Paşaların AK Parti'yi bölme planı
Orgeneral Aytaç Yalman'ın "AKP'nin kesin bölünmesi lazım. Bu kadar bütün bir parça olmaz." dediği belirtiliyor...
Ergenekon davası kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın günlükleri Türkiye'nin 2002-2004 yılları arasında yaşadığı darbe tehlikesini yeniden ülkenin gündemine taşıdı.
Komutanlarla AK Parti'nin iktidardan uzaklaştırılması için görüşmeler yapan Balbay'ın tuttuğu notlarda dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman'ın "Medyanın adam edilmesi lazım. Burada işbirliği yapmamız lazım. AKP'nin kesin bölünmesi lazım. Bu kadar bütün bir parça olmaz." dediği belirtiliyor. Dönemin MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç'ın ise "Yeni oluşum önemli. Ben temas halinde olduğum sanayi odalarına destekleyin diyorum. Neden, bu AKP'yi sadece yasal önlemlerle durdurmak mümkün değil. Bunlara giden tepki oylarını bir başkasının alması lazım." ifadelerini kullandığı kaydediliyor. Basına yansıyan darbe günlüklerini Zaman'a değerlendiren AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Ergün, AK Parti'nin bölünmesine yönelik planı hayret verici buldu. O dönemde partiye yönelik bir hamle olacağını sürekli hesaba kattıklarını kaydeden Ergün, "Partimize yönelik bir faaliyet olabileceği düşünülüyordu ama hangi isimler üzerinden olabileceği konusunda bir tespitimiz yoktu." dedi. Ergün, Abdüllatif Şener ve Turhan Çömez'in ayrılmalarının bu çerçevede değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusu üzerine, şöyle konuştu: "Onlar her şeyi değerlendirmişler. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış Bey'in eşinden ayrılmasını bile değerlendirmeye çalışmışlar. Yaşar Bey'in durumunu bile konu yapmış olmaları, AK Parti'nin içine dönük hangi eksiklikler var diye ince ince çalışmalar yapıldığını gösteriyor. Bunun gibi birçok konuyu değerlendirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Daha neleri ele aldıkları meçhul."
AK Partili Nihat Ergün, ortaya çıkan durumun demokrasi adına üzücü bir tablo meydana getirdiğini ifade ederken, günlüklerin darbe iddialarını doğruladığının altını çizdi. Darbe duyumlarını 2003'ün başlarından itibaren aldıklarını anlatan Ergün, "AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde Kıbrıs konusu, AB konusu gündeme geldiğinde bu tür eğilimlerin var olduğu, bu tür yaklaşımların olduğu duyum şeklinde ortalıkta dolaşıyordu. Ancak bu kadar somut bir veriye ulaşmış değildik." ifadelerini kullandı. Çalışmaların 1999 yılından itibaren başladığına ilişkin değerlendirmeler bulunduğuna işaret eden Ergün, günlüklerin bu tablonun 2005'e kadar sürdüğünü gösterdiğini vurguladı. Aktörlerin 'üç aşağı beş yukarı aynı' olduğunun altını çizen Ergün, şöyle konuştu: "Sürekli aynı kişiler arasında antidemokratik eğilimler var. Bugün geldiğimiz noktada bunların aydınlığa çıkmış olması, geçmişte yaşananların deşifre olması, bir kısmının yargıya intikal etmiş olması Türkiye'nin geçmişteki karanlık noktalarının aydınlanıyor olması önemli ve sevindirici bir taraf. Ama Türkiye'de belirli bir dönemde böyle kuvvetli bir eğilimin olması ve zaman zaman tekrarlanıyor olması da üzücü."
AK Parti Grup Başkan Vekili, darbe girişimlerinin kamuoyundan çok büyük destek görmemiş olmasını ise 'sevindirici' buldu. Ergün, Ergenekon soruşturmasının önemine dikkat çekerek, şu mesajı verdi: "Elbette bunlar ortaya çıkan önemli veriler. Bu verilerin takip edilmesinin gereğini ortaya koyuyor günlükler. Türkiye'nin hızlı bir şekilde demokratikleşmeyi devam ettirmesi lazım. Yargının da hızla olayları aydınlatan şekilde, süreci devam ettirmesi lazım."