Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Rüya mı gördük

Ne yani, rüya mı gördük. 28 Şubat’ta post modern bir darbe yaşamadık mı?

Ergenekon, Balyoz hayal mi idi? Türkiye’de derin devlet yok mu idi. Darbeci subaylar yok mu idi.. O belgeleri savcılığa taşıyan gazeteci, her yerde uluorta, Erdoğan’ın ellerine kelepçe takıp, sokak sokak dolaştıracaklarını söylüyordu. Meydan okuyor, tehdit ediyordu..

Sahi, o Çetin Doğan, Hurşit Tolon’un o ses kayıtlarına ne oldu?.. Bana sorarsanız, ordunun içinde darbeci bir kanat vardı. Ama içeri atılanlar sadece, paralelcilerin derin devlete entegre edilmesine karşı çıkan kanattı. Diğerlerine dokunulmadı. İçeri atılanlar, sadece bu karşı çıkanlar değil, paralel yapının kendi önünde engel olarak gördüğü birtakım isimleri de içeri attılar.. Yetmedi, bir de yukarıdakiler paralel yapıya tabi olmayı kabul ederlerse yerlerine içeride tutulacak birtakım “günah keçileri”ni de bu listeye eklemişlerdi.. Bütün bunları unuttular.. 

Soruları nasıl çaldılar, kendi adamlarını nasıl terfi ettirdiler, önlerinde engel gördüklerinin sicili ile nasıl oynadılar.. İnkarla neyi değiştireceklerini sanıyorlar.. Eğer engellemeselerdi, bulundukları yerde başkaları olacaktı. Daha acımasız ve yaygın bir hukuksuzluk olacaktı büyük bir ihtimalle..

Gülen hakkında arkası arkasına açılan davalar, kırmızı bülten, yetmedi kırmızı kitap, en son olarak da “öncelikli tehdit” daha doğrusu “bir numaralı tehdit” tanımı yapıldı.

Terör de tehdit, Mafia da ve tabii derin devlet de.. Aslında rüşvet ve torpil engellenmezse, kayıtdışı ekonomi, kayıtdışı siyasetin önüne geçilmedikçe bu derin ve paralel yapılar bitmez.. Yeni paralel ve derin yapılar oluşur. Şunu görelim, yeni yapılar oluşmaya başladı bile. Şeytan bu kozu elinden bırakmayacak..

Anayasa değişikliğinden sonra, başkanlık sisteminden sonra, sanırım genel bir af çıkacak.. Ardından bu yönde yeniden girişimde bulunanların üzerine daha şiddetli gidilecek.. Tabii bu süreçte inatlaşan, meydan okumaya devam edenlerin çok canı yanacak..

Bu arada yapanın yanına kâr kalmaması gerek.. haksız şekilde edinilen makamlar, elde edilen kazanımların kamuya yeniden iadesi şart.

Paralel yapı, direnerek, tehdit ve şantajlarla inkar yolu ile kendi başına çorap örüyor. 

Gülen sürekli kendi tabanına moral ve sabır tavsiye ediyor.. Geçen gün Twitterde gördüm, yeminle söylüyor, elde ettikleri başarının ilahi bir atifet olduğunu söylüyor. Herkes aynı şeyi söyleyebilir. Her şey Allah’ın iradesi içindedir. Aslolan Allahın rızasına sahip olmaktır. Karun da çok zengindi, Firavunun da büyük bir saltanatı vardı. Bunlar onların yaptıklarının meşruiyetinin delili olamaz. Erdoğan da en dipten en tepeye sivrildi. Erdoğan’ın başarısı Erdoğan’ın başarısından daha az değil ki.. Şu kadar ülkede şu kadar okul, yurt, kültür merkezi açmış; basarsın parayı, görevlendirirsin adamlarını, media desteğini de arkana aldın mı, bir yılda da yaparsın bu işi.

Tekrar söylüyorum, bu Ergenekon ve Balyoz, derin devlet içindeki ılımlı İslam’a karşı çıkanları tasfiye operasyonu idi.. Böylece ılımlı İslamcılar derin devlete dahil edilecekti.. Yani bu operasyonlarla derin devlet tasfiye edilmiş olmayacak, aksine ılımlı İslamcılarla tahkim edilmiş olacaktı..

Türkiye şimdi hem derin, hem de paralel devletten kurtulmaya çalışıyor.. İnşallah her ikisinden, aynı zamanda kendi içindeki derin oluşumlar ve diğer paralel oluşumlardan da kurtuluruz.

Seçime az bir zaman kala birileri akılalmaz maceralara giriyorlar.. Seçim öncesi CHP ile SP’nin seçim ittifakından tutun da, Paralel yapının HDP ile işbirliğine, seçim sonrası, eğer AK Parti’yi geriletebilirse CHP, MHP, HDP arasında koalisyon hayalleri kurmaya kadar her yolu deniyorlar..

Korkunun ecele faydası yok aslında..  Bu halleri ile belki farkında değiller ama kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.

Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 998 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar