Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Raşit Hoca

“Nümûne-i imtisal” diye bir ifademiz var. “Aynîleşilecek örnek” diye anlayabiliriz. “Nümûne-i imtisal bir insan”dı Raşit Hoca.

Sahası Hadis’ti. Yani ilmi yürüyüşü, Hazret-i Peygamber aleyhisselâm’ın dünyasında geçti. O dünyada, hem ilim yapıp hem de “Rasulullah ile aynîleşme gayreti içinde bulunmak” önemli bir hayat disipliniydi. Raşit Küçük Hoca benim gözümde onu başaran güzel insanlardan birisiydi.

Hazreti Peygamber ki, O’nunla aynîleşmek, önce O’nun yüce ahlâkını kuşanmak anlamına gelirdi, benim gözümde Raşid Hoca o yolda cehdeden müstesna insanlar arasındaydı.

Hazreti Peygamber’in izinde yürümek, O’nun, Allah Teala tarafından tebcil edilen “alemlere rahmet” vasfı ile donanmak anlamına gelirdi, Raşit Hoca’yı tanıyanlar onun yufka yüreğini, munisliğini, munsıflığını (insaflı, merhametli, Hakkı kabul eden, Hakka riayet eden) bilirler, teslim ederler.

“Sevgi Medeniyeti”ni yazmıştı. Hazreti Peygamber’in dünyasından süzdüğü dünyanın adı buydu ona göre. Bunun altını çizmek önemliydi. Ben “Güzel Müslüman olmak” demiştim, Rasûlullah’ın bir kişi için “Hasüne islâmuhû – Müslümanlığı güzel oldu” anlamına gelen hadis-i şerifini bugünlere taşımak çabasıyla. Benim “Güzel Müslüman” diye tanımlayabileceğim nadir insanlardandı Raşit Hoca.

Ben, toplum İslam’ı güzel yaşayan insanların daha çok görünür hale gelmesini seslendirdim sıklıkla, Raşit Hoca da değer kargaşası içinde toplumun savrulduğu, bazen ortada dolaşan yanlış temsiller sebebiyle İslam’ın ne olduğunun anlaşılamadığı bir zamanda “Müslüman böyle olmalı” diyebileceğimiz insanlardı Raşit Hoca.

Sekînet insanıydı. Yani durulmuş, değerlerini özümsemiş, “Dâvâsı olan” ama kavga ile alakası olmayan insandı. Raşit Hoca ile bulunduğunuz ortamda, yüksek sesli bir tartışmaya girilemezdi. Çünkü biraz sonra o kendine has derinliği, evet “sekînet”i ile konuşmaya başlar, “Bu konular böyle tartışılmalı” dercesine ortamın kalitesini yükseltirdi.

Alimdi. Hadis alimi. Yaşar Kandemir ve İsmail Lütfi Çakan Hocalarla yıllar yıllar çalışıp ülkemize kazandırdıkları ve 8 cilt halinde Erkam Yayınları içinde yayınlanan “Riyazüssalihîn Tercüme ve Şerhi” nesilleri eğiten bir Peygamber kürsüsü niteliğindedir. Bu eser, evet İmam Nevevi’nin hadis tasnifi ile de çok kendine özgüdür, üç hocamız da, anlaşılırlığına, mesajlarına büyük itina ettikleri şerhleri ile bu kıymetli eseri, bizler için eşi zor bulunur bir “Peygamber okulu” haline getirmişlerdir. Ben derim, her ailede bu eser, kendimizi, nesillerimizi eğiten bir ana metin olarak okunmalıdır. Raşit Hoca ebediyet alemine göçtü ama, işte, eserleri ile gönül dünyamıza konuk olmaya devam edecek.

Evet sekinet sahibiydi Raşit hoca, ama bu inziva halindeydi demek değil. Hayatın içindeydi. Belki pek çok alimden daha ziyade hayatın içindeydi. “İslam – toplum ilişkisi”ni dert edinen insanlardandı. Kaybedilenlerin farkındaydı, kazanılması gerekenin farkındaydı. Ama tüm bunları, sekînet içinde arayanlardandı. Böyle ortamlar için, düşüncesi – değerlendirmesi arananlardı.

Siyasetle, siyasetçilerle de ilişkisi oldu. Ama benim izlenimim, oralarda da, önceliği, “istikametin kaybedilmemesi” niteliğinde idi. Uyardı, uyarının fayda vereceğini gördüğü zeminlerde. Hastalığının tedavisi çerçevesinde bir süre kaldığı Altınoluk’taki evine davet etti, uzun uzun sohbet ettik. 28 Şubat’lı günlerde küçük bir istişare grubu içinde, memleketin her şeyini konuştuk, bizi, öteki dünyayı, dertleri, umutları vs… Uzun süredir yaşadığı sağlık zorluklarına rağmen, deyim yerindeyse “gündemden kopmadı”, sızlanmadı. Hep hayatın içinde oldu. Bunun adı da teslimiyet olmalı.

Aynı yaşlardayız Raşit hoca ile. Merhum Ayhan Songar Hoca, böyle vedalar için “Yetimi akran olduk” derdi. Ne diyelim, “Gittikçe artıyor yalnızlığımız.”

Allah’tan garîk-i rahmet olmasını (rahmet denizine dalmasını) diliyorum. İlim camiasından dostları, öğrencileri, sohbetinden istifade edenler vs… çok insanın içinde bir hasret kümelenmiştir. Onun duru sesini arayanlar, ancak hafızalarına başvuracaklardır. Herkese başsağlığı diliyorum. Ailesi eminim sabrı kuşanmıştır. Rabbim sabırlarını teselli derecesine çıkarsın.

Bu yazı toplam 566 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar