Darbecilerin yargılanması talebiyle merkez kampus önünde toplanan Özgür-Der üyeleri, hükümete biran önce harekete geçmeleri çağrısında bulundu.
"28 Şubat Darbecileri Yargılansın!" yazılı pankartın açıldığı eylemi Güney Uzun yönetirken Özgür-Der Üyesi Zehra Türkmen, Fatih Akıncıları Derneği Başkanı Mehmet Şahin ve Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay da bir konuşma yaptılar.
"28 Şubat'ın Şefleri Yargılansın!"; "12 Eylül'den 28 Şubat'a, Tüm Darbeciler Yargılansın!"; "Darbeci Şefler Yargılansın!"; "Darbeciler Yargılansın, Bataklık Kurutulsun!"; "28 Şubat'ın Şefleri Balyozcuların Yanına!" yazılı dövizlerin taşındığı eylemde topluluk sık sık "Darbeciler Yargılansın, Gaspedilen Haklar Geri Verilsin!", "Kahrolsun Halkın Düşmanı Cunta!", "Darbeciler Yenilecek, Direnenler Kazanacak!", "Yaşasın İslami Mücadelemiz!", "Cuntaya Hayır, Eğitime Özgürlük!", "Cunta Halka Hesap Verecek!" sloganlarını attı.
28 Şubat Darbecileri Yargılanmalı
Eylemde ilk olarak söz alan Zehra Türkmen, Türkiye siyasi tarihine damgasını vuran darbeci geleneğe dikkat çekerek 28 Şubat'ın da bu darbeler zincirinin bir halkası olduğunu söyledi. Darbeciliğin 28 Şubat ile de bitmediğini belirterek "1000 yıl da sürse sürdüreceğiz!" diyen zihniyetin 28 Şubat darbesinin oluşturduğu şartları sürdürmek için en son Balyoz isimli darbe teşebbüsünde bulunmalarının şaşırtıcı olmadığını ifade etti. Darbecilerin darbeye ortam oluşturmak için camii bombalayacak kadar bir gözüdönmüşlük örneğini sergilediklerine dikkat çeken Türkmen, İslami kimliği hedef alan 28 Şubat darbesinin ayrıca yüz binlerce insanı mağdur ettiğini ve bu mağduriyetlerin çeşitli boyutlarıyla hala da cari olduğunu kaydetti.
Gelinen noktada darbecilerin yargılanmasına dönük olarak elbette yabana atılmayacak çapta icraatların ortaya konduğunu vurgulayan Türkmen, ne var ki bunun yeterli olmadığını, 28 Şubat darbecilerinin de mutlaka yargılanarak gaspedilen hakların kayıtsız-şartsız iade edilmesi gerektiğini söyledi.
Darbeyi Unutmayacağız, Unutturmayacağız!
Eylemde söz alan Fatih Akıncıları Derneği Başkanı Mehmet Şahin konuşmasında 28 Şubat darbesi ile darbecilerin laik-Batılı emperyalistlerle zihniyet birliğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bu süreç, emperyalizmin Anadolu coğrafyasında yapmış olduğu ne ilk ne de son icraattır. Birilerinin dediğinin aksine 28 Şubat darbe süreci bitmemiştir. Çünkü henüz bu darbeyi tertipleyenlerle hesaplaşma gerçekleşmemiştir. Darbe uygulamalarının yeniden halka yaşatılmasının garantisini hiç kimse veremez. 28 Şubat Darbesinin bittiğini söylemek için öncelikle bunu gerçekleştiren darbecilerin yargılanmaları gerek."
AK Parti hükümetleri döneminde darbeci zihniyetle girişilen kısmi hesaplaşmadan hareketle birilerinin 28 Şubat darbesinin bitişini ilan ettiğini ve dolayısıyla darbeyi unutturmak istediğini belirten Şahin "Bizler, bize yapılan hiçbir ihaneti asla ama asla unutmayacağız." dedi.
"Bin yıl da olsa Sürecek!" Diyenler Neredeler?!
Sözlerine Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun 28 Şubat için "Bin yıl da olsa sürdüreceğiz!" sözünü hatırlatarak başlayan Kenan Alpay, "Bugün burada konuşması gerekenlerin biri de Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu olmalıydı. Uzun zamandır ortalıklarda göremiyoruz kendisini. Bu sözün sahibi olmaktan ötürü yaşadığı utançla halkın karşısına çıkamıyor." dedi.
Darbecilerle, darbeci zihniyetle hesaplaşmanın öneminin daha iyi kavrandığı bir süreçten geçtiğimizi belirten Alpay, İstanbul Üniversitesi rektörü olduğu dönemde başörtülü öğrencilere kabadayılık yapan Kemal Alemdaroğlu'nun akıbetine de dikkat çekerek "Alemdaroğlu nerede şimdi? Ergenekon'a üyelikten Silivri'ye gitme sırasının kendisine geleceği korkusuyla titriyor olsa gerek! Ama düne kadar üniversitenin kapısından döndürülen kız kardeşlerimiz bugün okullarına girebiliyorlar artık. Çünkü biz hakkı onlar zulmü, biz adaleti onlar darbeciliği savunuyorlardı. Zulmü savunanlar silinip gider hakkı savunanlar ise tarihe geçer. İşte daha dün denecek kadar yakın bir zamanda yüksek yargı mensuplarından Genelkurmay'a brifing almaya koşanların kimler olduğu gözler önünde. Kendilerine gelen davalar için onama mı, bozma mı istiyorsun diye soruyorlar. " dedi.
Darbelere Zemin Oluşturan Bataklık Kurutulmalı
Alpay, 28 Şubat sürecine dair hükümete yönelik şu taleplerde bulundu:
- Kesintisiz eğitim zulmüyle ilköğrenime giden çocuklarımız hala da başörtüsü yasağı dayatmasıyla muhatap olmaktadırlar. Kesintisiz eğitim zulmüne ve ilköğretimdeki yasağa derhal son verilmelidir.
- 28 Şubat darbesinden kaynaklı olarak İHL'lerde baş gösteren sorunlar sürmektedir. Darbe kararları lağvedilerek yol açtığı sorunlar derhal çözülmelidir.
- Tankların caddelere, namluların halka doğrultulmasına zemin sağlayan Emasya, İç Hizmet Kanunu vb. yasalar ve uygulamalar derhal lağvedilmeli
- Ve 28 Şubat darbecileri yargılanmalıdır.
Özgür-Der'in taleplerini özetleyen bildirinin dağıtılmasıyla basın açıklaması sona erdi.
HAKSÖZ HABER
Basın Açıklamasının Tam Metni:
28 ŞUBAT KARANLIĞIYLA HESAPLAŞMAK İÇİN DAHA NE BEKLENİYOR?
Tanklarla sisteme balans ayarı yapılan, siyasi iktidarın tehditlerle işlemez hale getirildiği, yargının militarist baskıların kılıcına dönüştürüldüğü bir sürecin, 28 Şubat adı verilen kirli, karanlık dayatmanın yıldönümündeyiz. Üzerinden tam 14 yıl geçmesine rağmen 28 Şubat karanlığının tüm boyutlarıyla aydınlandığını söylemek maalesef mümkün değil.
Ülkeyi bin yıl sürecek bir karanlığa mahkum etmek isteyen despotik zihniyetin temsilcileri halktan yedikleri tokatla tarihin çöplüğüne atılmış haldeler ama yol açtıkları kirliliğin kalıntıları hala bir biçimde hayatımızı etkilemeye, önümüze türlü engeller çıkartmaya, mağdurlar üretmeye devam ediyor. Yüksek öğrenim alanındaki kısmi rahatlamaya rağmen, gerek eğitim hayatının farklı aşamalarında, gerekse de çalışma alanında başörtüsü yasağı adı verilen zulüm bitmiş değil. İrtica suçlamasıyla İslami kuruluşlar baskı altında tutulmaya devam ediyor. 28 Şubat sürecinde ivme kazandırılan dayatmacı uygulamalar bugün de halkın inşa ettirdiği cami ve mescitlere el konmasıyla, eğitim alanında hak gasplarıyla ve daha pek çok zorbalık uygulamasıyla sürdürülmekte.
Yüksek yargı kurumları dün olduğu gibi bugün de cuntalara kol kanat germekte. Bunun için olmadık icraatlar sergilemekte, hukuku katletmekte. Son dönemlerde bir takım militarist çete faaliyetlerinin açığa çıkarılmasına ve cunta örgütlenmelerinin dağıtılmasına rağmen darbecilik kültürü resmi ideolojik tezlerle bir biçimde savunulabiliyor. 28 Şubat sürecinde yaşananların halen darbecilere ilham kaynağı olmayı sürdürdüğü de biliniyor.
Oysa Ergenekon-Balyoz ve benzeri davalar çerçevesinde açığa çıkan belgeler, ifşaatlar, darbe planları ve örgütlenmeleri 28 Şubat sürecinin sorumlularından ve uygulayıcılarından, gerek kurumsal açıdan, gerekse de şahsi bazda işledikleri suçların, yürüttükleri kirli ilişkilerin hesabının sorulması gerektiğini açık biçimde ortaya koymaktadır. Bu süreçte rol alanların pek çoğunun, dahil oldukları cuntacılık batağında ülkeyi nasıl bir karanlık tünele, bir terör ve kaos ortamına sokmak üzere kirli faaliyetler yürüttükleri kesinleşmiştir.
Gerek farklı isimler ve planlar doğrultusunda ortaya çıkan darbeci çete tehdidinin tam manada savuşturulması, gerekse de darbe özlemecilerinin yarınlara ilişkin tüm karanlık hesaplarının püskürtülmesi için 28 Şubat sürecinin aktörlerinin mutlaka üzerlerine gidilmesi ve darbeci yapılanma içinde yer almış zevattan çeteci faaliyetlerinin hesabının sorulması şarttır.
Biliyoruz ki, darbecilik Kemalist modernleşme projesini zorbaca yöntemlerle halka dayatmaya çalışan otoriter bürokratik zihniyetin iflah olmaz bir hastalığıdır. İstiklal Mahkemeleriyle başlayıp 27 Mayıs'la, 12 Mart'la, 12 Eylül'le devam eden ve Balyoz'la, Kafes'le ve daha bir dizi zorbalıkla bugünlere taşınmaya çalışılan kirli bir militarist gelenekle karşı karşıyayız. 28 Şubat işte bu kirli ve karanlık zincirin paslı bir halkasıdır.
Adalet için, gelecek nesillerin daha sağlıklı bir ülkede büyümelerinin sağlanması için bu kirli, paslı zinciri bir an önce kırıp atmak şarttır. Bu doğrultuda başta 28 Şubat dayatmasının planlayıcısı askeri şefler olmak üzere, bu süreçte çeşitli biçimlerde cuntacılara hizmet etmiş tüm sorumluların vakit geçirilmeksizin yargılanmalarını talep ediyor, başta başörtüsü yasağı ve kesintisiz eğitim adı altında İmam Hatip okullarının orta kısımlarının kapatılması kararı olmak üzere darbe düzenini simgeleyen tüm yasak ve dayatmaların bir an önce kaldırılmasını, gasp edilen hakların geri verilmesini talep ediyoruz.
Özgür-Der