Sayın Karadayı artık konuşmalısınız
Sayın Karadayı siz Anadolu çocuğusunuz, fakat Çankırı’nın sokaklarında rahat dolaşmak istiyor musunuz? Neden Fenerbahçe Orduevi’nden çıkmıyorsunuz? Hakkınızda yazılan ve çizilen birçok bilgiye rağmen susmanız nedendir? Toplumu bilgilendirmeyen tek Genelkurmay Başkanı siz kaldınız
“Sükût ikrardan gelir” sözüne dayanarak aşağıda olan olayları kabul ettiğinizi mi düşüneceğiz?
Birincisi 1995’li yıllarda siz Genelkurmay Başkanı iken oğlunuz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinde göz ihtisasını kazandı: Göz kliniğinin 5 yıllık kontenjanını bir senede açtınız. 7 kişi içinde oğlunuzun göz ihtisasına girmesini sağladınız. Bu imtiyazlı bir muamele değil mi?
1994 yılının yazında gazetelere psikolojik harekât kapsamında “GATA’da irtica var” haberi yaydınız. Daha sonra bu haberleri kanıt yaparak Batı Çalışma Grubu’nu oluşturup GATA Ankara ve Haydarpaşa’dan 35 hekimi tasfiye ettiniz.
Aynı şekilde Çubuk’ta 1980’lerde İRAN Kara Kuvvetleri Komutanı’nın bazı söylemlerini kullanarak “Türkiye İran olacak” korkusunu sürekli vurguladınız. Türkiye için reel olmayan bir korkuyu yakın tehdit olarak psikolojik harekâtta kullanarak 28 Şubat’ın baş aktörü oldunuz. Genelkurmay Başkanı olarak dostunuzla düşmanınızı karıştırıp silahsız kuvvetleri harekete geçirerek “post modern darbe” yaptınız. Sonra “Nizamiye’den döndük” dediniz.
Sincan’da tankları yürütme emrini siz verdiğiniz halde Doğu Aktulga paşayı İzettin İyigün paşaya göndererek ikna ettiniz. Bir sorun çıkarsa Genelkurmay bilmiyor dedirttiniz. İzzettin paşa cesur ve yiğit bir subay olduğu için hemen sorumluluğu aldı.
Her şeyin karar vericisi olduğunuz halde hep Çevik Bir ve Birol Özkasnak paşaların imajını ön plana çıkardınız.
Sizin için Türk Gladiosu olan Ergenekon’un lideri dendi. Haftalık dergilerde yazıldı. Ama siz hiç yalanlamadınız.
1980 öncesi komünizm korkusunu kullanarak psikolojik harekâtı yürütürken şimdi İran korkusunu kullanarak psikolojik harekâtı yürüttüğünüzü açıkça söyleyebiliyor musunuz?
Sayın Karadayı, 22 Temmuz seçimlerinin sonuçları sizin savunduklarınızın ve eylemlerinizin onaylanmadığı anlamına geliyor mu?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güven kaybetmesine neden olduğunuz için vicdanınız rahatsız olmuyor mu?
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni değiştirerek ürkek siyasetçilere imzalattırdınız. Hem silah hem siyaset olmazken bu derece siyasete orduyu dahil etmek doğru muydu?
Hükümeti devletten ayırmak, ayrı bir devlet politikası belirlemek en yoğun sizin döneminizde yaşandı. Nasıl Silahlı Kuvvetlerde tek seslilik esas ise, devlette de tek seslilik olması gerekmez mi?
Soğuk Savaş döneminde gayri nizami savaş örgütleri kuruldu. Maalesef Diyarbakır Cezaevi’nde kurt köpeklerine tekmil verdirilme olayları yaşandı. Bütün NATO ordularında bu birlikler dağıtıldı. TSK’da neden dağıtılmadı?
Özel Kuvvetlerde 1990 öncesi ülkücü kadrolaşmanın yerini bugün İşçi Partili kadrolaşmanın aldığı söyleniyor. Ankara’yı savaş alanına çevirecek bu uygulamayı en iyi bilen sizsiniz.
1993 yılında Belçika’da NATO toplantısında sizde vardınız. Bu toplantıda mavi kuvvetler yerine yeşil kuvvetler koyuldu. NATO dini tehlike olarak tanımladı. O tarihte irtica ve kökten dincilikle mücadeleyi dinle mücadeleyle karıştırmamak gerekir demeniz gerekmez miydi? Toplumun bir kısmını iç düşman olarak tanımlamanız doğru muydu?
Din istismarı yapanlardan haklı olarak rahatsız oldunuz. Din istismarının istismarını yaparak bazı radikal grupların hatalarını büyütüp TSK’da tasfiye hareketinin başlatılması doğru muydu?
Sayın Karadayı, sizin dışınızdaki bütün Genelkurmay Başkanları toplumu bilgilendirdi. Sıra sizde. Niyetinizin iyi olduğunu biliyoruz ama yönteminizin yanlış olduğunu görünüz. Çetelerle ilgili en iyi cevapları sizden alacağımızı biliyoruz. Lütfen konuşunuz. Fikirlerinize Türkiye’nin ihtiyacı var. Devletin içerisinde sizi de korkutan bazı yapılanmalar varsa bunların silkelenmesi gerekir.
Genelkurmay eski başkanına Doğan Bey deme küstahlığını gösteren tutucu, statükocu yüksek rütbeli subaylara dünyanın değiştiğini en iyi siz anlatabilirsiniz.
haber7