Seçim tahlili... Sandığın mesajı nasıl okunmalı?

Öncelikle, “tam 12’den vuran” milletimizi ve “Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı” seçilen Tayyip Erdoğan’ı tebrik ediyor, bu sonucun “ülkemiz, milletimiz, ümmetimiz ve dünya için” hayırlı olmasını diliyorum.

Bu “dua”dan sonra; “seçim sonuçları”nı, “yankı”larını ve “bundan sonrası”nı değerlendirelim.

Dünkü yazımda “seçim öncesi” durumu az-çok özetlemiştim... “Seçim günü” yazdığım yazıda da, ısrarla; “Dağda-bayırda, ovada ve yaylada”, yani “nerede olursanız olun, mutlaka sandık başına gidip, oyunuzu kullanın” demiştim... Çünkü biliyordum ki; birçok insan “tatil”e çıktı ve gelmeyi düşünmüyor... Birçok insan da; ya “fındık toplama”da ya “tütün kırma”da... Yani “hasat” derdinde...

Onun için dedim ki;

“Gelin, oyunuzu kullanın... Tarihe tanıklık etmeyin, tarihi siz yapın, tarihi siz yazın!”

Ne yazık ki;

Bütün çağrılara rağmen, “seçime katılım oranı düşük” oldu ve “yüzde 74’te” kaldı... Haa, bu oran; Avrupa’ya bakıldığında “yüksek bir oran”dır ama, “30 Mart’ta yüzde 82’lik katılıma” göre “düşük”tür!..

İKİ SEÇİMİN KIYASLAMASI

Peki, sandığa gitmeyenler, “kimler”dir?.. Yani “Erdoğan taraftarları” mıdır, “İhsanoğlu taraftarları” mı, yoksa “Demirtaş taraftarları” mı?..

Rakamlar ortada...

AK Parti’nin 30 Mart’ta aldığı oy, “20 milyon 519 bin”dir... 10 Ağustos’ta Erdoğan’ın aldığı oy “21 milyon”dur... Yani, “1 milyon oy artışı” vardır!..

Yine 30 Mart’ta CHP ve MHP’nin aldığı toplam oy, “19 milyon 190 bin”dir... CHP ve MHP’nin desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Pazar günü aldığı oy ise “15 milyon 586”dır... Yani önceki seçimden, “4 milyon civarında eksik”tir!..

BDP veya HDP’nin aldığı oy ise; 30 Mart’ta 1 milyon 885 bin civarında iken, 10 Ağustos’ta 3 milyon 958’e yükselmiş... Yani, Demirtaş’ın oyunda “2 milyonluk artış” var!..

“Genel durum”a bakacak olursak;

30 Mart’ta kullanılan oy “46 milyon 510 bin”dir... 10 Ağustos’ta kullanılan oy ise “41 milyon 281 bin”dir.

Demek oluyor ki;

30 Mart’ta sandığa gidip de 10 Ağustos’ta gitmeyenlerin sayısı “5 milyon civarında”dır!..

“Toplam seçmen sayısının 52 milyon 894 bin” olduğu düşünüldüğünde; 30 Mart’ta “yaklaşık 6 milyon”, 10 Ağustos’ta ise “yaklaşık 11 milyon” seçmenin sandığa gitmediği görülüyor.

SANDIĞA NİYE GİTMEDİLER?

Peki, bu insanlar niye sandığa gitmemiştir?.. Birinci sebep, “hasat mevsimi” olması... İkinci sebep “tatil mevsimi” olması.

Üçüncü sebep ise;

Hem “rehavet”, hem “tepki!”

AK Parti seçmeninin bir bölümü sandığa gitmemiştir, çünkü; “Nasıl olsa Erdoğan kazanacak... O halde, ben kullanmasam da olur” diye düşünüp, “rehavet”e kapılmış, rahatını bozmamıştır...

CHP’li ve MHP’li seçmenin bir kısmı sandığa gitmemiştir, çünkü; “Ekmeleddin İhsanoğlu içime sinen bir aday değil... Onun için tatilimi yarıda kesemem” diye düşünmüş ve “konfor”undan vazgeçmemiştir...

Peki, Selahattin Demirtaş; 30 Mart’ta yüzde 4 olan HDP’nin oyunu 10 Ağustos’ta nasıl yüzde 9.7’ye çıkarmıştır?.. Yani, 1 milyon 885 bin olan oyunu, nasıl “3 milyon 958 bin”e çıkarmıştır?..

Demirtaş’ın “fazladan aldığı 2 milyon oy”da; verdiği “birlik ve beraberlik mesajları”nın elbette büyük rolü vardır... Ama, bu “2 milyon oy”un büyük kısmı, “CHP tabanından giden oylar”dır, yani “emanet oylar”dır...

“Ekmeleddin İhsanoğlu’nu içine sindiremeyen” CHP’li seçmen; “hiç olmazsa solcu olduğu için”, Demirtaş’ı tercih etmiştir...

Demirtaş’ın aldığı oyda; “Birinci turda Demirtaş’a oy vereyim, eğer ikinci tura kalırsa Erdoğan’a oy veririm” diye düşünen “AK Partili Kürt seçmenin oyu” da vardır.

Dolayısıyla; Demirtaş’ın bu “oy artışı”na güvenip de hesap yapmaması gerekir... “Genel seçim”de, bu “emanet” oylar “kendi yuvalarına” dönecektir...

RAKAMLARIN DİLİ

Peki, AK Parti seçmenin bir kısmı “oy kullanmadı” veya “Demirtaş’a oy verdi” ise, Erdoğan’ın oyları nasıl arttı?..

Bunun izahı da şu:

CHP seçmeni nasıl ki Demirtaş’ı, hatta Erdoğan’ı tercih etti, MHP’li seçmenin bir kısmı da Erdoğan’dan yana tercih kullandı ve bu da, “Erdoğan’ın oylarının artmasına” yol açtı...

Resmî olmayan sonuçlar ortada:

Erdoğan: Yüzde 52

İhsanoğlu: Yüzde 38

Demirtaş: Yüzde 9.7

Bu da gösteriyor ki;

30 Mart’ta “yüzde 45.5” olan AK Parti’nin oyları, 10 Ağustos’ta “yüzde 52”ye yükselmiş yani Erdoğan’ın oyları, “partisinden 6-7 puan daha yükseğe” çıkmıştır.

30 Mart’ta, “toplam oyları yüzde 43” olan CHP ve MHP’nin oylarına, 10 Ağustos’ta “12 partinin ve Pensilvanya’nın da oyları” eklendiği halde, onların desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu’nun oyları “yüzde 38’e” gerilemiştir!..

Ne demektir bu?..

Bu, “çatının çökmesi” demektir... AK Parti’nin “balkon”u büyürken, CHP ve MHP’nin inşa ettiği “çatı” çökmüştür!..

PARALEL DE ÇÖKTÜ!

Sadece CHP ve MHP’nin değil; Pensilvanya’nın “İhsan-ı Ekmel”i de, “Hezimet-i Ekmel!.. Hüsran-ı Ekmel!.. İflas-ı Ekmel” olmuştur!..

Ve görülmüştür ki;

“Beddua”dan, “iftira”dan, “entrika”dan, “kumpas”tan, “tuzak”tan ve “hakaret”ten başka hiçbir şey bilmeyen “Pensilvanya” ile “belden aşağı porno tweetleri” atan “Paralel Çete’nin klavye militanları”nın, hiçbir “oy”larının, hiçbir “güç”lerinin ve hiçbir “karşılık”larının bulunmadığı, “kof” oldukları, “balon” oldukları ortaya çıkmıştır... Artık, “Pensilvanya ve onun klavye militanları”nın akıllarını başlarına alma ve “bükemedikleri bileği öpme” zamanı gelmiş ve geçmektedir!..

Evet, onlar “Çatı”da varlardır ama “taban”da yoklardır.

Dün de yazdığım gibi;

Amerika veya Avrupa, “9. defa seçim kazanan ve her seçimde oylarını artıran Erdoğan”la çalışmayı tercih edecek, “hiçbir etki gücünün olmadığını gördükleri Pensilvanya ve onun klavye militanları”nı defterden silecek, “Paralel” giden yollarını ayıracak, sırtlarındaki bu “kambur”dan kurtulacak ve onların üzerini çizecektir!..

Bugün değilse, yakında!..

HİLÂL VE MEHTAP

Kim, ne derse desin;

Hiçbir “demokratik ülke”de, Tayyip Erdoğan gibi, “üst üste 9 seçim kazanan”, üstelik “her defasında oyunu artıran bir lider” yoktur...

Toplumdaki bu “Erdoğan sevgisi”nin “sosyal ve siyasal araştırma konusu” yapılması gerekir... Bence, “önemli bir tez konusu”dur ve mutlaka araştırılmalıdır!..

Halkın Erdoğan’a “teveccüh”ünde, “sevgi”sinde, mutlaka “Bizden biri... İçimizden biri” olmasının rolü vardır... Ama, kesin olan bir şey var ki; sık sık “Bize Allah yeter” diyen Erdoğan’a, Cenab-ı Allah da yardım etmekte, onun yolunu açmaktadır.

Ne ilginç değil mi;

Erdoğan’ın, 27 Mart 1994’te yapılan mahallî seçimlerden “İstanbul Belediye Başkanı” olarak çıktığı gün, “Ay yeni doğmuş” ve gökyüzünde “Hilâl” vardı...

“Cumhurbaşkanı” seçildiği 10 Ağustos Pazar günü ise, “Ayın 14’ü” idi, gökyüzünde “mehtap” vardı ve “Türkiye’yi en parlak ışığı ile aydınlatıyor”du!..

Bunlar “tesadüf” müdür,

“İlâhî bir tecelli” mi?..

ÇATININ KERESTELERİ!

Akit’in dünkü 1. sayfasında yayınlanan “harita”yı gördünüz... “Sahiller ve Eskişehir” ile “Güneydoğu” hariç, Türkiye’nin her yanı “turuncu”ya boyanmıştı.

55 ilde Erdoğan,

15 ilde İhsanoğlu,

11 ilde Demirtaş kazanmıştı.

Erdoğan “55 ilde birinci, 24 ilde ikinci” olurken, “Sadece Tunceli’de 3. sıraya düştü” ki; “Aleviler”in bu tavrı üzerinde düşünmeye değer.

Buna karşılık, Erdoğan’ın “en yüksek oy” aldığı Rize ve Bayburt halkını kutlamak gerekir.

İhsanoğlu, sadece “deniz sahilindeki şehirler”den değil, “orman katledilerek inşa edilen mahalleler”den de büyük oy almıştır ki, bu sonuçlar “Gezi zekâlı” taifesine “kapak” olsun!..

İşte Acarkent!..

Türkiye genelinde “yüzde 38” oy alan İhsanoğlu, “orman katledilerek inşa edilen Acarkent’te yüzde 76 oy almıştır”, iyi mi?..

Heeyy “Gezi Zekâlı”lar,

Heeyy “Çapulcu”lar;

“Çatı”ya kereste ve tomruk taşıyan bu “orman katilleri”ne bir diyeceğiniz olmayacak mı?

Ve siz, Acarkent’te oturan “kalem” sahibi “gazeteci”ler!.. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazeteciler için, “Kiralık kalemler!.. Satılık kalemler!” ifadesini kullandı, cevap vermeyecek misiniz?..

27 AĞUSTOS’TA KONGRE

Söylenecek söz çok...

Ama biz; “Hatice’ye değil, netice”ye bakalım... Netice ortada: “Tayyip Erdoğan, 9. defa seçim kazanmış ve Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı” olmuştur.

Gerisi hikâye...

Bugüne kadar bütün kararlarını “istişare” ile alan ve yine bugüne kadar “ortak akıl”la hareket eden Tayyip Erdoğan, dün yine “AK Parti kurmayları”nı toplamış, onlarla “istişare” etmiş ve “27 Ağustos’ta kongre” kararı almıştır!..

27 Ağustos’ta “AK Parti Kongresi” yapılacak, “Genel Başkan ve Başbakan” seçilecek, elbette “kabine” değişecek ve 28 Ağustos’ta da; “Hem Başbakanlık, hem Cumhurbaşkanlığı devir-teslimi” yapılacaktır.

Haa, “Genel Başkan ve Başbakan” kim olacaktır?.. Hiç fark etmez... Mehmet Ali Şahin de olabilir, Binali Yıldırım ve Ahmet Davutoğlu da olabilir... “Sürpriz” yapmayı ve “ters köşeye yatırmayı” seven Erdoğan, belki yine “sürpriz” yapabilir ve “üç isimden başkasını” ilân edebilir... Ama, öyle sanıyorum ki, dünkü “istişare toplantısı”nda, bütün bunlara karar verilmiştir.

“İstişarede bereket vardır” hükmünden hareketle diyorum ki; belirlenen isim “hayırlı” olacaktır...

Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı, potansiyel adayın Başbakanlığı, “öncü ülke” olma yolundaki Türkiye’ye hayırlı olsun... 

*****************************************************************

Dünden-bugüne Erdoğan... Ne dediler, ne oldu?

Siyasete girdiğinde “çırak”tı, sonra “usta” oldu.

Ona “Reis” diye hitap ediyorlardı, şimdi “Cumhurreisi” oldu!

10 Ağustos’tan önce, ona “Milletin Adamı” diyorlardı, şimdi “Milletin Başkanı” oldu.

15 yıl önce, ona “Muhtar bile olamaz” diyorlardı, oysa o, önce “Başbakan”, sonra “Cumhurbaşkanı” oldu...

Ve yine, 15 yıl önce “Siyasi hayatı bitti” diyorlardı, ama o; “siyasi hayatında 9. seçim zaferini kazandı” ve hâlâ “Bu şarkı burada bitmez” diyerek, yoluna devam ediyor... Ona “İngilizce bilmiyor” dediler ama o “iki kelime İngilizce” konuşup, “One minute” diyerek, dünyayı salladı.

Ona “Uzun Adam” dediler... Gerçekten de, hem “boyu uzun”du, hem “yolu uzun”du... Arkasında; “Vaiz lobisi ile faiz lobisi sömürdüğü” için yeterince beslenemeyen ve dolayısıyla “boyları kısa kalan” insanlar vardı... İşte bu “kısa adam”lar, “Uzun Adam”ın yanında yer aldı ve onu Cumhurbaşkanlığı’na taşıdı... Şimdi ona; “Aldığın oy Köşk’e yeter, Başkanlığa yetmez” diyorlar!..

Yetip, yetmediğini zaman gösterecek... 

Biz “sabırlı adam”larız...

yeniakit

Bu yazı toplam 600 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar