Ruhani'den tekelleşmeye tepki
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "tekelleşme ortadan kaldırılmadığı müddetçe" ekonomik problemler ve yolsuzlukların önlenemeyeceğini söyledi.
Ruhani, Başken Tahran'da düzenlenen "Milli Ekonomi Konferansı"nda yaptığı konuşmada, "Bazı konularda iç siyasetin baskısı sandığınızdan daha fazla. Tekelleşme olan yerde ülke ekonomisi kalkınamaz. Tekelleşmeye izin verilirse yöneticiler Selman veya Ebuzer dahi olsa orada mali yolsuzluklar ortaya çıkar" dedi.
Ekonominin tekelleşmeden kurtarılması ve rekabet ortamının oluşturulmasının önemine değinen Ruhani, "Ekonomik rant sona ermeli, tüm devlet kurumları ekonomik faaliyetlerini şeffaflaştırmalıdır. Halk, rakamlar, istatistikler, ekonomik planlar hakkında bilgiye ulaşabilmelidir" ifadesini kullandı.
"Şeffaflığın sağlanması ve rantın ortadan kaldırılması halinde her yere kök salan yolsuzlukla başa çıkabiliriz" diyen Ruhani, şöyle devam etti:
"Mevcut yolsuzluklarla ekonomimizin kalkınması mümkün değil. Enflasyonu düşürmeyi başardık. Enflasyonun düşürülmesi ile tüketim ürünlerinin ucuzlaması halka anlatmamız gereken iki ayrı konu. Medyadan, gerekli ve faydalı olan eleştirilerini sürdürmelerini ancak halkın güvenine zarar vermemelerini rica ediyorum.
Milli konularda sürdürülebilir büyümeye dikkat etmeliyiz. Enflasyonun kontrol altına alınmasından sonra geçen yıla göre yaklaşık yüzde 4'lük bir büyüme gerçekleşti ki bu ümit vericidir. Allah'ın izniyle bu yılın sonunda enflasyon yüzde 20'nin altına çekilmiş olacak ve ekonomimiz iki yıldan bu yana ilk defa eksi büyümeden artı büyümeye geçecek."
-"Nükleer müzakereler ilke ve ideallerimizden taviz verdiğimiz anlamına gelmez"
Hükümet olarak kapsamlı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı hedeflediklerini dile getiren Ruhani, "Ülke ekonomisi kalkınmaya başladı ancak önemli olan bunun sürdürülmesi. Siyasi tecrübelerimiz dünyadan soyutlanarak devamlı bir büyüme sağlanamayacağını ve bunun da ilke ve ideallerimizden vazgeçeceğimiz anlamına gelmediğini gösterdi" dedi.
Müzakere masasında ilkelerin tartışılmadığını aktaran Ruhani, ülke içerisinde nükleer müzakerelerin yürütülüş biçimini ve Cenevre Anlaşması çerçevesinde uranyum zenginleştirme düzeyinin düşürülmesini eleştirenlere cevaben, şunları söyledi:
"Ne biz ne de karşı taraf ilkelerden konuşmuyoruz. Çünkü bugünün dünyasında her ülke kendi menfaat ve taleplerinin peşinde ilerliyor. Yani esas konu dış politika ve menfaatlerdir, ilke ve idealler değil. Müzakerelerin ilk aşamasında, Cenevre Anlaşmasını imzaladığımızda ilke ve usullerimizden taviz verdik mi? Müzakere ettik ve anlaşma sağladık. Her iki tarafın da talepleri var. Müzakerenin anlamı da bu talepler arasında bir köprü oluşturmaktır.
Cenevre Anlaşması'nda otomotiv, petrokimya, gemicilik gibi bazı alanlardaki yaptırımlar kaldırılmış, bloke edilen paralarımızın bir kısmı iade edilmişti. Bunun karşılığında biz de daha fazla şeffaflık gösterdik ve uranyumun şimdilik ihtiyaç duymadığımız kısmını zenginleştirmeyi bir süre durdurduk. Bu anlaşma ilke ve ideallerimizin tehlikeye girdiği anlamına mı geliyor? Bizi, ilkelerimize bağlı kılan santrifüjler değil, aklımız, kalbimiz ve irademizdir."
-Milli Ekonomi Konferansı-
İlki gerçekleştirilen Milli Ekonomi Konferansı'nın bir çok alanda yenilikçi çözümler sunabileceğine işaret eden Ruhani, "Bugün bu konferansa katılan uzmanlardan beklentimiz hükümete farklı çözüm önerileri sunmalarıdır. Ekonomi alanındaki uzman, akademisyen ve öğrencilerin sayısı ne kadar artarsa, sorunların çözümü için hükümetin masasında daha yenilikçi, doğru ve profesyonel çözüm seçenekleri olur" şeklinde konuştu.
Ruhani ayrıca ülke içerisinde ki sorunların çözümüne ve kalkınmaya yönelik alınacak kararlarla ilgili, "36 yıldan sonra bir defa olsun anayasadaki referandum hakkını uygulayabilir ve önemli ekonomik, toplumsal, siyasi ve kültürel konularda meclisten kanun geçirmek yerine direk halkın görüşünü alabiliriz" açıklamasıyla referanduma sıcak baktıkları mesajını verdi.
(AA)