Senaryo İsrail'in Yahudiliği İle Başlıyor
İsrail’in Annapolis sonrası dönemin Filistin-İsrail müzakerelerini çıkmaz yola götürmek için biri başta, diğeri yolun sonunda kullanacağı iki kartı var.
İsrail’in Annapolis sonrası dönemin Filistin-İsrail müzakerelerini çıkmaz yola götürmek için biri başta, diğeri yolun sonunda kullanacağı iki kartı var. Her iki durumda da İsrail sınırsız Amerikan desteğiyle donatılmış olarak kalacak. İşte Annapolis toplantısının özeti bu.
AHMED AMRABİ/ Genel Yayın Yönetmeni
Birinci kart ‘İsrail devletinin Yahudiliği’. Bu kartın önemi, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in Filistin Başkanı Mahmud Abbas’la müzakerelerinin başlaması için Filistin tarafının öncelikle İsrail’in Yahudi ümmetinin vatanı olduğunu itiraf etmesinden geliyor.
İSRAİL’İN ‘YOL HARİTASI’ OYUNU
İkinci kart ise İsrail şayet resmi olarak Yahudi kimliğinin tanınması şartını koparıp müzakerelere girmeye onay verse dahi, iki taraf arasında bağımsız Filistin devletinin kurulması üzerinde anlaşmaya varılması sonrası İsrail’in müzakerelerin sonunda yol haritası frenine başvurması ve Filistin yönetimine şöyle demesidir: ‘Evet anlaştık ancak anlaşma Ebu Mazin yönetiminin yol haritasının öngördüğü üzere ‘Filistin terörünün temel yapısını çözme’ misyonunu yerine getirmesi yani başta HAMAS olmak üzere Filistin ulusal direniş gruplarının nihai olarak bitirilmesi sonrası hayata geçirilebilir.’
ABBAS’IN ZOR TERCİHLERİ
Filistin yönetimi İsrail devletinin Yahudiliğini tanırsa otomatikman Filistinli mültecilerin dönüş hakkını ve İsrail’de yaşayan Filistin azınlığının haklarını düşürmüş olacaktır. Ebu Mazin yönetimi ikinci şarta yani Filistin ‘terörünün’ bitirilmesi şartına onay verirse, bunun anlamı Filistin yönetiminin HAMAS ve diğer direniş gruplarına kapsamlı savaş açması olacaktır.
İSRAİL ŞARTLARA TUTUNUYOR
Peki bu iki İsrail şartı imkansız mı? Evet imkansız. İşte İsrail bu sebepten dolayı görüşmelerin kendi egemenliğine bağlı zayıf bir devlet yerine bağımsız bir Filistin devleti kurulması durağına gelmesini engellemek için bu iki şarta tutunuyor.
Bazı insanlar ABD’nin kendi gözetiminde Annapolis toplantısı çağrısı yaparak yeni bir şeyler getirdiğini düşündüler veya düşünmeye karar verdiler. Fakat Başkan Bush’un açılış konuşmasını yazan sanki Ehud Olmert’ti.
ABD başkanı ülkesinin İsrail’in Yahudi devleti ve Yahudi halkının vatanı olarak güvenliğini muhafaza edeceğini açıklayarak İsrail’in Yahudiliğine vurgu yaptı. Bu açıklamayı derinleştirmek için Bush ayrıca Annapolis konferansındaki amacın İsrail ile Filistinliler arasında müzakerelerin başlatılması olduğunu dile getirdi.
ARAPLAR VE SURİYE BOŞUNA KATILDI
O halde soruyoruz: İsrail ile bütün Araplar arasında kapsamlı bir çözüme dayanan ve Amerikalı yetkililerin konferansın kaynaklarından biri olacağını resmen açıkladığı ‘Arap barış girişimi’ nerede? Bush’un adamlarının ‘konferansın çalışma cetvelinde olacağı vaadinde bulunmaları sonrası Suriye’nin Golan Tepeleri sorununun konferanstaki yeri nerede? Bu iki soruya binaen bir daha soruyoruz: Suriye de dahil Arap ülkeleri temsilcileri bu toplantıya niçin iştirak ettiler?
BUSH DOSYAYI HALEFİNE BIRAKACAK
Annapolis sonrası İsrail-Amerikan yavaşlatmasının yeni bir dönemi olacak. Bu yüzden Bush’un konuşmasında geçen İsrail ile Filistin yönetimi arasındaki müzakerelerden, hedefin ‘2008 yılı sona ermeden önce’ barışçıl çözüme ulaşmak olduğunu anlıyoruz. Zira ABD başkanı bu takvimi elzem olduğu için değil, ‘mümkün olan bütün çabayı harcama’ temelinde belirledi.
O halde senaryoyu şöyle tasavvur edebiliriz: 2008 Kasım'ında Amerikan başkanlık seçimleri takvimi gelince o vakit George Bush ‘sorunu’ halefine bırakacak. Böylelikle Amerikan-İsrail oyunu bir kez daha aynı kareden başlayacak.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayımlanan El Beyan gazetesi, 1 Aralık 2007 Arapçadan çeviri: Halil Çelik / Vakit