Arşiv
Rasim Özdenören / Yenişafak
2 Kutsi Hadis
Kutsi Hadis, Kur'an dışında kalan Allah kelamıdır ve ona izafe edilir, bazen Peygambere izafe edildiği de olur. Kur'an ise yalnızca Allah'a izafe edilir. Hadisi Şerif, bizzat Allah Resulü'nün kelamı olarak beyan edilirken; Hadisi Kutsi, bundan farklı olarak Allah'ın Resulü tarafından Allah'a izafeten ve onun kelamı olarak nakledilir.
Aşağıya iki Kutsi Hadis alıntılıyorum (Kaynak: A. Fikri Yavuz, 40 Kudsi Hadis, İst, 1976, ss. 84 ve 87).
* Ey insanlar! Dünyayı nasıl sevip istiyorsunuz? Çünkü dünya ölümlüdür, nimetleri geçicidir, hayatı son bulucudur; dünyada işlenen günahlar ise bakidir (bunlar ahirette hesaba geçecektir).
Benim katımda, itaatkârlar için hazırlanmış cennetler vardır ki, kapıları sekiz tanedir. Her cennette zaferandan yetmiş bin bahçe var. Her bahçede kâfurdan yapılmış yetmiş bin şehir var. Her şehirde yakuttun yetmiş bin saray var. Her sarayda zebercetten yetmiş bin ev var. Her evde altından yetmiş bin oda var. Her odada yetmiş bin dükkân ve her dükkân üzerinde de amberden yetmiş bir sofra var. Her sofra üzerinde kırmızı altından yetmiş bin tabak var. Her tabak içinde yemek çeşitlerinden yetmiş bin çeşit var.
Her dükkânın içinde de kırmızı altından yetmiş divan var. Her divan üzerinde ipekten, dibaçtan, sündüs ve istebraktan yetmiş bin döşek var. Her divan arasında hayat suyundan, sütten, cennet şarabından ve saf baldan yetmiş bin nehir var. Her nehir kenarında erguvandan yetmiş bir çadır var. Her çadırda yetmiş bin döşek var. Her döşekte ahu gözlü huri vardır ki, önünde yetmiş bir köşk bulunur. Sanki bu huriler inci dizisidirler. O köşklerden her bir köşkte kâfurdan bin kubbe vardır. Her kubbede de Allah'tan bin hediye vardır. Bunları hiçbir göz görmemiş, hiçbir kulak işitmemiş ve hiç kimsenin kalbi de hatırlamamıştır. Orada istedikleri meyveler (nimetler) var. Bunlar, müminlerin amelleri karşılığıdır. Cennetteki cennetlikler orada boş laf ve günah duymazlar; ancak selamet dileyişi ile selamlaşma sözleri vardır. Cennette ölmezler, ihtiyarlamazlar, kederlenmezler, ağlamazlar, yorulmazlar, oruç tutmazlar, namaz kılmazlar, hastalanmazlar, rahatsız olmazlar, abdeste çıkmazlar, idrar etmezler ve cennetten de hiçbir zaman çıkmazlar.
Benim rızamı kazanmak isteyen ve benim ikram yerim olan cenneti arzulayıp benim rahmetimi ve nimetimi talep eden; sadaka vermekle, dünyayı benimsememekle ve rızkın azına kanaat etmekle bana (rahmetime) yaklaşsın. Ben de onu, cennetime yerleştiririm.
* Ey iman edenler! Allah'tan ona yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslüman olarak ölün. Biliniz ki, ilimsiz amel meyvesiz ağaç gibidir. Amelsiz ilim de kirişsiz ok yayına benzer.
Zekâtsız amel ve ilim, taş üstüne tuz ekene benzer. Ahmaklar yanında ilim, hayvanlar yanındaki inci ve yakuta benzer. Katı kalb, denizde duran taşa benzer. Kulak asmayanlar yanında öğüt, ölüler yanındaki yemeğe ve içeceğe benzer. Haram maldan sadaka vermek, idrarla necaset yıkayana benzer. Zekât vermeksizin kılınan namaz, ruhsuz cesede benzer. Tövbesiz amel, temeli olmayan binalara benzer. Artık o kâfirler Allah'ın kendilerini ansızın yakalayıvermesinden emin mi oldular? Allah'ın böyle ansızın baskınından ancak hüsrana düşenler emin olurlar.