Şamil yiğit adamdı ve onurlu bir Müslüman"dı
Çeçen cihadının efsanevi komutanlarından şehit Şamil Basayevin en yakın arkadaşı Rizvan, Vakite konuştu
Çeçen dağlarında 2 bin civarında mücahidin direnişe devam ettiğini söyleyen Rizvan; "Savaşın başından beri mücahidlerin sayısı hiç değişmedi. Şehit düşenlerin yerine yenileri geldi. Halk, mücahidlere yardım etmese cihat devam edemezdi. Kadirov artık yeterince kullanıldı. Şimdi onu atıp yenisini koyacaklar. Kadirov gidecek ve yerine yeni köpekler, yeni köpeklikler yapmak için gelecekler" diye konuştu.
Arkadaşımız M. Mustafa Uzun'a konuşan Şamil'in en yakın arkadaşı Rizvan; "Onların şehadetinden sonra biz çok ezildik. Çok horlandık, çok paralandık. Onlar iyi insanlardı ve mücadelelerini şehadetle süslediler. Biz peşlerinden gidemedik" dedi.
M. MUSTAFA UZUN / BAKÜ
Uzun yıllar boyunca Çeçenistan ve İnguşetya dağlarında Ruslara karşı şanlı bir mücadele veren Şamil Basayev'in en yakın arkadaşı ile Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de konuştuk. Üniversite yıllarından beri efsanevi komutan ile birlikte mücadele veren Rizvan, Abhazya ve Karabağ savaşlarında da Şamil'in sağ kolu olarak görev yapmış. Cihad esnasında yaralanan ve Bakü'ye yerleşmek zorunda kalan Rizvan, Şamil ile olan hatıralarını anlatmaktan ise riya olmasın diye kaçınıyor. Uzun yıllar boyunca omuz omuza mücadele verdiği Şamil'e verdiğimiz önemi fark eden Rizvan, inanılmaz mütevazı ve onurlu kişiliği nedeniyle pek konuşmak istemiyor.
Cihat esnasında gözlerini kaybeden ve ağır yaralanan Rizvan, çok zor şartlar altında hayatını sürdürse de kimseden yardım istemiyor. İHH'nın sahip çıktığı ve ihtiyaçlarını karşıladığı Rizvan ile Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de tüm bunları konuştuk. Buyurun;
ONLAR ŞEHİT DÜŞTÜ VE BİZ ÇOK EZİLDİK
- Öncelikle nasıl yaralandığınız ve Bakü'ye nasıl geldiğinizle başlayalım isterseniz.
- 1995 yılında elimde bomba patladı, yaralandım. O zaman göndermek istediler ama ben kalmak istedim. Cihada devam ettik ama 2003 yılında artık mecbur kaldık, Bakü'ye geldik.
- Türkiye Müslümanları arasında bir efsane olan Şamil Basayev'in en yakın arkadaşı olduğunu duyduk...
- Arkadaşlar iltifat etmişler. Biz Şamil'in en yakın arkadaşı olsak, onunla beraber giderdik.
- Ama Şamil'in en yakın adamı olduğunuzu biliyoruz...
- Şamil ile birlikteydik, evet. O benim kardeşimdi, en yakın dostumdu, komutanımdı. Şamil dik adamdı, yiğit adamdı, büyük adamdı. Çok iyi bir Müslüman'dı. Cevher Dudayev ile de iyi arkadaştı, bize çok iyi davranırdı.
- O şehit düştükten sonra neler oldu?
- Onların şehadetinden sonra biz çok ezildik. Çok horlandık, çok paralandık. Onlar iyi insanlardı ve mücadelelerini şehadetle süslediler. Biz peşlerinden gidemedik ama onlar gittikten sonra bize çok saldırdılar.
Ama her şey Allah'ın emri ile olur, kimse onun haricinde bir şey yapamaz. Tüm kardeşlerim şehit düştü. Beraber cihat ettiğim kardeşlerim şimdi yok. Şamil'im de yok artık bu dünyada.
- Peki, cihada katılanlar iyice azaldı mı?
- Hayır. Savaşın başından beri mücahidlerin sayısı hiç değişmedi. Şehit düşenlerin yerine yenileri geldi. Eksik saflar hemen tamamlandı. Hiç eksilme yok, sadece cihadın yönü zaman zaman değişiyor. Taktik değişir, lider değişir ama amaç değişmez.
- Peki, ne kadar mücahid var?
- Bütün dünyada çok mücahid var. Dağlarda yaşamak zordur. Bu nedenle Çeçenistan dağlarında ortalama 2 ila 4 bin arasında mücahid oldu her zaman. Silah oldukça cihat devam eder. Ekmek ve silah sayısına göre mücahidler dağa çıkarlar orada.
BİZİ 15 GÜNDE YENECEKLERDİ 15 YIL OLDU
- Peki, halk bu cihada destek veriyor mu? Savaş epey uzun sürdü sonuçta...
- Halk eğer mücahidlere yardım etmese cihat devam edebilir mi? O dağlarda, o köylerde mücahidler nasıl barınabilirler? Böyle bir ihtimal olabilir mi? Sonuçta o topraklarda mücahidler var ve bunlar mücadele ediyorlar. Halk gizliden destek veriyor, yardım ediyor, ayakta tutuyor. Bilgi veriyor, İstihbarat sağlıyor, erzak veriyor. Yoksa biz orada direnemeyiz.
- Mücahidlerle görüşüyor musunuz, haberdar oluyor musunuz?
- Elbette. Mücahidlerden haberdar oluyorum, bilgi alıyorum onlardan. Oradan gelenler de haber veriyorlar bana.
- Peki, Rusya ve Kadirov ne yapıyorlar orada?
- Rusya çok düşüncesizce hareket ediyor. Kadirov'u da Rusya öldürecek. Bu böyle gitmeyecek. Kadirov gidecek ve yerine yeni köpekler, yeni köpeklikler yapmak için gelecekler. Rusya kullandığını alıp başına koymaz. Kadirov'un yerini almak isteyen çok köpek var. Bunlar çok uyanıklar. Kadirov artık yeterince kullanıldı. Şimdi onu atıp yenisini koyacaklar. Kadirov'u götürmek istiyorlar, süresi doldu onun.
- Çeçenistan ne durumda?
- Bu zalimlerin Müslümanlara karşı bir yol haritaları vardı. Bir iki hafta içerisinde işimizi bitireceklerdi. 15 yıl oldu ve hâlâ biz bitmedik. 15 günde bitecektik sözde ama dünya şahit oldu işte. Bu işi beceremiyorlar, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Ne işgal edip temizleyebiliyorlar mücahidlerden Çeçenya'yı, ne de serbest bırakabiliyorlar.
- Ne durumdalar?
- Şimdi Çeçenya'da işleri çok zorlaştı. Önce Çeçenleri bitirmek istediler. Mücahidler direnince bunu asla başaramayacaklarını bu 15 yılda anladılar. Şimdi ise İnguşetya üzerinden bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Daha önce de 200 yıldır bizi bitirememişlerdi, yine bitiremezler. Allah bizimle çünkü. Tüm imkânsızlıklarımıza rağmen Allah'ın bizimle olması yeterli.
İHH, İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILIYOR
- Siz burada ne durumdasınız? Sonuçta çalışmak güç size...
- Müslüman kardeşlerimiz yardım ediyor. Çalışmıyoruz. İş yapamıyoruz. Bakü bize vatandaşlık da vermiyor, çalışma izni de.
- Neden Türkiye'ye gelmiyorsunuz?
- Ben burada kendimi çok iyi hissediyorum. Türkiye rahat, gelip rahata alışmak istemem.
- Türkiye'yi seviyor musunuz?
- Elbette. Türkiye'yi seviyoruz ve size güveniyoruz. Biz bu durumdayken bizi çok ülkeler sattı ama siz satmadınız. Bize sadece Türkiye yardım etti.
Bunu sizi sevdirmek için söylemiyorum ama size gerçekten çok teşekkür ediyorum. Siz bize sahip çıktınız. İHH da bize çok yardım ediyor.
Her türlü ihtiyacımızı sağlıyor. Ramazan ayında, Kurban bayramında yardım ediyorsunuz.
Okul yaptırıyorsunuz, yetimlerimize burs sağlıyorsunuz. Daha ne isteyelim. Bana da çok iyi davranıyorsunuz.
- Azerbaycan'da durum nasıl?
- Azerbaycan'daki Müslümanlar zor durumdalar.
Onlar da eziliyorlar, hor görülüyorlar. Bize selam vermeye bile çekiniyorlar. Biz buna çok üzülüyoruz.
BENİ RUSYA'YA VERİRLERSE BEN DEĞİL RUSYA BUNU DÜŞÜNSÜN
- Azerbaycan, Çeçen mücahidleri zaman zaman Rusya'ya teslim ediyor.
- Beni burada istemeseler ve Rusya'ya teslim etmek isteseler dert etmem. Rusya dert etsin. Ben düşünmem, Rusya düşünsün o zaman.
- Evli misiniz?
- Evet. Cephede beraber cihat ettiğim arkadaşım şehit düştü ve ben de onun eşi ile mağdur durumda kalmasın diye evlendim.
- Siz, İslam coğrafyasının en hassas diyarlarından birinde cihad ettiniz ve ediyorsunuz. Durduğunuz yerden ümmeti nasıl görüyor ve yorumluyorsunuz?
- Herkese şunu söylüyorum: Müslümanların tek problemi var. İnananlar inanıyorlar, fakat inandıkları gibi yaşamıyorlar. Söyleyip geçiyorlar. İnandıklarının gereğini yerine getirmiyorlar.
- Peki, Çeçenistan'a dönecek misiniz?
- Çeçenistan'a sadece cihat etmek için geri döneriz. Kadirov'a iyi bir ders vermek için döneriz. Kadirov'un yalanlarına dünya aldanmasın sakın. Müslümanlar aldanmasınlar. Reklâm yapıyor o, sizi kandırmaya çalışıyor. Cami filan yaptırarak sizi aldatmak istiyor.
O Rusların köpeğidir, ne derlerse yapıyor.