75'lik Hasan Amca 300 Hafız Yetiştirdi

Boğazköylü Hasan Hoca ömrünü Kur’an-ı Kerim’e adadı. Yarım asır önce başladığı hafızlık eğitimine ara vermeden devam ediyor.

Kütahya’nın Simav İlçesi’ne bağlı Boğazköy’deki Kur’an Kursu’nda 50 yıldırhafızlık yaptıran 75 yaşındaki Hafız Hasan Takak’ın öğrencileri arasında müftü de varsavcı da var hakim de var işadamı da var öğretim üyesi de…

"BENİM SOSYAL GÜVENCEM ALLAH RIZASI"

Şu ana kadar yetiştirdiği binlerce öğrenciyle bölgede en çok tanınan isimlerin başında gelen Hasan Hoca, hiçbir karşılık beklemeden insanlara Kur’an-ı Kerim öğretip, hafız yetiştiriyor. Sosyal güvencesi de olmayan Hasan Hoca, “benim en büyük sosyal güvencem Allah rızası” diyecek kadar da geniş bir imana sahip.

300 HAFIZ YETİŞTİRDİ

Şu ana kadar yetiştirdiği 300 hafızla gurur duyduğunu dile getiren Hasan Hoca’nın öğrencileri arasında hafızlık yarışmalarında Türkiye birinciliklerinin yanı sıra dünya çapındaki yarışmalarda dereceye giren öğrencisi de var.

250 KİŞİNİN YAŞADIĞI KÖYDE 150 HAFIZ VAR

“Hafız yetiştirmeye ne zaman karar verdiniz?”sorusuna cevap veren Hasan Hoca, kutsal vazifenin nasıl başladığını şu sözlerle açıkladı:

“Yaklaşık olarak 50 seneden bu yana talebe okutuyorum. O günden bu güne aynı hızla devam ediyoruz. Bizim köyün imamı talebeleri okutmayı bırakınca talebeler boşta kaldı. Böyle olunca komşular benden çocuklarına ders vermemi istediler. Çocuklarının “Hafız olsunlar” dediler. Kendi evimde eğitim vermeyi uygun gördüm. Öncelikle 5-10 kişi ile başladık. O zamanlarda bizim köyde şöyle bir adet vardı; normal okuyanlara bir hatim merasimi oluşturulurdu akşamları. Ve o zamanın çocukları hatim oldu. Bu durum milletin dikkatini çekti. Bu vesileyle 250 kişinin yaşadığı köyümüzde 150 insanımızı hafız yaptık. Bu hafızlar arasında kadınlarımız da var.”

"35 SENE BOYUNCA EVİNDE EĞİTİM VERDİ"

30-35 sene boyunca kendi evinde çocuklara eğitim veren Hasan Hoca, talebelerin çoğalması ile birlikte evin kapasitesi az gelince Kur’an Kursu açılması için girişimde bulunur.

Kurs düzenine geçtikten sonra durumun daha değişik bir hal aldığının altını çizen Hasan Hoca o yılları şöyle anlatıyor:

HER YIL 5-10 KİŞİ HAFIZ OLUYOR

“Türkiye’nin her yerinden daha fazla talebe gelmeye başladı. Önceki sene kursumuzdan sınava giden 37 imamın 37’si de sınavı kazandı ve imam oldu. Şu anda benim yetiştirmiş olduğum talebelerin bine aşkını din görevlisi olarak hizmet etmektedir. Bunların dışında da talebelerim arasında öğretim görevlisi, avukat, hakim, savcı ve müftü olan da var.28 Şubat’tan önce her yıl 15-20 talebemiz hafızlık belgesi alıyordu. Ama o dönemden sonra sayı 5-10 civarına düştü ve günümüzde de bu şekilde devam ediyor.”

"28 ŞUBAT'TA BİLE KURSUMUZ KAPANMADI"

Talebe konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını sözlerine ekleyen Hasan Hoca, 28 Şubat sürecinde Türkiye’de bir çok Kur’an kursunun kapanmasına rağmen köylerindeki kursun hiç kapanmadığına dikkat çekti.

İMAM-HATİP MEZUNLARINA TAVSİYE

AK Parti Hükümeti’nden duyduğu memnuniyeti ifade eden Hasan Hoca, İmam-Hatip Lisesi öğrencilerine verilen değerden bahsetti:

“Biz bugüne kadar istikametimizi bozmadan, bize hangi kesimden olursa olsun -sağcısı, solcusu vs.- kim geldi ise biz hiçbir şekilde ayrım yapmadan onlara eğitim verdik. Ülkenin şu anki durumundan çok memnunuz. Çünkü İmam Hatip’lere değer veriliyor. Bu hükümet zamanında önceki hükümetler döneminde 8-10 bin olan din görevlisi sayısı 140 bine çıktı. Bu çok güzel bir şey. İmam Hatip mezunları artık görev alma konusunda umutsuzluğa düşmesin. Yeter ki kendilerini yetiştirsin, lise eğitimi yahut iki yıllık önlisans eğitimi ile kalmayıp, lisans eğitimlerini de alsınlar. Böylesi onlar için çok daha faydalı olur.”

Öğrencileri tarafından da çok sevilen Hasan Hoca, zaman zaman geçirdiği kalp rahatsızlığının el verdiği sürece hafız yetiştirmeye devam edeceğini söylüyor.

omer.sut@haber7.com

İslam Haberleri

Aliya İzzet Begoviç'in Vefat Yıldönümü
Hizbullah'ın Üst Düzey Komutanı Şehid İbrahim Muhammed Akil kimdir?
İmam Hüseyin’in Kızı Hz. Rugayye’nin baba özlemi ve şehadeti
Kerbela Kıyamının Sebep Ve Faktörleri
Kerbelâ'dan Sonra Ne Oldu?