Nüfus artış hızının S.O.S vermesi Hükümetin doğurganlık oranını artırmak için çözüm önerileri arayışına sevk etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çocuk doğurun ısrarı, önündeki bu raporlardan kaynaklanıyor.
Raporların ortaya koyduğu sonuçlardan endişelenen Başbakan Erdoğan, en son AK Parti Grup Toplantısı'nda bu kaygısını şu sözlerle dile getirmişti: "Bunu söylerken 2040-2050, bu yılların Türkiye'sini düşünerek söylüyorum. Genç dinamik bir Türkiye'yi korumanın, daha ilerilere götürmenin düşüncesiyle söylüyorum. Şu andaki hızıyla giderse, 2037'de yaşlanan bir nüfus dönemine giriyoruz ve ondan sonra bunun bedeli çok ağır olacaktır ülkemize"
AVRUPA YAŞLI KITA
Avrupa kıtası için artık 'yaşlı nüfusun hakim olduğu kıta' yorumlarının yapılmasına neden oluyor.
İşte AB ülkelerinde nüfus artış hızı şöyle sıralanıyor:
Almanya: Yüzde 0.27
Avusturya: Yüzde 0.24
Belçika: Yüzde 0.16
Çek Cumhuriyeti: Yüzde 0.07
Danimarka: Yüzde 0..3
Estonya: Yüzde - 0.55
Finlandiya: Yüzde 0.16
Fransa: Yüzde 0.37
Hollanda: Yüzde 0.55
İngiltere: Yüzde 0.23
İrlanda: Yüzde 1.12
İspanya: Binde 1
İsveç: Binde 0.2
İtalya: Binde 0.7
Macaristan: Yüzde - 0.32
Polonya: Yüzde -0.03
Portekiz: Yüzde 0.18
Yunanistan: Yüzde 0.21
Bulgaristan: Yüzde -0.86
Romanya: Yüzde -0.12
'COCUK YAPMAYIN' DEMEK ACIMASIZLIK
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, özellikle sol kesimden gelen, "Bakabileceğin kadar çocuk yapın" söylemine sert çıktı: 'Bakabileceğin kadar çocuk sahibi ol' sözü çok acımasız bir kapitalist söylemdir. Bu sözü solun söylemesini yadırgıyorum. Bu çok acımasız bir şey diyorum.Yani, yoksulsan çocuk sahibi olma demek. Politik değil, teknik konu Türkiye'de birçok meselenin politik çerçevede ele alınmasının, ülkenin geleceğini ilgilendiren meselelerin bilimsel olarak tartışılmasının önüne geçtiğinden yakınan Devlet Bakanı Çubukçu, "Nüfus çok önemli bir mesele. Politik değil, teknik bir konu olarak ele alınması gerekiyor" dedi. Nüfusun politik değil teknik düzeyde tartışılması gerektiğini kaydeden Çubukçu şunları söyledi: "Devletin görevi ebeveynlere, 'Bakamıyorsan, çocuk sahibi olma' demek değil. Tam tersine çocukların geleceğini garanti altına almaya çalışmak devletin görevi. Kimse kimsenin kaç çocuk sahibi olacağına karar veremez. Aileler, serbestçe özgürce karar verecek. Dünyanın hiçbir yerinde Çin hariç, alilerin kaç çocuk sahibi olacaklarına ilişkin kararlar devletin zorlamasıyla olmaz. Özellikle sol kesimlerin dile getirdiği 'Bakabileceğin kadar çocuk sahibi ol' ifadesini acımasız buluyorum. Tam tersine sosyal devlete inanan, sosyal demokrasiye inanan, sosyal adalete inanan kişiler, doğan her çocuğun devlet tarafından belli bir güvenceyle donatılması, onların eğitim ve sağlık giderlerinin devlet tarafından garantilenmesini talep ederler. Kimseye 'hayır çocuk sahibi olma' demezler." Teşvik gelebilir Bakan Çubukçu, ailelere çocuklar için yapılan desteklerin artabileceği sinyalini vererek, "Biz, özellikle çalışan annelere yönelik bazı düzenlemeler getirdik. Bunlar doğrudan çocuk doğuran annelere yönelik. AB'de genç nüfusu teşvik amacıyla bizden çok ileri düzenlemeler var. Almanya şu anda dördüncü çocuğa yüksek teşvik vermeyi tartışıyorlar. Orada tartışmalarda daha fazla çocuğa neden destek vermiyoruz tartışması yaşanıyor. Bizimkinin tam tersine" dedi.
ÇALIŞMA ANNELiĞE ENGEL DEĞiL
Bakan Çubukçu, kadının çalışması ile doğum arasında ilinti kurulmasını da eleştirerek, "Kadını eve kapatmak istiyorlar yönündeki eleştiriler haksız. Hem bunu örnek veriyoruz, hem de aynı hafta İspanya'da hamile bir kadın savunma bakanı oluyor. Demek ki gebelik çalışmaya engel değil. Blair'in eşinin başbakanlığı döneminde 40 yaşında doğurması, çok önemli bir mesaj taşıyordu. Bu anneliğin bazı meseleleri engelleyeceğinin gerçek olmadığını gösterdi. Bayan Blair, İngiltere'nin en önemli avukatlarından biriydi" diye konuştu.