Şehit Süleymani'yi Duygulandıran Olay
Hizbullah Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali Damuş, Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Korgeneral Kasım Süleymani'yi duygulandıran olayı anlattı.
SUNUCU: Bilmiyorum bazılarının kalbinde neden maraz var? Kur'an buna işaret ediyor; 'Her ne yaparsanız yapın siyah kalpler nurlanmaz.' Afganların arkasından sürekli, 'Onlar para için Suriye'ye gidiyorlar' diye iftira attılar.
Fatimiyyun Tugayları'nın kahraman şehitleri. O dilaver Afganlılar mazlumdular. Kahramanca şehit oldular. Hatta aileleri artık Afganistan'da kalamadılar. Orada kendilerine, 'Neden siz Hz. Zeynep'in türbesini savunmak için Şam'a gittiniz' diye çıkıştılar. Fatimiyyun kahramanları.
Şeyh Ali Damuş: İzin verirseniz ben size 5 yaşındaki bir Afgan kızı anlatayım. Onlar, Kasım Süleymani'nin elinde yetiştiler. Bir kere Hacı Kasım'ın da bulunduğu bir mecliste bunu anlattığımda Hacı Kasım çok ağladı.
Toplantıdan sonra beni kenara çekti ve dedi ki, 'Bu olayı bana bir daha anlat, ben ağlayayım.' Dedi ki, 'Bu anlattığın olay bazı geceler benim mersiyem olacak.' Yaşadığım olay şuydu: Ben altı Fatimiyyun şehidinin anma toplantısında konuşmacıydım. Meclise girerken 5 yaşlarında elinde küçük bir çerçeve içinde fotoğrafla bir Afgan kızı birini arıyor ve şöyle diyordu;
'Suriye'den gelen amca kimdir?' [Bunu Hacı Kasım'a anlattığımda omuzları sallanarak ağladı.] Kıza beni göstererek dediler ki, bu amcan Suriye'den yeni geldi. O kız çocuğu o güzel Afgan lehçesi ile bana dedi ki, 'Amca, bu babamın fotoğrafı. Babam 6 ay önce şehit oldu. Cenazesini daha getirmediler. Sen onu tanıyor musun?'
Ben, bu kıza ne söyleyebilirdim ki! Şam harabelerinde Hz. Rugeyye de babasını istiyordu. Onun yanına babasının kesik başını getirmişlerdi. Onu görünce oracıkta düşüp şehit oldu. Fotoğrafa baktım ve tanıdım. Daeşliler babasının başını kesmişlerdi bedenini de yakmışlardı. Ondan geriye hiçbir şey kalmamıştı. Çocuğa bir şey diyemedim. Sadece ağladım. Kız çocuğu bana dedi ki; 'Amca, önemli değil tanımasan da ağlama.'
SUNUCU: Halbuki onu tanımıştınız.
Şeyh Ali Damuş: Dedi, ağlama amca! Dört beş yaşındaki bu kız tıpkı Hz. Rugeyye gibiydi. Benim sohbetimden önce minbere çıktı ve cemaate sohbet etmeye başladı. Bu çocuğun emanetdarı şehit eşine selam olsun.
Tıpkı Hz. Zeynep gibi dedi ki bu kız çocuğu: 'Ben Rasulullah'ın kızıyım. Ben Ali'yyul Murtaza'nın kızıyım. Ben Fatıma'tüz Zehra'nın kızıyım. [Hacı Kasım'a Fatıma der demez onun Hazreti Fatıma'ya çok büyük bir ilgisi vardı] Ben Hz Mehdi'nin kızıyım. Ben Seyit Ali'nin kızıyım. Kim dedi ki benim babam yoktur.
Ey Daeşliler, tekfirciler, Suudlular, Siyonistler eğer ben babamı Hazreti Zeynep'i korumak için şehit verdiysem bugün rehberim Seyit Ali benim babamdır. Amca amca bana bak amcacığım bana bunları öğrettiler.
Fakat ben sana bir şey söyleyeyim mi? [ Meclisteki herkes hıçkırıklarla ağlıyordu. Artık benim konuşmama da gerek kalmamıştı. 5 yaşındaki kız çocuğu fırtınalar koparmıştı.] Amca bana bak! Tekrar Suriye'ye gidecek misin? Babamı yine arayacak mısın? Amca, babam bulunmasa da önemli değil.
Fakat eğer Suriye'ye gidersen benim yüzüme bak ve babamın cenazesini bulduğunda ona de ki, 'Kızının yüzüne vurmadılar. Sen Rugeyye'yi koru. Amca, bak benim küpelerim yerinde duruyor.' Mecliste ağlama ve feryat sesleri göğe yükseldi. Hacı Kasım defalarca bunu bana anlattırdı ve ağladı. Kalbi duracak sandım. (kudusgunu.com)