harp Dairesi dış değil iç kaynaklı. Amerika kurmadı. İçerden bir ihtiyaç vardı. Bu hiç yoktu da üretilmiş bir şey değildi. Sovyetler Birliği'nden kaygı duyarak bir milli refleks göstermekte Türk milleti haksız değildi. Türkiye'de de böyle bir ideolojik saldırı vardı ve Türk milliyetçiliği de refleksini oluşturdu. Buna katkı olarak Türkiye NATO'daydı ve üye olan ülkelerin tümünde yerel direnişleri organize etmek üzere oluşturulmuş bu kuruluşlar vardı. Normal işlediğinde gayet meşru olması gereken bir kurum. Ancak bu dönemde Türkiye'nin bir transformasyona tabi tutulduğu, bizim de bir operasyona maruz kaldığımız ortada. Ama o mücadelede inanarak ve idealistçe hareket eden bir kuşağı hafife almamalıyız.
* O yıllardaki hangi olaylar için "Kontrgerillanın eylemidir" dersiniz? Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu suikastı, Ticari Bilimler Akademisi'nde patlayan bombalar, Çorum ve Kahramanmaraş olayları. Bunlar bin kere altını çizerim, ideolojik grupların siyasi mahiyetli işi değil.