Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "yargıya güvenmiyorum" anlayışının terk edilmesi gerektiğini söyledi. Eminağaolu, "Erkler ayrılığı içerisinde yasama organı da, yürütme organı da hukukun üstünlüğüne uymak durumundadırlar. Yasama ve yürütme organlarının yargı tarafından denetimi de kuşkusuz hukukun üstünlüğünün bir gereğidir" dedi.
YARSAV'ın Hakimevi'nde düzenlediği "Kuvvetler Ayrılığı ve Yargıda Örgütlenme Özgürlüğü" konulu uluslararası sempozyum başladı. YARSAV'ın, Dünya Yargıçlar Birliği (IAJ) ve Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupa Yargıçlar Birliği (MEDEL) ile birlikte düzenlediği uluslararası sempozyuma, Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanı Mahir Ersin Germeç, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yanı sırda çok sayıda hakim ve savcı katıldı. Hakimevi'nde yapılan sempozyumda katılımın fazla olması nedeniyle çok sayıda hakim ve savcı konuşmaları ayakta dinlemek zorunda kaldı.
-'YARGIYA GÜVENMİYORUM ANLAŞIYIŞI TERK EDİLMELİ'
Sempozyumun açış konuşmasını YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu yaptı. Eminağaolu, "Erkler ayrılığı içerisinde yasama organı da, yürütme organı da hukukun üstünlüğüne uymak durumundadır. Yasama ve yürütme organlarının yargı tarafından denetimi de kuşkusuz hukukun üstünlüğünün bir gereğidir" dedi.
Eminağaoğlu, "Yargıyı, yargıya bırakmamalıyım" ve "Yargıya güvenmiyorum" gibi anlayışların terk edilmesi gerektiğine de dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bu bağlamda savcılık soruşturmaları, her boyutuyla bizzat Cumhuriyet savcıları tarafından yürütülmemekte, ancak çözüm için adımlar da atılmamaktadır. Yürütmenin etkisi altındaki kolluğun gerçekte öne çıktığı soruşturmaların, yürütmenin kendi içindeki bilgi akışı da gözetildiğinde, ne derece yürütme erkinin istek ve beklentilerinden uzak durularak yürütüldüğü soruları ciddi olarak artış göstermiştir. Bir de buna soruşturmaların gizliliğine rağmen, belirli çizgideki medya kuruluşlarında soruşturmaları yönlendirme ve kamuoyu yaratma amaçlı yayınlar eklenince, 'yargı yargıya bırakılamaz' söyleminin medyaya da misyon yüklemek suretiyle uygulamaya sokulduğu tartışmalarına neden olmuştur. Yargı, bu tartışmaların odağına itilmemeli, sokulmamalıdır."
-TÜRMEN, "ÜÇ ERK YOKTUR, 4 ERK VARDIR"
Sempozyumda konuşan Dr. Rıza Türmen, bir siyasi gruba dahil olmayanların etkinliğinin ve sayısının arttığına dikkat çekerek şunları söyledi:
"Seçilmiş iktidara bağlı kurumlarda görev alanlar daha etkili oluyorlar. Artık, üç kuvvet yok ortada. 4 erk vardır. 4. erk seçilmemiş kurumlardır. Bu durum demokrasiye tehdit midir? Bence değildir. Demokrasiyi güçlendiren bir gelişmedir. Seçilmemiş organların nüfuzunun artmasından söz ederken yargıdan söz etmemek mümkün değildir. Ulusal yargı ve yargıçlar giderek daha fazla uluslararası bir nitelik kazanıyor. Ulusal yargının ve ulusal yargıcın bu niteliği kazanması demokrasiyi güçlendiriyor. Yasaların anayasaya aykırılığı görevini yasama organına vermek tartışılıyor. TBMM nin Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı askıya alma yetkisi de tartışılıyor. Bu, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı bir durum olur. Yargı kanun yapmaz. Ama, yasama organının ortağı sayılır. Çünkü kanunu yorumlar."
-ÖZOK, "BAŞSAVCI KAPATMA DAVASI AÇACAĞINA BİN PİŞMAN EDİLDİ"
Sempozyumda konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP hakkında kapatma davası açtığına 'bin pişman' hale getirildiğini belirterek, "Herkes bulunduğu yerin sorumluluğuyla hukuku ve demokrasiyi içine sindirsin" diye konuştu.
Sempozyum yarın da devam edecek.