Rusya'ya göre Erdoğan'ın Açmazı

Rusya'ya göre Erdoğan'ın Açmazı

Eski başbakanlardan, Ortaoğu uzmanı Yevgeni Primakov, Türkiye konulu yazısında hükümet ile asker arasındaki çelişki ve...

Eski başbakanlardan, Ortaoğu uzmanı Yevgeni Primakov, Türkiye konulu yazısında hükümet ile asker arasındaki çelişki ve ABD denetimindeki Kuzey Irak'ın geleceğine dikkat çekti.

Eski başbakanlardan, Ortaoğu uzmanı Yevgeni Primakov, Türkiye konulu yazılarına devam ediyor. Geçen hafta Kuzey Irak'ta olası bir Kürt devletinden Türkiye'nin toprak bütünlüğüne kadar kritik soruları gündeme getiren deneyimli devlet adamı, bu hafta yine Moskovskiye Novosti gazetesindeki köşesinde "Erdoğan iki taraflı baskı altında" başlıklı yazıyı kaleme aldı. Primakov, Türkiye'nin atabileceği olası adımları inceledikten sora, "Peki Rusya’nın tüm bu gelişmelere karşı yaklaşımı nasıl?" sorusuna cevap verdi:

Primakov'un yazısından bazı bölümler şöyle:

"Türkiye yönetimi çifte baskı altında. Bir yandan Washington Türkiye'yi saldırı hazırlıklarından vazgeçmesi yönünde ikna etmeye çabalıyor. Öbür yandan ABD Kongresi Temsilciler Meclisi’nin Kasım ayında Ermeni soykırım tasarısı konusunu ele alması ertelendi.

ABD baskısıyla Irak Kürdistanı lideri Mesut Barzani’nin ne kadar kararlı adımlar atacağı belli değil, ama bence Barzani PKK'lılarla savaşmaz. Barzani PKK’nın silahlarını bırakmaya çağırdı, fakat Türkiye’nin saldırması halinde, savaş kapasitesi yüksek olan, emrindeki 100 bin peşmergesinin Türk askerleriyle savaşacağı uyarısında bulundu.

Bence ABD olayların bu yönde gelişmesinden korkuyor. Çünkü bunun sonucunda Irak’ın en sakin bölgesi olan Kuzey Irak’ta durum patlayacak. Irak Kürtleri arasında ABD aleyhtarı eğilimler zaten yaygın değil. Kürtlere göre, Saddam Hüseyin rejiminin yıkılması onlara bağımsız Kürt devletinin yolunu açtı. Türk ordusunun peşmergelerle çatışması durumunda Washington’un Irak ve Türkiye’de eli zayıflar.

Ancak Türkiye’deki iç politik ortam da ülke yönetimine baskı yapıyor. Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonraki dönemde Türk Ordusu ülkede çok aktif bir rol oynadı. Zaman zaman ordu, kendi fikrince iç politikadaki yanlış eğilimleri “düzeltmek” için ve sadık hükümetleri işbaşına getirmek için müdahale ederdi. Zamanla bu uygulama sona erdiyse de, ordu Türkiye'de sivil yönetimin saydığı ve tavrını önemsediği bir kurum özelliğini korudu. Üstelik geçenlerde hükümet ile ordu arasında cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili ihtilaf ortaya çıktı.

Başbakan Erdoğan’ın manevrasıyla, ordunun karşı çıkmasına rağmen Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığa seçilmesi mümkün oldu. Ama Erdoğan, aylar boyunca Türk askerlerine ateş eden PKK'lılara saldırmak istemekten başka, ülkedeki nüfuzlarını yeniden kazanmak isteyen askeri çevrelerin tavrını bundan sonra da acaba önemsemeyebilir mi? Kaldı ki ordu, Kürt gruplara son derece öfkeli olan Türk halkının desteğine dayanıyor.

Böylesine zor bir durumda Erdoğan’ın tutumu nasıl olacak? Bence ABD ile mutabakata varılarak sınırlı bir operasyon yapılabilir ve Irak Kürdistanı’nın çok içerine girilmez ve geniş çaplı operasyon yapılmaz.

Peki, Rusya’nın bu gelişmelere yaklaşımı nasıl olabilir? Soğuk Savaş yıllarında bunu saptamak kolaydı. Yani ABD’nin işine gelmeyen Rusya’nın işine gelirdi ve ABD’nin işine gelen de Rusya’nın işine gelmezdi. Şimdi bu tür “oyundan” uzaklaşmış durumdayız. Bence Türkiye’nin Irak’a saldırmaması bizim de menfaatlerimiz gereği. Hem Türkiye, hem de Irak Kürdistanı ile iyi komşuluk ilişkileri kurmak, ülkemizin çıkarlarına hizmet eder. Kuşkusuz, Irak Kürdistanı Irak’ta istikrar sağlayıcı bir rol oynuyor."

TurkRus