Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, ekonomik kriz karşısında 6. paket olarak adlandırılacak yeni düzenlemede Kredi Garanti Fonu'na daha etkili rol ve fonksiyon vereceklerini söyledi. Ekren, "Amacımız, özel sektörümüzle bankalar arasındaki kredi akışını düzenleyecek bu kuruma, yeni işlev ve daha doğru, daha etkili rol ve fonksiyon vermektir. Hazinemiz, 1 milyar lirayla fona katkıda bulunacak. Meslek kuruluşlarımızı da bu fona katkıda bulunmaya davet ediyor, talep ediyor ve istiyoruz." dedi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) yeni dönem ilk meclis toplantısına katılan Bakan Ekren, Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH), 741,8 milyar dolara ulaştığını belirterek şunları söyledi: "GSYİH açısından birinci kritik eşik 500 milyar dolar, ikinci kritik eşik 1 trilyon dolar oldu. 2013 ve 2023 hedeflerine yönelik orta vadeli programı, önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Açıkladığımızda 1 trilyon dolarlık ekonomiye de kısa bir süre içinde ulaşma şansımız olacak."
Küresel krize karşı uygulamaya konulan birinci tedbir paketinin, 11,3 milyar lira büyüklüğünde olduğunu vurgulayan Ekren, ekonomideki canlılığı ve performansı artıracak, ''reform ajandası''nı güçlü tutacak 5 tedbir paketini uygulamaya koyduklarını dile getirdi. Türkiye'nin, küresel sistemle son yıllarda hızla entegre olduğu için dış talep ve dış fon sorunuyla karşılaşan bir ülke olduğunun altını çizen Ekren, şöyle devam etti: "Bunun da etkisiyle iç talep ve iç fon sorunu da olan bir ülkedir. Böyle bir süreç içinde yapılması gereken en doğru adım, kredi mekanizmalarının düzgün işlemesini sağlayacak sağlıklı yapıları ve ortamı oluşturmaktır. Kredi Garanti Fonu'nun etkinleştirilmesi de bu bağlamda düşünülmeli."
6. paket olarak adlandırılacak yeni pakette, Kredi Garanti Fonu'nda düzenleme yapacaklarını ifade eden Ekren, "Özel sektörümüzle bankalar arasındaki kredi akışını düzenleyecek bu kuruma, yeni işlev ve daha doğru, daha etkili rol ve fonksiyon vermektir. Hazinemiz, 1 milyar lirayla fona katkıda bulunacak. Katkının bankacılık sektöründe oluşturacağı etki, ortalama 10 katına kadar çıkabilecek. Meslek kuruluşlarımızı da bu fona katkıda bulunmaya davet ediyor, talep ediyor ve istiyoruz. Özellikle küresel finans krizinin ortaya çıkarttığı bu tabloda, hem ABD hem Avrupa'da, özel ve kamu sektörünün çok anlamlı işbirlikleri oluyor. Kredi Garanti Fonu da bu açıdan özel önem taşıyor. Bu düzenlemeyle bir taraftan firmalarımıza kredi desteği sağlayacağız, diğer taraftan bankalarımızın bilançolarının sağlıklı yapıda kalmasına katkıda bulunacağız."
Küresel krizin etkilerine rağmen üretim ve istihdam sağlayan reel sektöre hak ettiği desteği vermek istediklerini antalan Ekren, "Fona sağlanacak hazine desteğine ilişkin usül ve esaslar, fon kaynaklarının kullanım şekli, fonun işleyiş mekanizması, bu çerçevede Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenmiş olacak. Küresel finansal krizde küresel iş birliği elbette önemlidir ama en az bunun kadar önemli olan, ulusal düzeydeki iş birliğidir. Bu işbirliği, krizin etkilerini azaltmaya yardımcı olacak, tüm tarafların ortak dayanışmasını gösterecek, dolayısıyla da en fazla ihtiyacımız olan beklentilerin hızla düzelmesine de yardımcı olacaktır." şeklinde konuştu.
"HANGİ BÖLGELERDE HANGİ SEKTÖRLERE TEŞVİK VERECEĞİMİZİ BAKANLAR KURULUNDA GÖREŞECEĞİZ"
Konuşmasının ardından BTSO üyelerinin sorularını cevaplayan Bakan Ekren, Bakanlar Kurulunda yapacakları bir toplantı ile Türkiye'de hangi bölgelerde hangi sektörler hangi tür teşvik mekanizmalarıyla desteklenmesi gerektiği kararını vereceklerini söyledi. Sıfır faizli KOSGEB cansuyu kredi desteği paketinden, hizmet sektörünün de yararlanmasının programlarında yer aldığını belirten Ekren, şu bilgileri verdi: "Geçen yıl 24 bin KOBİ'ye 1,6 milyar liralık kaynak aktardık. Bu kaynağı, bu yıl 3 milyar liraya çıkarmak istiyoruz. Bazı sektörlerde net ihracatçılık söz konusu. İhracat açısından krizden etkilenen sektörlerle, uluslararası konjonktürden dolayı daha önce bu tür problemlerle karşılaşmış sektörleri ayırmamız lazım"
Teşviklerle ilgili bir soru ise Bakan Ekren, şu yanıtı verdi: "Bakanlar Kurulunda yapacağımız bir toplantıda, Türkiye'de hangi bölgelerde hangi sektörler hangi tür teşvik mekanizmalarıyla desteklenmesi gerekiyor kararını vereceğiz. Teşvik sisteminin birinci ayağı bu... İkinci ayağı da belirlediğimiz sektörlerde kalmak koşuluyla bu sistemin dışında kalan belli bir limiti aşan yatırım yapıldığında, Türkiye'nin neresinde yatırım yaparsanız yapın, çok cazip, farklı bir teşvikle karşı karşıya kalacaksınız. G-20 toplantısı ve Obama ziyaretinin ardından, muhtemelen Bakanlar Kurulunda bununla ilgili karar alacağız.
Ekren, IMF görüşmeleri ile ilgili olarak da, "Şu an Türkiye'nin içinde bulunduğu ortama bakıldığında iki tane önemli ihtiyacımız var. Bir tanesi dış talep, dış fon sorunudur ve ikincisi de bunun ortaya çıkardığı iç talep, iç fon sorunudur. Her ikisi için de imkan ve kaynaklarımız çereçevesinde adım attık, atıyoruz. IMF'nin de küresel finans krizinin çözümüne destek vermesi ve ulusal ekonomik ihtiyaçları dikkate alması gerekir. Son görüşmelerde de bu noktaya giden önemli adımlar atılmış oldu." şeklinde konuştu.
Bakan Ekren, toplantının ardından Holiday İnn otel'de akşam yemeğini yedi ve havayolu ile Ankara'ya hareket etti.