Bunu söyleyen Prof. Dr. Yılmaz Esmer.
Hani, "Değerler Araştırması 2012"yi yapıp da "Toplumun dindar olduğu" ve "dindarlığının değişmediği ama daha görünür hale geldiği" sonucuna varan, Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi...
Prof. Esmer, Vatan'dan Mine Şenocaklı'nın "Kaç yıldır endişelisiniz" şeklindeki sorusuna karşılık söylüyor başlıktaki sözü. Sözün tamamı şöyle:
"Ben, 1950'den beri endişeliyim. 4 yaşında çocuktum ama o zamandan beri endişeliyim. Yani Menderes zamanından beri. Demokrat Parti'nin dinle devlet işlerini biraz karıştırmaya başladığından beri."
4 yaşında, din ile devlet ilişkilerinin karıştığının farkına varabilmiş, yani öyle böyle değil, Türkiye'nin ana geriliminin içine düşmüş, tam siyasal bilinç kazanmış bir kişi. Bunu, öyle böyle birisi değil, adı üstünde bir profesör söylüyor.
Nasıl oldu 4 yaşında bu uyanış acaba?
Yoksa bu, genetik bir tevarüs (miras alma) olmasın.
4 yaş sendromu
Prof. Esmer'in 4 yaşından, yani 1950'den önceki dönemi "Tek Parti" dönemi.
O zamana ilişkin bir endişeden söz etmiyor.
Acaba demek geliyor insanın içinden, Tek Parti dönemi 1949'da sona erseydi o çocuk, 3 yaşında mı endişe duymaya başlayacaktı, 1948'de sona erseydi, 2 yaşında mı?
Nasıl bir şey bu?
Prof. Esmer Türkiye'de laiklik-dindarlık arasında bir ikilem bulunduğunu ve bunun Cumhuriyet'in başından beri devam ettiğini söylüyor.
Bu süreç içinde, dindarların karşı karşıya bulunduğu baskıları laiklik tanımındaki uzlaşmazlıkla izah edip geçmiş ama 4 yaşından beri yaşadığı endişenin altını çizmekten geri durmamış.
Prof. Esmer'in bu "4 yaş sendromu"nu anlamaya çalıştığımızda, aslında muhtemelen endişeli modernler"in dünyasını da anlamış oluruz diye düşünüyorum.
Herkes bilir ki, 4 yaşındaki bir çocuğun siyasal bilinç edinmesi ancak bizatihi kendisine ya da ailesine dokunan bir etki ile mümkün olabilir. Bunu mesela, Menderes ailesi ya da Demokrat Partili aileler bedenlerinde yaşamışlardır. Sonraki darbe dönemlerinde de ya da mesela Doğu-Güneydoğu'daki köy boşaltmalarında, jandarma dipçiğinin babayı-anayı vurduğunda da yaşayan çocuklar vardır.
Ama 1950, bir seçim sonu iktidar değişmesinin tarihidir, o kadar.
Prof. Esmer'in 4 yaşında yaşadığı şok, CHP'nin iktidardan düşmesinin getirdiği şok olmasın?
Ve bugün pek çok endişeli modernimiz, Demokrat Parti'nin ya da daha önceye giderek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırka'nın temsil ettiği toplumsal iradenin, toplumun "kahir ekseriyeti"ni oluşturuyor olmasına karşı duyulan kabul edememezlik olmasın?
Asıl sorun
"Toplum fazla dindarlaşmışmış!" Oh be!
"Toplum travestiler karşısında daha tahammüllü hale gelmişmiş." Oh be!
Ne bu, tatmin oluşların arkasındaki psikolojik saik?
Bakıyorum mesela 15 yaşındaki bir öğrencinin sınıfta öğretmenini öldürmesi karşısında, "Nereye gidiyoruz biz" gibi bir "modern endişe" gözlenmiyor.
Travesti olayı karşısında, sade bir insanın kaygısı, "endişeli modernler" dünyasında bir karşılık bulmuyor.
Ama bir bayan öğretmenin, diyelim Bakırköy'de, Moda'da bir okulda başını örtüp derse gireceği tutsa, "Bunlar buraya da mı geldiler" kıyameti kopuyor. "Endişeli modernler" topluluğu, savaş baltalarını çıkarıp, o öğretmeni o okuldan sürmek için cephe açıyor.
Ecevit'in, Merve Kavakçı'yı Meclis'ten sürmek için sergilediği öfke, endişeli modern öfkesinden başka bir şey miydi?
Başörtülü kamu görevlisi hâlâ yok, milletvekili hâlâ yok!
"Modernite" saplantısı hâlâ terör estiriyor bir kesim üzerinde ve hâlâ "endişeli modernler" yaşam tarzlarına müdahale edileceği kaygısıyla kamuoyu oluşturuyorlar.
Bence sorun, jakobenizme ayarlı modernleştirme misyonerlerinin asıl 1950 sonrasının demokratik açılımını içine sindirme sorunudur. 4 yaşı bir sorgulayın Sayın Esmer.
bugün