Perinçek'ten İstanbul Sözleşmesi yorumu

Perinçek'ten İstanbul Sözleşmesi yorumu

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararının isabetli olduğunu söyledi.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararının isabetli olduğunu söyledi.

Ulusal Kanal’da konuşan Perinçek, “Vatan Partisi bu sözleşmeye en başından beri tek başına karşı koydu ve Türkiye’de kadına koruma getirmediğini, hatta kadını çürüten, kafese atan bir sözleşme olduğunu söyledi” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin Batı tarafından dünyaya dayatıldığını söyleyen Perinçek şu görüşlerini dile getirdi:

Bu sözleşme, kadın ve erkek dışında cinsiyetler icat ediyor. Doğada, yapımızda olmayan cinsiyetler. Bunu toplumsal cinsiyet adı altında LGBTİ diye anıyorlar. Şimdi bu sözleşmeyle Türkiye’ye de bunu dayattılar. Yalnız Türkiye’ye değil Rusya, Azerbaycan, Macaristan, Doğu Avrupa ülkeleri. Türkiye hükümet olarak imzaladı, arkasından meclisten oy birliği ile maalesef kabul edildi. Cumhurbaşkanı da o zaman onaylamıştı. Çünkü milletlerarası bir sözleşmenin meclis tarafından kabul edilmesi yetmiyor, o onaylanmasının kabulü oluyor. Aynı kanunlar gibi. Nasıl kanunları Cumhurbaşkanı imzalıyor, o sözleşmeyi de Cumhurbaşkanı imzalıyor. Fakat Vatan Partisi’nin de çok kararlı mücadelesi sonunda hakikat görüldü ve ne mutlu bize ki Türkiye bu sözleşmeden ayrıldı. Bu isabetli bir karar. Çünkü biz, geleceği olan bir toplumuz. Batıdan bize dayatılan çürüme ve yozlaşmalara karşı toplumumuzun sağlığını ayakta tutmamız lazım.

“Şiddeti azaltmıyor”

Doğu Perinçek, İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddeti önlemediğini aksine şiddeti yaygın hale getirdiğini ve kışkırttığını savundu.

Perinçek şöyle devam etti:

Robert Koch Enstitüsünün Almanya’da yaptığı araştırmalara bakıyoruz. Eşcinsellik olan durumlarda kadına şiddetin arttığını, aile içi şiddetin arttığını ve çocuklar üzerindeki baskının, şiddetin arttığını hatta çocuklara tecavüzün yaygın bir şekilde olduğunu görüyoruz. Aynı rapor şöyle diyor, eşcinsellik durumunda intiharın çok yüksek olduğunu söylüyor. Kadına şiddeti azaltsa zaten o tür sözleşmelerin en başında taraftarı Vatan Partisi olur. Biz o insanları hiçbir şekilde hor görmüyoruz, onlara karşı bir haksızlık ve yanlışlık yapmıyoruz onu ifade edeyim. Ama mutsuz olduklarını görüyoruz. Niye intiharlar oralarda daha çok, niye uyuşturucu orada daha çok kullanılıyor, niçin zorbalık, şiddet oralarda çok daha yaygın. Bu durumda kadına şiddeti yasaklayan bir sözleşme diye topluma sunulması gerçek değil.”

“Bu sözleşmenin tanrısı eşcinsellik”

Eşcinselliğin sosyal ve kültürel bir dayatma olduğunu, insanın doğasında olmadığını belirten Perinçek, “Bakın bugün ABD’nin tanrısı da eşcinsellik, Hollanda’nın da, Batı Avrupa’nın da. Nerelerde oluyor bu olay; Atina, Roma o tarihlerden biliyoruz. Bunların tanrıları eşcinseldi. Önce tanrıyı eşcinsel yapıyorlar, sonra topluma dayatıyorlar. Hangi toplumlarda bunu görüyoruz; Roma’da görüyoruz, Atina’nın çürüme dönemlerinde görüyoruz. Bakın yükseliş dönemlerinde değil yani kabile toplumundan çıkış, yükseliş dönemi değil. Artık köleci uygarlığın bittiği, kadının kafese atıldığı durumlarda. Kadın kafeste, muhabbet erkekler arasında, derken o muhabbet cinsel muhabbete kadar gidiyor. Kadın aşağılandığı ve kaf