Mehmet GÖKTAŞ
Pusuda bekliyoruz!
Hani bir zamanlar New York'ta yirmi dört saatliğine elektrikler kesilmişti de o gece sabaha kadar şehrin bütün mağazaları, çarşıları yağmalanmıştı. Medeni dünya şaşkına dönmüştü. Müslümanlar olarak bizler de bu konuyu anlatıp durmuştuk ki ‘işte sizin medeni dediğiniz dünyanız budur, bir gecede boyası döküldü foyası ortaya çıktı' demiştik.
Maalesef Müslümanlar olarak bir başka açıdan biz de aynı durumu yaşıyoruz.
Onlar elektriklerin kesilmesini bekliyorlarmış. Bizler de bir birimizin günah işlemesini, hata yapmasını, tökezlemesini bekliyoruz. Peki ne olacak? Hemen düdüğe koyup her tarafa üfleyeceğiz, bir anda her tarafa yayı vereceğiz.
Pusuya yattık, Müslüman kardeşlerimizin hatasını bekliyoruz, hem de kedinin avından gözünü ayırmadığı bir dikkatle bekliyoruz. Hele bir de tekfir edebileceğimiz bir cinsten olursa bu hata ve günah oh ne güzel olur!
Allah aşkına bu nasıl bir fecaat? Bunu hangi imanla yapa biliyoruz? Bir Müslümanın günah işlemesine nasıl sevinebiliyoruz? Cennette bize de yer açıldı, yoksa cennette boş yer kalmıyordu nerdeyse diye mi seviniyoruz? İyi bilelim ki cennet çok, hem de çook geniştir. Sadece bir kişiye verilecek cennet yerler gökler genişliğindedir.
Son günlerde hocaların, siyasilerin ve akademisyenlerin tartıştığı ‘İslam'ı güncelleştirme' konusu bıkkınlık hatta kokuşmuşluk düzeyinde seyretmektedir.
Tartışmaların seviyesizliği bir tarafa, New York yağmalamasını çağrıştıran ve bir çoğumuzun pusuda bekleme hastalığını deşifre etmesi açısından üzüntü vericidir.
Müslümanların hata yapmalarını pusuda bekleyen yeteri kadar kafir ve münafık vardır, Müslümanlar bunu görmüyor mu, kendisinin daha başka bir tavır takınması gerekmez mi?
Hüsnü zan diye bir şey bilmezler mi, duyduklarını hayra yorma diye bir özellikleri yok mudur? Hepsinden de önemlisi; kardeşinin ayıbını, günahını örtme diye Nebevi bir ilkeleri yok mudur?
Allah aşkına bu ne hal böyle? Müslüman kardeşinin hatasından, kusurundan dolayı neredeyse bayram ediyoruz, sevinçten avuçlarımız ayrık kalacak nerdeyse.
Bunu yaparken de fetvasını çabucak buluyoruz. Neymiş efendim, İslam'ı savunuyoruz. Allah için İslam'ı savunduğumuz kadar da Müslümanları harcamamaya dikkat etmeli değil miyiz?