Sarkozy, Akdeniz Zirvesi'nde zorlanıyor

Sarkozy, Akdeniz Zirvesi'nde zorlanıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 13 Temmuz'da Paris'te evsahipliğini yapacağı "Akdeniz için Birlik" Zirvesi konusunda Fransız diplomasisinin...

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 13 Temmuz'da Paris'te evsahipliğini yapacağı "Akdeniz için Birlik" Zirvesi konusunda Fransız diplomasisinin tüm çabalarına karşın Türkiye gibi Akdeniz bölgesindeki bazı ağırlıklı ülkelerden üst düzey katılım sözünün alamadığı belirtiliyor.

Ankara'nın da kesin bir yanıt vermeden önce Türkiye için referandum koşulunu getiren anayasa değişikliğinin Fransız Senatosu'ndan geçip geçmeyeceğini görmek isteyeceği belirtiliyor. Türkiye'nin AB üyeliği karşıtı Nicolas Sarkozy'nin ilk başta Türkiye için bir alternatif olarak planladığı ancak daha sonra AB ülkelerinin tepkileri sonucunda sulandırılmasını kabul etmek zorunda kaldığı "Akdeniz için Birlik" projesinin hayata geçirilmesi için 13 Temmuz'da Paris'te bir zirve yapılacak. Zirvede birliğin kurulmasına ilişkin bir deklarasyon yayınlanması öngörülüyor. Ancak Fransız diplomasisinin, Akdeniz'de ağırlığı olan bazı ülkelerin liderlerini zirveye katılmaya ikna konusunda zorluklarlar karşılandığı ifade ediliyor.

-TÜRKİYE'Yİ İKNA ÇABALARI-

Fransız basınına göre, Fransa, Türkiye'nin yanı sıra Cezayir ve Suriye gibi ülkelerden de en üst düzeyde katılım konusunda güvence alamadı. Ankara'nın, zirvede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül veya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hazır bulunacağına ilişkin "kesin bir söz" vermediği belirtiliyor. Türk diplomatik kaynakları da, Ankara'daki konuyu "olumlu bir perspektif"ten değerlendirmeyi sürdürdüğünü söylüyorlar. Paris de, Türkiye'den kesin bir söz almak için yaptığı girişimlerin çerçevesinde Mayıs ayında Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Jean-Pierre Jouyet'i de Ankara'ya göndermişti. Mayıs ayında Ankara'da yapılan Türkiye-AB Troykası toplantısı'na katılan ve ikili görüşmelerde bulunan Jouyet'in ziyaretinin başlıca amacının "Akdeniz için Birlik" zirvesi için Türkiye'den katılım güvencesini almak olduğu belirtilmişti. Türkiye konusunda Sarkozy'ye göre daha "ılımlı" yaklaşımları ile dikkat çeken Jouyet, Ankara'da Akdeniz Birliği'nin Türkiye'nin AB üyeliğinin alternatifi olmadığını vurgularsa da o da istediği sözü alamadı. Ancak Fransa'da son günlerde Türkiye'nin zirveye en üst düzey katılımı açısından ciddi bir sıkıntı yaratan gelişmeler oldu. Nitekim, Fransız Meclisi'nin 3 Haziran'da onay verdiği anayasa reform paketinde Türkiye'yi hedef alan bir düzenleme içeriyor. Türkiye'nin AB üyeliği karşıtı iktidardaki Halkın Hareketi için Birlik (UMP), nüfusu AB'nin toplam nüfusunun yüzde 5'ini aşan aday ülkeler için referandum zorunluluğunu getiren bir maddeyi de geçmesini sağladı. Anayasa reform paketinin yakında Senato'da da ele alınacak. Paket, Temmuz ayında da Senato ile Meclis'in ortak oturumunda oylanacak. Geçmesi için beşte üç destek gerekiyor. Türkiye'nin, zirveye katılım konusunda resmen angaje olmadan önce referandum zorunluluğunun Senato'da geçip geçmeyeceğini görmek istediği ifade ediliyor. Meclis'de yapılan oylamada muhalefetteki sosyalistler, radikaller ve demokratik sol milletvekillerinden 231'inin, pakete ret oy vermişti. Bu arada, UMP Senatörlerin bir kısmı da Türkiye'ye ayrımcılık yapılmasına karşı çıktığı belirtiliyor.

-DİĞER ÜLKELER-

Bu arada, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in geçen hafta Cezayir'i ikna için bu ülkenin hükümeti ile yaptığı temaslardan istenen sonucun elde edilmediği kaydediliyor. Le Monde gazetesi, bu konudaki haberinde Kouchner'in temaslarının ardından Cezayir Cumhurbaşkanı Abdelaziz Buteflika'nın zirveye katılıp katılmayacağı konusundaki belirsizliğin gidirilmediğine dikkat çekti. Öte yandan, Cezayir basınının Buteflika'nın zirveye katılmaması olasılığına daha çok şans tanıdığı belirtilirken Cezayir Dışişleri Bakanı Murad Medelci'nin de, Cezayir'in zirvedeki katılım düzeyine ilişkin kararın son dakika verileceğini ortaya koyduğunu da yazdı. Bu arada, Akdeniz'deki ağırlıklı ülkelerden Suriye ve Libya'nın Akdeniz projesi ile İsrail konusunda bir "normalizasyon" havasının yaratılmasını kabul etmediği de ifade ediliyor. Kaddafi'nin de İsrail Başbakanı Olmert ile aynı platformada olmayı reddederek zirveye katılmayacağını bildirdiğine de dikkat çekiliyor.